Kürt Halk Önderi için oturma eylemi 2. gününde
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için AK önünde başlayan oturma eylemi ikinci gününde.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için AK önünde başlayan oturma eylemi ikinci gününde.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle Avrupa Konseyi (AK) önünde başlatılan oturma eylemi ikinci gününde devam ederken, kurum temsilcileri katliamcı ve komplocu politikaların teşhir edilmesi için mücadele edileceğini vurguladı.
Kürdistanlı ve Türkiyeli siyasetçi, demokratik-sol kurum ve inanç temsilcilerinin devraldığı ve bir ay sürecek eylemin ikinci gününde, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün önemi vurgulandı.
"Tecride, Faşizme, İşgale Son; Özgürlüğü Sağlama Zamanı" hamlesi kapsamında Fransa’nın Strasbourg kentinde bir ay boyunca devam edecek oturma eyleminin ilk haftası Cuma günü sona erecek ve gelecek hafta yeni grupla kaldığı yerden devam edecek.
Her hafta 30 kişiden oluşan grupların devam ettirdiği eylemi son haftasında ise gençler ve enternasyonalistler devralarak, “Öcalan’a Özgürlük” diyecek.
Avrupa kurumlarının salgından dolayı kapalı oluşu diplomasi çalışmalarının yürütülmesinde bir sorun teşkil etse de Dış İlişkiler Komisyonu, hazırladıkları dosyaları AK’ne üye ülkelerin daimi temsilciliklerine ulaştıracak. Bu dosyalarla uluslararası komplonun geldiği boyut, Kürt Halk Önderi üzerindeki tecrit, Türk devletinin Kürdistan işgali ve Kürtlere yönelik geliştirdiği katliamlar ile siyasi soykırım operasyonları hakkında bilgilendirmeler yapılacak.
KURUMLARIN SESSİZLİĞİNE TEPKİ
Eyleme ilişkin konuşan Almanya Kürdistanlı Toplumlar Konfederasyonu (KON-MED) Eşbaşkanı Tahir Köçer, uluslararası komplonun başlatıldığı 9 Ekim 1998’den bu yana 22 yılın geçtiğini ve 15 Şubat 1999’daki esaretten bu yana da Kürtlerin Strasbourg’da olduğunu hatırlattı.
Köçer, Kürt Halk Önderi üzerindeki ağır baskılar ve tecride karşı halkın yürüyüşler, açlık grevleri, oturma eylemleri gibi farklı eylemlerle halkın tepkisinin ortaya konulduğunu söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) gibi birçok yetkili kurumun olduğu bir şehirde eylemde olduklarına işaret eden Köçer, kurumların sessizliğine karşı tepkiye dikkat çekti.
Türk devletinin 9 Ekim komplosunun yıl dönümünde geçtiğimiz yıl Gre Spi ve Serakaniye işgalleri ve diğer birçok saldırılarını denk getirdiğini dile getiren Köçer, saldırılara karşı KCK’nin başlattığı hamlenin önemine vurgu yaptı.
Avrupa’daki Kürt kurumlarının yanı sıra sol-sosyalist ve devrimci güçler ile enternasyonalistlerin bu hamlede yer aldığını belirten Tahir Köçer, KON-MED olarak tüm bileşenleriyle eylemde yer aldıklarını söyledi.
'AVRUPA KAMUOYU BİLGİLENDİRİLMELİ'
Bugüne kadar komploya karşı mücadelenin fedakârca yürütüldüğünü söyleyen Köçer, “Ancak demek ki, bu Önderliğimizi, halkımızı özgürleştirmek için yeterli olmamış. Bu hamle ile daha kapsamlı bir şekilde yürüteceğiz eylemlerimizi” diye konuştu.
Kürt halkının artık tecride karşı ‘tahammülünün kalmadığının’ altını çizen Köçer, yaşananlarda sorumluluğu olan Avrupa kurumlarının artık tutumlarını gözden geçirmeleri gerektiğini ifade etti.
Erdoğan’ın Doğu Akdeniz’den Yukarı Karabağ’a kadar izlediği gerginlik ve işgal politikalarının görülmesi gerektiğini söyleyen KON-MED Eşbaşkanı, “Aslında Avrupa kamuoyunun yüzde 99’u bu duruma karşı” dedi. Köçer, buna karşın devletlerin net bir tutumunun olmadığına dikkati çekti.
Köçer, Avrupa toplumunun daha duyarlı kılınması ve devletlerin gündemine konulabilmesi için faşizme karşı değişik eylemlerle hamle kampanyasının süreceğini sözlerine ekledi.
‘HALKLAR VE İNANÇLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ ŞART'
FEDA Eşbaşkanı Demir Çelik ise KCK’nin başlattığı özgürlük hamlesinin dört parça Kürdistan’ın ve Kürt dostlarının sahiplendiği bir hamleye dönüştüğünün altını çizdi. KCDK-E’nin tüm bileşenleriyle hamleye katıldığını söyleyen Çelik, Öcalan’a yönelik tecrit ve izolasyonun tüm Kürtlere ve halklara yapıldığının bilinmesi gerektiğini vurguladı.
İdeolojik, politik ve pratik Önderlik konumunda olan Öcalan’ın savaşa karşı barışın; faşizme karşı demokrasinin ve barbarlığa karşı uygarılığın mücadelesini verdiğini dile getiren Çelik, buna karşılık tecridin dayatıldığının altını çizdi. Demokratik modernite ve halkların umudunun boğulmak istendiğini söyleyen Çelik, demokratik, çoğulcu, kadın özgürlüğüne dayalı çözüm isteyen Öcalan’a tecride karşı çıkarak bu siyasete karşı durulduğunu vurguladı.
Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşmasının hem halkların hem de inançların özgürlüğüne kavuşması olacağını söyleyen Demir Çelik, Asuriler-Süryaniler ve Êzidîler başta olmak üzere Mezopotamya’da kadim insanlık tarihinin katledilmek istendiğini hatırlattı. Dillerin, kimliklerin ve inançların yaşatılması için Öcalan’ın özgürlüğüne ve Kürdistan’ın statüye kavuşturulmasının önemine dikkat çeken Çelik, bunun için Avrupa’da her türlü kamuoyu oluşturma çalışmalarının güçlendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Eylemler kapsamında çeşitli etkinlikler de düzenleniyor. Bugün "Faşizme karşı Ortak Mücadele Zemini Nasıl Güçlenmeli" başlıklı seminer düzenleyecek.