GÖRÜNTÜLÜ

Strasbourg'da yürüyüş: İmralı işkence ve soykırım sisteminin merkezidir

Strasbourg'da düzenlenen yürüyüşteki konuşmalarda, İmralı tecridine karşı mücadeleyi büyütme mesajı verildi, "İmralı işkence ve soykırım sisteminin merkezidir" denildi. Yürüyüşte savaş sürecinden örgütlü halkların ayakta kalarak çıkabileceği vurgulandı.

STRASBOURG YÜRÜYÜŞ

'Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm' şiarıyla başlatılan küresel kampanyanın birinci yıl dönümünde TJK-E’nin başlattığı 'Tîrêjên Rojê Kampanyası' dolayısıyla Fransa’nın Strasbourg kentinde bir yürüyüş düzenlendi.

Zîn Kadın Komünü ve Strasbourg Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nin organize ettiği yürüyüş Place Republique’de başladı. Yürüyüşte Fransızca “25 yıllık tecrit, 25 yıllık işkence demektir; Abdullah Öcalan’a işkenceye son verin” pankartının yanı sıra Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın resminin basılı olduğu bayrak ve PKK bayrakları taşındı.

Yol boyunca “Bijî Serok Apo”, “Liberte pour Öcalan”, “Be Serok jiyan na be”, “Jin, jiyan, azadî”, “Vous etes qui? PKK” sloganları atıldı.

 Yürüyüş boyunca okunan metinlerde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük geliştirilen İmralı işkence ve soykırım sistemi anlatıldı, Avrupa kurumlarının sorumluluklarını yerine getirmediği vurgulandı.

Place Klebêr’e kadar devam eden yürüyüş sonrasında ise Zîn Kadın Komünü üyesi Helen Dersim, Ant-Fa aktivisti Janya ve Kürt Siyasetçi Cuma Tak konuşma yaptı.

Fransızca hazırlanan ve Helen Derim ile Anti-Fa aktivisti Janya tarafından bölümler şeklinde okunan metinde uluslararası komplonun gelişim süreci anlatıldı. Emperyalist güçler tarafından geliştirilen Uluslararası Komplo sonrasında İmralı’nın bir işkence ve soykırım sistemine dönüştürüldüğünün vurgulandığı konuşmada şunlara değinildi:

 "Uluslararası Komplo sonrasında Abdullah Öcalan’ın hiçbir temel hakkına saygı gösterilmedi. Sayın Öcalan dünyada benzeri görülmemiş bir tecrit ve işkence altında tutularak insanlık suçu işlenmeye devam ediyor.
Avukatlarının veya ailesinin ziyaretine ise son 3 yıldır izin verilmiyor. Abdullah Öcalan başta Kürt halkı olmak üzere ezilenlere kurtuluşun yolunu gösteren bir Önderdir.

Kürt sorununun siyasi ve demokratik çözümsüzlüğü büyük ölçüde ABD ve Batı Avrupa ülkelerinin tutumlarından kaynaklanmaktadır. Çözümsüzlük ve statüko Üçüncü Dünya Savaşına yol açtı. Bu savaş, başta Ortadoğu olmak üzere dünya mazlum halklarına zarar vermekte ve onlara ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel bir kriz yaşatmaktadır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Abdullah Öcalan'a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının yaşama umudu hakkını ihlal ettiğine karar verdikten sonra Türk devletine uyarıda bulundu.

Türkiye'ye yönelik bir izleme süreci kurulması kararı alınmasına rağmen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bu yönde hareket etmedi ve  Abdullah Öcalan'a uygulanan mutlak tecrit rejiminin suç ortağı oldu.

24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması'ndan bu yana Kürdistan dört parçaya bölünmüştür. Sayısı 50 milyonu bulan Kürt halkının, devletsiz ve statüsüz yaşadığından bu yana dili, kültürü, kimliği, sanatı ve siyasi gelişimi sekteye uğradı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan yarım asra yakın bir süredir PKK üzerinden Kürt halkının temel hakları mücadelesine öncülük ediyor. Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürdistan'ın dört parçasındaki Kürtler, demokratik ve barışçıl yollarla hem kendi hem de ezilen diğer halkların özgürlük mücadelesini veriyor.

İŞBİRLİKÇİLERE TEPKİ

KDP'nin, Barzani Ailesi'nin Türk askeri güçleriyle iş birliğini şiddetle kınıyoruz. Anlaşmaları PKK gerilla güçlerini zayıflatmayı amaçlıyor. Irak yönetimiyle imzalanan savaş anlaşması da Kürt halkının kazanımlarını tehlikeye atıyor. Irak yönetiminin bu anlaşmayı iptal etmesi gerekiyor

Bu perspektifte, Kürt sorununun siyasi çözümü, Kürdistan'ın statüsü, Önder Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için demokratik çabalarımızı sürdüreceğimizi hatırlatırız.

'ULUSLARARASI MÜCADELEYE, DAYANIŞMAYA ÇAĞIRIYORUZ'

Demokrasiyi ve özgürlükleri savunan tüm insanları bu uluslararası mücadeleyle dayanışmaya çağırıyoruz. Tüm ezilenleri, tüm işçileri, demokrasiye ve özgürlüğe talip olan herkesi kapitalist sömürüye karşı mücadeleye katılmaya çağırıyoruz. Binlerce demokratik örgüt ve partiyle iş birliği yapmaya büyük önem veriyoruz.”

'BU SAVAŞTA ÖRGÜTLÜ HALKLAR AYAKTA KALIR'

Kürt Siyasetçi Cuma Tak ise yaptığı konuşmada kapitalizmin bir kriz süreci geçirdiğini ve bu krizden çıkmak için yine savaşa başvurduğunu belirtti. 3. Dünya Savaşı’nın finalinin yaklaştığını ve bu savaşın Ortadoğu’da sürdüğünü ifade eden Tak, bu savaştan örgütlü halkların ayakta kalarak çıkabileceğini ifade etti. Tak, “Bu savaşın başladığı yer İmralı’dır. En büyük irade savaşı şu an da İmralı’da veriliyor. Bugün Kürdistan’a ve oradan da Ortadoğu’ya yayıldı. 3. Dünya Savaşı olarak adlandırılan bu savaştan halkımız hem kendi özgürlüğünü hem de Önderliğin özgürlüğünü sağlayarak kazanan taraf olacaktır. Biz bu savaşın ön cephesi olmak zorundayız. Avrupa’da yaşayan Kürtler kendilerini bu savaşın öznesi olarak görürse bu savaşın kesin bir zaferle sonuçlanacağı bir gerçektir. Çünkü bir halk ne kadar savaşırsa, zaferi de o kadar hak eder."