Kuzey ve Doğu Suriye Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı Fransa’nın Strasbourg kentinde İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ile görüşme gerçekleştirdi.
Kuzey ve Doğu Suriye Öcalan'a Özgürlük İnisiyatifi Eşsözcüsü Îdrîs Saîd, Suriye Öcalan'a Özgürlük Avukatlar İnisiyatifi Eşbaşkanı Xanim Ayo ve HDP Avrupa Konseyi Temsilcisi Faik Yağızay, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla Kuzey ve Doğu Suriye Rojava başta olmak üzere Halep, Şam gibi kentlerden toplanan 2 milyon 646 bin 211 imzayı Avrupa Konseyi’nde (AK) bulunan CPT yetkililerine teslim etti.
Heyet, CPT yetkilileriyle görüşme ardından bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Suriye Abdullah Öcalan'a Özgürlük İnisiyatifi Eşsözcüsü Îdrîs Saîd, halk inisiyatifi olarak Rojava genelinde bütün bileşenlerin katılımıyla 12 Ocak’tan 13 Mart tarihleri arasında bir kampanya şeklinde koordineli olarak çalışma yürütüldüğünü; Kürt, Arap, Ermeni, Süryan-Asuri, Türkmen ve diğer bileşenlerin büyük katılım gösterdiğini; sonuçta 2 milyon 646 bin 211 imza toplandığını söyledi. İmzaları görüştükleri CPT heyetine teslim ettiklerini aktaran Saîd, görüşme ile ilgili şunları paylaştı: “Kısa süre içinde hem CPT’nin hem de avukatları ve ailesinin kendisiyle görüştürülmesini talep ettik. ‘Üzüntünüz üzüntümüzdür. Abdullah Öcalan’ın durumunu takip ediyoruz’ dediler. İlgili yerlere taleplerimizi ileteceklerini ifade ettiler. Geçtiğimiz yıl hem Önder Apo ile hem de diğer üç arkadaşı gördüklerini belirttiler. Biz de bu konuda teşekkürlerimizi ilettik.”
Bu görüşmede Suriye Avukatlar Birliği adına yer aldığını söyleyen Xanim Ayo ise şunları aktardı: “CPT ile görüşmelerinde tecridin sonlandırılması ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması şeklindeki taleplerimizi dile getirdik. 2 milyon 600 binin üzerinde topladığımız imzaları teslim ettik. Son İmralı ziyaretleri hakkında da bilgi verdiler. Raporu hazırlamalarına rağmen kamuoyuna açıklayamıyorlar, çünkü bu konuda devletlerin izin vermeleri gerektiğini söylediler.”