Tambov’da Türk devletinin vahşeti anlatıldı

2’inci Rusya Êzîdîler Kongresine katılmak üzere Rusya’da bulunan Êzîdî delegasyonu Tambov kentinde halkla buluştu.

Rusya Êzidîler Kongresine katılmak için Rusya Federasyonunda bulunan Demokratik Şengal Meclis Yönetim Üyesi Haşım Haci, Partiya Azadiya Demoratik a Êzîdiya (PADÊ) Yönetim Üyesi Qahtan Eli, Suriye Demokratik Meclisi (MSD) İlişkiler Komitesi Eş Başkanı Xerîb Hiso, Êzidî Kurumlar Birliği Merkezi (NAV-YEK) Eş Başkanı Zerdeşt Günay ve Demokratik Şengal Meclisi Ülke Dışı Meclisi Eş Başkanı Fikret İgrek’in katılımıyla Tambov kentinde halk toplantısı yapıldı.

Toplantıda ilk konuşan Rusya Êzidîler Kongresi Eş Başkanı Cemal Şamoyan ‘‘Rusya Federasyonunda yaşayan Kürtlerin ülkede yaşanan gelişmeleri merak ettiğini biliyoruz. Bunun için delegelerimizin alanlarda Kürdistanlılarla bir araya gelesi ve toplantı yapması uygun gördük” diyerek söz hakkını sırasıyla delegasyon üyelerine verdi.

‘EFRÎN HALKI ÖZ GÜCÜYLE İŞKALCİLERE KARŞI DİRENİYOR’

Delegasyon adına ilk konuşan Suriye Demokratik Meclisi İlişkiler Komitesi Eş Başkanı Xerîb Hiso yaptı. Hiso, konuşmasında şunları ifade etti: “Türkiye tarihinin en büyük saldırısını yapıyor. Bu saldırıyı sadece kendi imkan ve silahlarıyla yapmıyor. NATO devletlerinden temin ettiği son teknoloji silahlar ve farklı çete gruplarından binlere varan bir çete ordusu ile özel eğitimli askerini Efrîn’e saldırtıyor. Bir aya yakındır devam eden saldırılara rağmen Efrîn halkı kendi imkanlarıyla, kimseden bir yardım almadan öz gücüne bu faşist ve işgalci güce karşı koyuyor.

Siyasi ve askeri olarak Türkiye Suriye’de kaybetti. Bunu gören Erdoğan ve savaş hükümeti Kürtlere karşı tarihinin en büyük saldırısını gerçekleştirdi. Kadın çocuk yaşlı demen sivil yerleşim alanlarına saldırdı. Çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. Maalesef bu saldırılara karşı uluslararası güçler hala sessiz ve Türkiye’nin bu katliamlarına göz yumuyor. Bu da onları katliamın ortağı yapıyor. Biz Kürtler mücadelemizle Erdoğan’ın Efrîn’de katliam gerçekleştirdiğini kimyasal kullandığını ve uluslararası mahkemelerde yargılanması için her şeyi yapacağız.”

'ONURUMUZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN TÜM ZORLUKLARA GÖĞÜS GERDİK'

Daha sonra sözü alan PADÊ Yönetim Üyesi Qahtan Eli ise, 2014 yılında Türkiye destekli DAİŞ çetelerinin Şengal’e saldırdığında dünyanın dört bir yanında yaşayan Kürtlerin Şengal halkına yardım elini uzattığını hatırlattı.

Eli, ‘’Fakat savaş alanında bulunan halkımızın büyük fedakarlığı ve halkına bağlılığı olmasaydı DAİŞ çetelerine karşı bu kadar başarılı olamazdık. Tarihte ilk defa Êzîdî kadınlar kendilerini örgütledi, kendi ordularını kurdu ve büyük bir mücadele ile bu insanlık düşmanlarına karşı savaş yürüttü’’ dedi.

‘AVRUPADA KAPİTALİST SİSTEMİN BİZİ ASİMİLE ETMESİNE İZİN VERMEMELİYİZ’

Demokratik Şengal Meclisi Ülke Dışı Meclisi Eş Başkanı Fikret İgrek “DAİŞ saldırılarıyla hepimiz gördük ki Kürtlere karşı yapılan saldırılar öyle sıradan değildir. Bu saldırılara karşı sadece Şengal ve Rojava’daki Kürtler değil dünyanın dört bir yanında yaşayan Kürtlerin dayanışma içinde olup karşı çıkması gerek. Avrupa’da yaşayan Kürtlerimiz bu konuda kendilerini örgütlemiştir. Fakat bu tür saldırılara karşı çıkarken kapitalist sistemin bizi yavaş yavaş asimile etmesine izin vermemeli değerlerimize ters düşmemeliyiz’’ diye belirtti.

‘TARİHTE İLK DEFA ÊZÎDİLER BU DENLİ ÖRGÜTLENİYOR’

Demokratik Şengal Meclis Yönetim Üyesi Haşım Haci de ‘‘Şengal’de DAIŞ çetelerine karşı koymak için Şengal halkı kendini örgütledi. DAİŞ’i yendikten sonra bu mücadelemizi daha da geliştirerek kendimizi siyasi ve toplumsal alanda da örgütledik. Şu an birçok alanda kendimizi çok güçlü bir şekilde örgütlemiş bulunuyoruz. Tarihte ilk defa Êzîdîler Şengal de kendilerini bu denli örgütlüyor ve siyasi parti kuruyor. Bu hepimiz için çok büyük bir başarıdır’’ ifadelerini kullandı.

'YAŞANILAN KÖTÜ TECRİBELERDEN SONRA ÖRGÜTLÜLÜĞÜN ÖNEMİNİ ANLADIK'

Êzîdi Kurumlar Birliği Merkezi (NAV-YEK) Eş Başkanı Zerdeşt Günay ise ‘‘Örgütsüz olan bir toplum kaybetmeye mahkumdur. Şimdiye kadar başımıza gelenler bizim örgütsüz olmamızdandı. Kendini örgütlemiş bir toplum, her tür saldırıya karşı kendini koruyabilir. Maalesef çok büyük tecrübelerden sonra örgütlemenin ne kadar önemli olduğunu anlayabildik. Şu an Avrupa’da çok ciddi bir örgütlenmemiz var. Bu bizim için bir tecrübe ve önemli bir deneyimdir. Şengal’deki Êzîdî kurum ve örgütleriyle de ilişki halindeyiz. Bizim için Şengal kutsal topraktır. Gençlerimizi kapitalist sistemin yoğun asimilasyon politikalarına karşı Şengal gerçekliğiyle ve kültürüyle eğitmeliyiz’’ dedi.

Yapılan konuşmaların ardından heyet, toplantıya katılan Kürdistanlılar Şengal, Rojava ve Avrupa’da yaşayan Kürdistanlıların durumuna ilişkin soruduğu soruları yanıtlamasıyla son buldu.