Tarihi Lozan konferansında ulusal birlik çağrıları

Kürtlerin gelecek yüz yılını nasıl şekillendirmesi gerektiğini masaya yatıran konferans konuşmalarla devam ediyor. Konferansta Kürtlerin gelecek yüz yılın inşası için ulusal bir siyaset etrafında birleşmeleri yönünde çağrılar öne çıktı.

İsviçre’nin Lozan kentinde 1923 yılında imzalanan ve Kürtleri yeni kurulan 3 devlet arasında parçalayan anlaşmanın 100’inci yıl dönümü vesilesiyle Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) tarafından organize edilen “Lozan Antlaşması’nın 100. Yılında Kurdistan Halklarının Tutumu” adıyla gerçekleştirilen konferans devam ediyor. İki gün sürecek konferans, Kurdistan’ın dört parçasından gelen siyasi parti ve farklı kurum temsilcilerinin konuşmaları ile devam ediyor.

Suriye Demokratik Birlik Partisi PYD adına söz alan Saleh Elemdar, Kürtlerin 100 yıl önce bu kentte parçalandığını hatırlatarak, “Osmanlı’nın yıkımından sonra Kürtleri dört parçaya böldüler. Kürtlerin parçalanarak yaşamak zorunda kaldığı hiçbir devlet, Kürt halkını kardeş ve dost olarak görmedi. Tüm imkanlarıyla Kürtleri yok etmek ve inkâr etmek için siyaset yürüttüler. Kürtleri parçaladılar, aşiretleri ikiye böldüler, aileleri ikiye böldüler. Biz Suriye’de kaldık. Fransa Suriye’den çekildikten sonra bizler Arap devletin egemenliğinde yaşamak zorunda kaldık. Bizi yok etmek için tüm politikaları devreye koydular. Yıllarca kimliksiz bıraktılar. Varlığımızı kabul etmediler. Arap Kemeri ile bizi topraklarımızdan ettiler. Ancak bugün yine Kürt halkı dimdik ayakta ve bunu kabul etmediğini direnişi ile ortaya koyuyor.

‘TÜRK DEVLETİNİN SALDIRILARI, ONAYLANAN LOZAN’IN DEVAMIDIR’

Türk devletinin Rojava’nın kentlerine yönelik işgal saldırılarının da Lozan Antlaşması’nın bir devamı olarak geliştiğini ifade eden Elemdar, “Türk devleti Bakur’daki halkımıza karşı yürüttüğü soykırımla yetinmemiş ki, Rojava ve Başûr Kurdistanı na yönelik yönelik de aynı soykırım saldırılarını sürdürüyor. Türk devleti Kürtleri yok etmek için uluslararası onay almış ve Lozan’ı devam ettiriyor.  Yine İran, Suriye, Irak ve Türk devleti Kürtleri yok etmek için ortak hareket ediyorlar” dedi.

‘BİRLİKTELİĞİN ESASINI BELİRLEMELİYİZ’

Partiya Rizgariya Kurdistan’ın temsilcisi ise, bugün Lozan’ın sonuçlarının tartışıldığına dikkat çekerek, “Ancak esas olarak biz Kürtler ne yapmalıyız?  Bunu tartışıp sonuçlandırmamız gerekiyor. Nasıl bir çalışma yürütmeliyiz? Bu konferans bunun için düzenlenmiş. Biz de bunun için buradayız. Bütün siyasi yapılarımızın ortak hareket etmesi önemlidir. Ortak bir sembol etrafında hareket etmeliyiz. Nasıl ki Filistin örgütleri bir araya gelmişse ve haklarını ortak savunuyorlarsa, bu konferansta da bu şekilde bir adım atılması gerekir. Ortak ve birlikteliğin esasını belirlemeliyiz” diye konuştu.

Êzidî Toplum Koordinasyonu adına da Nure Alkış söz aldı. Son 100 yılda Kürt ve Kurdistani toplumların çektiği acılara dikkat çeken Nure Alkış, “Lozan Antlaşması sonucu halkımız çok acılar çekti. Êzidî halkı olarak iki kez acı yaşadık. Êzidîler Kürt toplumun bir parçasıdır. İnancından dolayı çok acı çekti. Biz 74 Ferman yaşadık. Sonuncu fermanı ise 21. yüzyılda yaşadık. DAİŞ çeteleri tarafından binlerce kadın ve çocuğumuz katledildi” dedi.

