Kürt din alimleri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için mücadeleye çağırdı

Kürt Din Alimleri Hareketi, 9 Ekim 1998’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleşen uluslararası komployu 25’inci yıl dönümünde kınayarak Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadelenin güçlendirilmesinin önemine vurgu yaptı.

9 Ekim Komplosu’nun yıldönümü dolayısıyla Kürt Din Alimleri Hareketi Başkanı Muhyeddin Kurtay ve hareketin diğer birçok üyesi ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.

KÜRT HALKININ LİDERİ ABDULLAH ÖCALAN’DIR

Muhyeddin Kurtay, uluslararası komplonun geniş bir altyapısının olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Bu komplo devletlerin iştiraki ile gerçekleşti. Şüphesiz ki onlar birleşmeden bunu başaramayacaklardı. Kürt halkın, özgürlüğünü talep etmesi, iradesine sahip çıkma, evrensel adına sahip çıkması, diline ve kültürüne sahip çıkma siyaseti yükselmişti. Kürt halkın bundan sonuç almaması için bu komplo kurulmuştu. Bu siyaseti yönlendiren ve belirleyen kişi Önder Öcalan’dı. Her toplumun bir lideri var. Her dönem bir millete bir lider gelir. 21. yüzyılda Kürt toplumun lideri Abdullah Öcalan’dır. Toplumunu uyandırdı. Sömürgecilikten kurtulması için halkını uyandırdı. Bunun çalışmasını yürüttü. Topluma yol gösterdi. Buna rehberlik etti. Toplum uyandı ve onu takip etti. Bunun için bu komplo süreci geliştirildi. Öcalan üzerinde başta tecrit uygulanıyor, sonra da halk üzerinde tecrit uygulanıyor. Önce zulmü oradan başlatıp, sonra tüm topluma uyguluyorlar. Onun üzerindeki tüm baskılar Kurdistan’ın tümüne uygulanıyor. Artık halkımız, liderlerinin özgürlüğünü ve aralarında olmasını istiyor. Bunun için mücadele ediyor.”

BİRLİK ÇAĞRISI

Mele Muhyeddin, Türk devletin Medya Savunma Alanları’na yönelik işgal saldırılarında KDP’nin iş birliğine de değinerek, tarihsel olarak Türk devletin Kürtlere yönelik siyasetinin böl ve yönet olduğunu ve bu siyasetin bugün KDP üzerinden devreye konulduğunu söyledi.

Mele Muhyeddin, KDP’nin bir an önce bu siyasetten vazgeçmesi için çağrıda bulunarak, birlik ve beraberlik içinde Kürt halkının mücadelesini yürütmesi gerektiğini söyledi.

MELE CEMAL: İNSANLIKTA TECRİDİN YERİ YOKTUR

Mele Cemal ise Abdullah Öcalan’ın Kürt toplumun lideri olduğunun ve halkın bu ona yönelik tecritti kabul edemeyeceğinin altını çizerek, “Abdullah Öcalan Kürt halkının önderidir. 25 yıldır hapistedir. Tecrit altındadır. Kimse haber alamıyor. Önderlik üzerindeki tecrit onun şahsı için uygulanmıyor. Onun şahsında tüm toplumumuzu tecrit altına alıyorlar. Kürt halkının inkâr ve imha edilmesi için bu tecrit devreye konulmuştur. Bu Kürt halkının yok edilmesidir. Bu hepimizin tecrit edilmesidir.  Ne dinde ne insanlıkta bu tecrittin yeri yoktur. Artık halk olarak buna dur dememiz lazım” diye konuştu.

MELE AHMED: İNSANLIK DIŞI YÖNTEMLER UYGULUYORLAR

Mele Ahmed Müslüm Sadioğlu, İmralı’da uygulanan tecritti lanetleyerek, “ Önder Öcalan üzerindeki uluslararası komplo halkımıza yönelik bir komplodur.  Öcalan’ı insanlık düşmanlarına teslim ettiler. 25 yıldır ahlak dışı, insanlık dışı ve hukuk dışı bir şekilde bu sürüyor.  21 yıldır Türkiye’de Müslüman olduğunu iddia eden bir parti bu tecridi uyguluyor. Reber Apo’nun şahsında tüm halkımıza bunu yapıyorlar. Din adı altında insanlık dışı yöntemler uyguluyorlar. Bir toplumu zindanlara atan, kimliğini inkar eden, düşüncesini yasaklayanlar Allah’ın lanetine layıklar. Lanet ile anılacaklar. Çünkü onlar zalimdir” ifadelerini kullandı.  

HASAN BASRİ FIRAT: TÜRK DEVLETİNİN ÇÖZÜM, BARIŞ GİBİ BİR POLİTİKASI YOK

Xinûs Eski Belediye Başkanı ve Şêx Said’in torunu Hasan Basri Fırat ise Kürtlerin 100 yıldır geliştirdiği ayaklanmaların yenilgisinin iç ihanet sonucu olduğunu belirterek, şunları söyledi:  “Türk devleti çok zalim bir düşmandır. Kürtleri parçalayıp, bölerek, yönetme felsefesini hiç terk etmedi. Cumhuriyet dönemi boyunca Kürtler, mücadele etmiş ve direnmişler. Kürtleri hile ile birbirine düşürüp yenmeyi başarmışlar.  Önceki ayaklanmalar bölgesel kalmışlardı. Kurdistan’ın tümüne hitap etmemişler. Ancak 1980’lerde ortaya çıkan PKK hareketi hem modern hem de 4 parçaya hitap ediyor. 4 parçada Kürtlerin çocukları bugün dağlarda savaşıyor, şehit düşüyor. Bunu ortaya koyan bu düşünceyi ve siyaseti hayata geçiren Önder Öcalan’dır. Bugün tutuklu olsa da onun fikirleri ile bu mücadele devam ediyor. Bu sorunu ancak Önder Öcalan çözer. Ancak Türk devletinin çözüm, barış gibi politikası yoktur. Türk devleti buna hazır değildir. Katliam ve soykırım ile hal etmekte ısrar ediyor. Onun için bugün Önder Öcalan ‘ı ağır bir tecrit altında tutuyorlar. Amaçları Kürtleri bu şekilde katletmektir.”