Avrupa Kürt Kadın Hareketi’nin (TJK-E) devraralar sürdürdüğü oturma eyleminin ikinci haftasında , Avrupa Konseyi'nde Türkiye'ye ilişkin oturumların ilk günü dolayısıyla bir yürüyüş gerçekleşti.
Avrupa Konseyi üye ülkeleri İzleme Komitesi’nin 19 Ekim’de yayınladığı Türkiye raporu doğrultusunda Avrupa Konseyi 22 Ekim'de toplandı. Oturumlar 23 Ekim günü de sürecek.
Online olarak organize edilen oturumlarda AKP – MHP iktidarının HDP’ye yönelik siyasi soykırımları, Kürt halkına yönelik baskı ve savaş politikaları ile CPT raporu doğrultusunda başta İmralı işkence sistemi olmak üzere cezaevlerindeki kötü muammeleler ele alınıyor.
TJK-E ve KCDK-E’nin çağrısıyla Kleber Meydanı’nda başlayan yürüyüş, AK önündeki açıklamalarla son buldu.
Eylemde 10 dilde yazılan “Öcalan’a özgürlük” pankartı ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın büyük fotoğrafları taşındı.
Sık sık “Katil Erdoğan” , “Terörist Erdoğan” , “Türk Devleti faşisttir” , “Bıji Serok APO”, “Jin, Jiyan, Azadi” sloganlarının atıldığı eylemde, kadınlar ellerindeki ritim araçlarıyla sesli protestoda bulundular.
AK önüne gelen eylemciler burada ellerindeki Öcalan fotoğraflarıyla bir oturma eylemi gerçekleştirdiler. Oturma eyleminde Hunermend Zarife Zerin Uluslararası Komplo’nun tarihsel sürecini anlatarak, Avrupa ülkelerinin bu komplodaki rolüne değindi.
Daha sonra 9 yıldır süren Özgürlük Nöbeti eylemi alanına geçilirken, katılımcı kurumlar burada birer konuşma yaptılar.
TJK-E adına söz alan aktivist Neslihan Kılıç, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uluslararası komployla rehin alınarak Türk Devleti’ne teslim edildiğini, Türk Devleti’ne ise gardiyanlık görevinin verildiğini ifade etti.
Kılıç, Öcalan’ın 22 yıldır dünyada eşi benzeri görülmemiş şekilde İmralı işkence sisteminde tutulduğunu belirterek, bu işkence ve izolasyonunun Kürt halkına uygulandığını ifade etti.
Demokrasinin savunucusu olduğunu iddia eden Avrupa Devletlerinin, Türk Devleti’nin İmralı’da uyguladığı insanlık dışı uygulamalar karşısında sadece “endişeliyiz” diyerek suç işlediğini ifade eden Kılıç, Türk devletinin faşist iktidarını gelinen noktada dört bir yana saldıran boyuta getirenin de bu politikalar olduğunun altını çizdi.
Neslihan Kılıç, AKP – MHP faşist rejiminin Kürt halkına yönelik katliamlarının ve Kürdistan’a yönelik işgallerinin uluslararası ilişkilerle doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, gelinen noktada faşist rejimin dünya için bir tehlike olduğunun da açığa çıktığını belirtti.
Kılıç, “Avrupa ülkeleri samimiyse İzleme Komitesi’nin raporunun görüşüleceği oturumlarda bu rejime karşı yaptırımlarda bulmalıdırlar” dedi.
KCDK-E adına söz alan eşbaşka Fatoş Göksungur, Kürt halkının yıllardır Kürt Halk Önderi'ne uygulanan insanlık dışı uygulamaları sokaklarda çeşitli eylemlerle duyurmaya çalıştığını ifade etti. Öcalan üzerindeki tecridin kabul edilemez olduğunu dile getiren Göksungur, Öcalan’ın özgürleşmeden Kürt halkının durmayacağını sözlerine ekledi.
Kürtlerin emperyal paylaşım savaşlarına kurban edildiğini ifade eden Fatoş Göksungur, “Bugün Önderliğimize uygulanan tecrit, Kürt halkına mücadelenizden vazgeçin demektir. Kürt halkı özgürleşmeden, Önderliğini özgürleştirmeden mücadelesinden vazgeçmeyecektir” diye ekledi.
SYKP adına konuşan Tuncay Yılmaz ise, başta Abdullah Öcalan olmak üzere tüm siyasi tutsakların acilen bırakılmasının gerektiğini belirtti.
Türkiye’de demokrasi inşa edilmeden, Kürt halkının tüm haklarını elde etmeden çözümün mümkün olmadığını belirten Yılmaz, Kürt Halk Önderi'nin esaretinin hiç bir devrimci tarafından kabul edilemez olduğunun altını çizdi.
Tuncay Yılmaz, Kürt halkı ile yanyana mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek, mücadelelerinin mutlaka başarıya ulaşacağını ifade etti.
Öte yandan Avrupa Êzidî Meclisleri Eşbaşkanı Fikret İgrek Bağdat – Hewler hükümetleri arasında imzalanan “Şengal Anlaşması” ile ilgili hazırladıkları bir dosyayı AK’ye sunmak için Strasbourg’daydı.
Yürüyüşe de katılan İgrek bir konuşma yaparak, anlaşmanın Êzidî toplumunun soykırımdan geçirilmesi anlamına geldiğini ifade etti. Anlaşmanın hiçbir Êzidî tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirten Fikret İgrek, Şengal’e Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigması doğrultusunda özerkliğinin verilmesi gerektiğini ifade etti.
Êzidî toplumunun 2014 yılındaki soykırım saldırılarına uğramasında KDP’nin de sorumlu olduğunu belirten Fikret İgrek, KDP’nin Şengal anlaşmasıyla Êzidî toplumunu ortadan kaldırmayı amaçladığını belirtti.
Avrupa ülkelerinin Şengal Anlaşması’na karşı tepki vermesi gerektiğini belirten İgrek, Kürt halkına karşı bu zulmün durdurulması çağrısında bulundu.