"Türk devleti ve iktidarı kendi ecdadına ve geleneklerine yakışan vahşeti sürdürmeye devam etmektedir" vurgusunda bulunulan açıklamada, şöyle denildi:

"Kürtleri yok etmeye yemin etmiş ırkçı Türk devleti, taş üstünde taş, gövde üstünde baş  bırakmamakla övündüğü hain ve vahşi uygulamalarını Rojava'da sürdürmektedir.  Başur'da coğrafyayı bombalamakla rahatlamayan terör devleti, şimdi de Rojava'da uluslararası savaş suçu olarak bilinen ve kanunlarda zikredilen, sivil halkın yaşam kaynaklarını bombalamakta, uluslararası kanunları hiçe sayarak, elektrik, gaz, enerji kaynaklarını, su ve ekmek fırınlarını, yüzlerce uçakla bombalayarak 'şanına yakışır tarihine' yeni 'kahramanlıklar' ekliyor! 

Terör devletinin bu vahşi terörüne ses çıkarmayan devletler de bu savaş suçuna ortaklık etmekteler. Hiçbir güvenlik gerekçesi bu vahşi uygulamalara meşruiyet kazandıramaz. Bu vahşi ve  hiçbir kanunda gerekçesi olmayan Türk devlet terörünün, derhal durdurulması gerekmektedir.  

Milletimizi bu terörün sonunu getirebilmek için, birlikte ve ittifak içinde hareket etmeye çağırıyoruz. Kendi gücümüzle bu terörü bertaraf etmek ellerimizdedir. Kim nerede ise ve nasıl mücadele edebilecekse öyle mücadele etmelidir. Milletimiz bu terörü lanetlemek ve durdurmak için alanlara akmalı, dostlarını, vicdan sahiplerini, bu terörü defetmeye kilitlemelidir.

Dünya insanlığı ve devletlere de şu çağrıyı yapıyoruz: Türk devlet terörüne sessiz kalmanız, sizleri tarih karşısında suçlu duruma koymuştur/koyacaktır. Dürüst ve samimi Müslümanların bu vahşi ve zalim terör devletine karşı çıkmaları, İmani ve İslami farizadır."