Avrupa Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi (KCKD-E) Eşbaşkanı Zübeyde Zümrüt, Fransa’nın başkenti Paris’in Evry ve Seine-et-Marine banliyölerinde düzenlenen Paris şehitlerini anma etkinliğine katıldı.
Süreci değerlendiren Zübeyde Zümrüt, Önder Apo’nun DEM Parti heyeti aracılığıyla kamuoyuna duyurduğu açıklamaları sahiplendiklerini belirterek, “Rêber Apo’nun İmralı’da aldığı inisiyatifin arkasındayız” dedi. “Önder Apo’ya Özgürlük Kürt Sorununa Siyasi Çözüm” hamlesinin başarısı dolayısıyla görüşmenin gerçekleştiğini ifade eden Zübeyde Zümrüt, bunun da hamlenin ne kadar önemli, etkili ve sonuç alıcı olduğunu gösterdiğini söyledi ve şunları ekledi: “Bizler KCDK-E olarak Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü sağlanıncaya dek o hamleyi sürdüreceğiz.”
Suriye’de Esad rejiminin devrilmesi ardından gelişen süreci de değerlendiren Zübeyde Zümrüt, Rojava’da oluşturulan demokratik modelin dünyaya örnek teşkil ettiğini belirterek bu model şahsında Kürtlere saldırı yapıldığını ifade etti. Zübeyde Zümrüt şöyle konuştu “Ortadoğu’da asıl mesele Kürt halkıdır. Başka halkların varlık yokluk sorunu olmadığı için diğer halklar açısından o kadar ön planda değildir. Rojavada oluşturulan sistem hem bölgesel ulus-devletler hem Avrupa devletleri açısından değerlendirildiğinden tüm dünya için bir model özelliğine sahip. Demokratik bir sistem. Özerk Yönetim sınırlarında yaşayan tüm halkların, toplulukların o sistemde yerini alabileceği bir yapı inşa edilmiş. Bu sistem sadece Kürt halkı için inşa edilmemiş; o sistemin içinde kadınlar var, Asuriler, Keldaniler, Araplar var. Diyebiliriz ki o coğrafyada yaşayan hangi halk varsa bu sistem içinde kendisine yer bulmuş durumda. Bu nedenle işgalciler, egemenler bu sisteme, bu paradigmaya saldırıyor, yok etmeye çalışıyor ancak bir türlü yıkamıyorlar. Çünkü bu sistem askeri, politik, ekonomik, toplumsal anlamda çok anlamlı bir sistemdir. Öyle bir sistem ki artık egemenin, işgalcinin gelip, ‘ben Rojava’yı işgal edeceğim, bu sistemi alaşağı edeceğim” diyebileceği bir sistem değildir. Elbette henüz tehlikeler geçmiş değil. En büyük tehlike de Türk devletidir. Türk devleti tek başına Rojava’ya saldırmıyor; onun işbirlikçileri de var."
‘HEDEF ALINAN KÜRT’ÜN KİMLİĞİDİR’
Paris katliamlarının tesadüf olmadığını vurgulayan Zübeyde Zümrüt, ikinci Paris katliamında şehit düşen Mir Perwer, Evin Goyi ve Abdurrahman Kızıl’ın neden hedef gösterildiğine işaret ederek, “Evîn Goyî, Kürt kadın özgürlük mücadelesinde yıllarca mücadele etti. DAİŞ’e karşı savaşta efsaneleşmiş bir kadındı. Yaralandığı için Fransa’da tedavi oluyordu. Mîr Perwer kendi kültürünü sanatını özgürce kendi toprağında sürdüremediği için buraya sürgün olmuştu. Xalê Abdurrahman da bir halk öncüsü, toplum bilimci gibi halkın sorunlarıyla ilgileniyor. O yaşında bile toplumsal çalışmalar yürütüyordu. Yani bu üç arkadaşın hedeflenmesi öyle sıradan bir durum değildi. Neden katliam Paris’te oldu? Türk devleti, MİT’i ile başta Fransa olmak üzere Avrupalı devletlerin ilişkilerinin ne kadar iyi olduğunu hem halk hem de örgüt olarak çok iyi biliyoruz. Mesele Kürt olmaktır. Kürt’ün kimliğidir, kazanımıdır. Türk devleti de, ulus devletler de bunu çok iyi biliyor ki, günümüzde dünya devrimine öncülük edenler, Kürdistan mücadelesinin öncüleridir. Bugün devrimlere kadınlar öncülük ediyor. Kadınların öncülük ettiği toplumsal mücadelelerin gittikçe gelişip büyümesi egemenler için büyük tehlike arz ediyor. Çünkü biz diyoruz ki, eğer toplumsal bir örgütlenme olacaksa, toplum özgürleşecekse toplumun yüzde ellisi kadındır, onun da özgür olması gerekir.”
Etkinliklerde, 11 Ocak tarihinde Paris katliamları anısına yapılacak yürüyüşe de çağrı yapıldı.