Lozan’a karşı Kürtler yeni yüzyıla hazırlanıyor: Ulusal birliktelik şart!

Lozan Antlaşması’na karşı düzenlenen konferansın katılımcıları, “Lozan’ın yıkımları, ulusal birliktelik sağlanarak aşılabilir” diyerek, aynı zamanda uluslararası topluma yeni yüzyılda bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması için çağrıda bulundu.

Kurdistan’ın dört parçaya bölünmesine neden olan ve başta Kürtler olmak üzere bölge halklarını yüzyıllık katliam ve soykırıma mahkûm eden Lozan Antlaşması, yüzüncü yılında imzalandığı yerde, İsviçre’nin Lozan’da kentinde protesto ediliyor. Bu kapsamda, Lozan Beaulieu Kongre Salonu’nda (Salle de Congrès de Beaulieu) dört parça Kurdistan’dan 600 fazla delegenin katılımıyla, “Lozan Antlaşması’nın 100. yılında Kürt ve Kurdistanlılar Lozan’dayız ve Lozan Antlaşması’nı kabul etmiyor, reddediyoruz” şiarıyla düzenlenen iki günlük bir konferans düzenlendi.

İki günlük yapılan tartışmaların ardından açığa çıkacak olan konferansın sonuç bildirgesi bugün saat 11.00’da Lozan Antlaşması görüşmelerinin yapıldığı binanın önünde bulunan Place de la Navigation’da kamuoyuna duyurulacak.

Konferans katılımcıları arasında yer alan TEV-DEM Eşbaşkanı Garip Hiso, Kurdistan İslam Partisi Genel Başkanı Hikmet Serbilind ve Kürt Siyasetçi Osman Baydemir, konferansın anlam ve önemine ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

HISO: KÜRT HALKININ İRADESİNİ TANIYAN YENİ BİR ANTLAŞMA İSTİYORUZ

Konferans katılımcılarından TEV-DEM Eşbaşkanı Garip Hiso, Lozan Antlaşması’nın Kürt halkı açısından yüzyıllık ağır bedelleri olduğunu ifade ederek, Kürtlerin artık Lozan Antlaşması’nı kabul etmeyeceğini vurguladı. Bu amaçla Lozan Antlaşması’nın 100 yılında Kurdistan’dan kurum, kuruluş, siyasi parti temsilcilerinin Lozan’da bir araya geldiğini ifade etti. Hiso, “Lozan Antlaşması’nda Kürt halkının hakları inkâr edildi. Kürt halkının iradesi yok sayıldı. Bu antlaşmanın ardından özellikle Türk devleti, Kürt halkı üzerinde katliam, soykırım politikalarını devreye soktu. Bugün bizler burada toplanarak Lozan kabul etmediğimizi, bunun yerine toplumcu, barışçıl ve demokratik ve halkların iradesini esas alan yeni bir antlaşmanın yapılması gerektiği tavrımızı ortaya koyuyoruz” dedi.

Kürt halkı geçtiğimiz yüzyılda her türlü soykırım politikalarına ve uygulamalarına karşı büyük bir mücadele, direniş ve bedel verdiğinin altını çizen Hiso, Kürtlerin, artık kendisinin içerisinde olduğu, haklarının ve iradesinin kabul edileceği yeni bir antlaşma istediğini ifade etti.

SERBILIND: LOZAN KÜRTLERİN KADERİNİ GASP ETTİ

Bir diğer konferans katılımcılarından Kurdistan İslam Partisi Genel Başkanı Hikmet Serbilind ise düzenlenen konferansın Kürt ulusal birliğine hizmet ettiğini ifade ederek, yeni yüzyılda Kürtlerin kendi topraklarında özgürce yaşama koşullarının oluşturulması gerektiğinin altını çizdi. Lozan Antlaşması’nın, Kürt halkının kaderini gasp ettiğini ve ellerinden alındığını söyleyen Serbilind, “Lozan Antlaşması ile biz Kürt halkının kaderini işgalcilerin eline verdiler. Tarihte belki o gün Kürtlerin temsilcisi yoktu ama bugün yüz binlerce, milyonlarca Kürt ayakta ve Kürtler birçok yerde artık aktör olacak konumdadır.

100 yıl önce burada Müslümanlar, özellikle Türkler bizi din adına İslam adına kandırdılar. ‘İslam kardeşiyiz! diyerek ümmet adına bizi kandırdılar. Ve bugün de bu durum devam ediyor. Zora düştüklerinde kardeşlik adı altında bizi kandırdılar, ardından ise katliamlar gerçekleştirdiler. Ben bir Müslüman olarak şunu söylüyorum: eğer Allah bütün milletlere kendi toprakları üzerinde özgürce yaşama hakkı vermişse bizim de yaşama hakkımız vardır” diye konuştu.

 ‘GEÇMİŞ HATALARI TEKRARLAMAMAK İÇİN ULUSAL BİRLİKTELİK ŞART’

Geçmişte gerçekleşen hataların bir daha asla tekrarlanmaması gerektiğine dikkat çeken Serbilind,  “Geçmişte yaptığımız hataları tekrarlamamak için ulusal birliğe ihtiyacımız vardır. Ulusal birliğimiz ve siyasi stratejimiz olmalı; çünkü düşmanlarımızın bizim üzerimizde uygulamak istedikleri imha, inkâr etme ve asimilasyona uğratma gibi bir stratejileri vardır. Kürt halkının statüsü olmasını istemiyorlar. Bunlara karşı Kürtler de kendi kaderlerini tayin etme hakkında ısrar etmelidirler.

