Kürtler ve dostlarından OPCW’ye çağrı: Görevini yap!

Hollanda’nın Den Haag kentinde bir araya gelen Kürtler ve dostları, Türk devletinin kimyasal saldırılarına sessiz kalan OPCW’yi görevini yapmaya çağırdı.

Avrupa’nın farklı ülkelerinden Kürtler ve dostları, Den Haag’da Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü OPCW’yi protesto etti.

KARTAL OPCW’Yİ SORUMLULUĞA ÇAĞIRDI

Eylemde konuşan KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, kimyasal saldırılar karşısındaki sessizliğe tepki göstererek, “Herkes sağır ve dilsiz” dedi.

İnsan hakları savunucusu Şembem Korur Fincancı’nın sorumluluğunu yerine getirerek kimyasal gazlara ilişkin soruşturma talep ettiği için tutuklandığını hatırlatan Kartal, benzer şekilde Kürt medyasını da susturmak için gazetecilerin tutuklandığını belirtti.

Kartal, “Eğer kimyasal silah kullanmıyorsanız, neden tutukluyorsunuz?” diye sordu.

OPCW’nin sessizliğine de tepki gösteren Kartal, yaklaşık üç aydır Xoşnav Ata’nın da OPCW önünde adalet için nöbet tuttuğunu ancak buna da sessiz kalındığını ifade etti.

Kartal, OPCW’ye seslenerek, “Türk devletinin Kürt halkına karşı yürüttüğün katliamlar, kullandığı kimyasal gazlar karşısında sessiz kalamazsınız, bu sizin görevinizdir, sorumluluğunuza sahip çıkmak zorundasınız” dedi. Kartal, “Kürtlerin devleti yok diye, işlenen katliamları kabul mü edeceksiniz?” diye sordu.

Sonuna kadar mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizen Kartal, OPCW’den bir heyetini inceleme yapmak için gerilla alanlarına gitmesini istedi.

HUNT: İŞİNİZİ YAPIN!

Kimyasal silahlara karşı Britanya Komitesi’nden gazeteci John Hunt, OPCW ve ilgili tüm uluslararası kurumlara bir mesajlarının olduğunu belirterek, “Mesajımız şudur: İşinizi yapın!” dedi.

Türk devletinin kimyasal silahlar kullandığına dair delillerin olduğunu kaydeden Hunt, Güney Kürdistan’a giden heyetlerin inceleme yapmasının KDP tarafından engellendiği tepkisinde de bulundu.

Hunt, “Türk devleti Kürt halkına karşı terörizm uyguluyor.  DAİŞ ve El Kaide gibi terörist gruplarla Kürtlere saldırıyor. Kürt özgürlük hareketi, terörizme karşıdır, barışçıl ve direnişçi bir harekettir” dedi.

Gazeteci Hunt, Kürtlere karşı katliamların durması, kimyasal kullananların hesap vermesi gerektiğini ifade etti.

XOŞNAV ATA: KARARLIYIZ

Yaklaşık üç aydır OPCW önünde nöbet eylemi yapan Xoşnav Ata, aylardır taleplerine hiçbir yanıt verilmediğini belirterek, “Ama biz kararlıyız, sonuna kadar eylemimizi sürdüreceğiz” dedi.

Ata, “Çağrımız halkımızadır” diyerek, yediden yetmişe herkesi saldırılar karşısında ayakta olmaya çağırdı.

Ata, NATO, AB ve BM’nin kimyasal saldırılar karşısında “üç maymunu” oynadığı tepkisinde bulundu.

Kürt kadın hareketinden Dilşa Osman, kadın öncülüğünde mücadeleyi daha da güçlendirmeye çağırırken, özellikle “Jin jiyan azadî” sloganı etrafında büyüyen mücadeleye dikkat çekti.

KNK: CESSİZLİĞİNİZDEN CESARET ALIYORLAR

Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Eşbaşkanı Ahmet Karamus, Türk devletinin Kürt halkına karşı uluslararası sözleşmelerce yasaklanan kimyasal ve biyolojik silahlar kullandığını belirterek, “Türk devleti dünyanın sessizliğinden cesaret alıyor” dedi.

Uluslararası toplumu sorumluluğunu yerine getirmeye çağıran Karamus, “Kürt halkı adına OPCW, AB, BM, WHO ve NATO’yu görev ve sorumluluklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.

ADGB’DEN ARSLAN: KAZANAMAYACAKLAR

ADGB adına Serpil Arslan, Türk devletinin insanlığa karşı suç olan kimyasal silahları kullandığını belirterek, “Çünkü büyük bir acizlik içerisinde, büyük bir çıkmaz içerisinde debeleniyor” dedi.

Serpil Arslan, nasıl ki Hitler kullandığı silahlarla kazanamadıysa, Erdoğan rejiminin de devrimcilere karşı kimyasal silahlarla kazanamayacağının altını çizdi.

PJAK: KÜRT HALKI AYAKTA

PJAK Eşbaşkanı Siyamend Moini, Türk devleti ve İran’ın Kürt halkına karşı işbirliği yaparak katliamlar gerçekleştirdiğini belirtirken, “Hiçbir şekilde başarılı olamayacaklar” dedi.

“Avrupa’nın sessizliğinden de cesaret alıyorlar” diyen Moini, “Tüm işgalciler ve sömürgeci güçler bilmeli ki Kürt halkı ayaktadır ve zafere yürüyor” şeklinde konuştu.

ÖZERK YÖNETİM: ARTIK YETER!

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Rojava partileri adına Abdulkerim Ömer, kimyasal silahlar karşısındaki sessizliğe “artık yeter” dedi. Ömer, “Bu sessizlik kabul ettiğiniz anlamına geliyor. Kürt halkına karşı kimyasal saldırılar ve katliamların ortağı olduğunuz anlamına geliyor” dedi. Ömer, Türk devletinin Lozan’ın 100’üncü yıldönümü yaklaşırken, Kürt halkını bir kez daha soykırımdan geçirmek istediğine işaret etti.