Bir Müslüman olarak söylüyorum ki, Allah’ın bana verdiği hakları savunmak farzdır. Kürtler Lozan’da ulusal birlik ruhuyla gelecekte millet olma yolunda devam etmeli. Ulusal birliğimizi sağlayarak, dünyaya biz bir milletiz ve her millet gibi kendi topraklarımız üzerinde özgürce yaşamak istiyoruz demeliyiz. Başkalarının haklarında gözümüz yok. Allah; Araplara, Farslara, Türklere verdiği hakkı bizlere de vermiştir. Ben Kurdistan İslam Partisi Başkanı olarak söylüyorum; eğer biz bu hakkı savunmuyorsak, Allah bunun hesabı bizden soracaktır. Konferans sonuç bildirgesinde, meselemizin bir ulus olma meselesi olduğuna dikkat çekmeliyiz. Tek ses ve yürek olarak bütün dünyaya bir millet olduğumuzu haykırmalıyız. Millet olarak, dünya ailesi içerisinde kendi yerimizi almak istiyoruz. Ve ben inanıyorum ki, tüm bunlar bu konferansın sonuç bildirgesinde ortaya çıkacaktır. Kürtler geçtiğimiz yüzyılda direnişler gösterdi kazanımlar elde etti, bundan sonra mühim olan bu parçalanmışlıkları bir araya getirmek ve ulusal birliği sağlamaktır” ifadelerini kullandı.

BAYDEMİR: KÜRTLER LOZAN’I KENDİLERİ İÇİN BİR KEFEN OLARAK GÖRÜYOR

Konferans katılımcıları arasındaki bir diğer isim ise Kürt Siyasetçi Osman Baydemir’di. Kürt halkının Lozan Antlaşması’nı kendileri için bir kefen olarak gördüğünü belirten Baydemir, dört parça Kurdistan’da verilen mücadeleyle bu kefenin asla kabul edilmediği vurguladı. Lozan Antlaşması üzerine farklı üç konferansa katıldığını dile getiren Baydemir, “Büyük bir memnuniyetle ifade etmek isterim ki, her üç konferansta bütün katılımcılar; siyasetçiler, akademisyenler ve siyasi partiler, Lozan’ın Kürtler açısından kabul edilemezliğini ortak bir payda olarak ortaya koyuyorlar. Bu son derece önemlidir. İkinci bir husus, Kürtler ve üç ayrı konferanstaki tüm bileşenler Lozan’ın Kürtler aleyhine dönüşmesinin tespitini, ittifaksızlık, dönemin örgütsüzlüğü ve ulusal bilincin o gün yeteri düzeyde oluşmamış olmaması olarak yapıyor.  

Lozan’ın 100. yılında dört parça Kurdistan’da Kürt halkının ulusal bilincinde herhangi bir sorun yok, sorunun teşhisinde ve tespitinde herhangi bir sorun yok. Lozan Antlaşması’nın kabul edilemezliği konusunda bütün Kurdistani çevreler açısından bir mutabakat söz konusu” dedi.

‘ORTAK STRATEJİ BELGESİNE İHTİYAÇ VAR’

Baydemir, Kurdistani siyasi partilerin Lozan’ın tahribatlarının ortadan kaldırmak ve adil bir çözümün Ortadoğu’ya gelebilmesi için ortak bir strateji belgesine ve ortak mücadele stratejisine ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Baydemir, “Bu konferans, böyle bir stratejik belgenin açığa çıkarılmasının ilk adımı ve çabası olmalı. Bundan sonraki süreç bunun üzerine inşa edilmeli. Konferanstan çıkan kararlardan arasında Kürtlerin yaşadığı adaletsizliğin giderilmesi için uluslararası topluma çağrıda bulunulması da gerekir”.

‘LOZAN’IN TAHRİBATLARI ULUSAL BİRLİKLE ORTADAN KALDIRILIR’

Ulusal ittifakın sağlanmasının önemini de işaret eden Baydemir, bu noktada Kurdistani tüm siyasi partilere de çağrı yapılmasının da önemli olduğunu belirtti. Baydemir, “Hiçbir Kurdistani siyasi partinin bir diğer partiye düşmanlık yapma hakkı yoktur; çünkü bir Kurdistani partinin bir diğer siyasi partiye düşmanlık yapmasından Ankara ve Tahran istifade ediyor. Ankara ve Tahran’ın ortak paydası, Kürtlerin var olan tüm kazanımlarını ortadan kaldırmaktır. Lozan’ı ilelebet kılmaktır. Bizim de temel görevimiz Lozan’ın tahribatlarını ortadan kaldırmak olmalıdır. Ve bu da ancak ve ancak ulusal ittifaktan ve ulusal stratejinin ortaya konulmasından geçer. Kürt partileri birbirinin düşmanı değil, olamazlar. Kürt partileri birbirinin stratejik müttefiki olmak durumundalar. Gelecek yüzyılı ancak bu şekilde karşılayabilir Kürtler” diye konuştu.