‘SİYASİ KONJONKTÜR ULUSAL KONGREYİ ZORUNLU KILIYOR’

HDP Eski Milletvekilli İmam Taşçıer, Kürt birlikteliğinin Lozan Antlaşması’nın sonuçlarını ortadan kaldırabileceğini vurguladı. Lozan öncesi Türk devleti ile Kürtler arasında yapılan statü anlaşmasının bu anlaşma ile ortadan kaldırıldığını belirten Taşçıer, “Türkiye’nin birinci meclisi, bu anlaşmadan sonra değiştirildi. Sonrasında bazı Kürt vekiller katledildi. Kürt dili, kültürü inkâr edildi. Köy, şehir isimleri ise Türkleştirildi. Bu konferans aynı zamanda ulusal kongre için vesile olmalıdır. Kürtlerin acilen ulusal kongre yapması lazım. Siyasi konjonktür ve Ortadoğu’daki gerçeklik bunu ihtiyaç kılıyor. Birliğimizi inşa etmeliyiz. Bu birlik için tüm parti ve örgütler yer almalıdır. Kurdistan, egemen devletlerin onayı ile parçalandı. Lozan’da Kürtlerin bölünmesi üzerine konsensüs oluştu. Bunların sonuçlarını ortadan kaldırmak için birlik olmamız lazım. Birlik için ne gerekiyorsa yapalım. Lozan’ın sonuçlarını bu konferans vesilesi ile ulusal bir anlaşma ile boşa çıkarmamız mümkün. Lozan Antlaşması ile Kurdistan Farslara, Türklere, Araplara teslim edildi. Bundan sonra inkâr, imha ve yok etme siyaseti başladı.”

‘LOZAN ANTLAŞMASI’NI TERSİNE ÇEVİRMENİN KOŞULLARI VAR’

Iraklı Parlamenter Dr Şoreş Hecî ise Lozan Antlaşması’nın 100. yıl dönümü nedeni ile Kürtlerin geleceğine karar vermesi için siyaset üretmesi gerektiğini kaydederek, “Ortak birlik için ne yapılması gerekiyorsa yapalım. Geleceğimizi düşünerek, Lozan Antlaşması’na kaşı bir birlik ortaya koyalım. Gücümüzü halkımızın mücadele geleneğinden alarak, bir birlik ortaya koymalıyız.  Ortak bir sembol etrafında birleşelim. Tarihimizden dersler çıkaralım. Kendi kültürümüzle birlikte mücadele edelim. Ulusal birlikteliğimizin temelini atmalıyız. 100 yıl önceki antlaşmayı tersine çevirelim. Bunun koşulları vardır. Yeter ki inanalım ve birlikte hareket edelim” dedi.  

‘KÜRTLERE KARŞI İNSANLIK SUÇLARI GÖRMEZDEN GELİNİYOR’

Kazakistan’ın Almati kentinden gelip konferansa katılan Kürtçe öğretmeni Gulnara Azadî de bir konuşma yaptı. Konuşmasında 100 yıldır Kurdistan’da yaşanan toplu katliamlar ve insanlığa karşı suçların uluslararası yargı mercileri tarafından görmezlikten gelindiğine dikkat çeken Azadî, Lozan Antlaşması’nın aynı zamanda bu katliamların ve suçların bir onaylayıcısı olduğunun altını çizdi. Kurdistan’ın parçalanmasına karşı Kürt halkının büyük bedeller ödeyerek, diliyle ve kültürüyle var olmaya devam ettiğini ifade eden Azadî, “Kürt halkı tüm parçalarda dilini ve kültürünü yaşatarak bağımsızlaşabilir.  Bugün burada bu konuşmayı yapmamızın şartlarını oluşturan Önder Apo’ya selamlar gönderiyorum. Bijî Serok Apo” dedi.

FEDA Başkanı Demir Çelik, Lozan’ın 100 yılında Kürtlerin ulusal statüsü için yürütülecek çalışmaların önemine dikkat çekti. Çelik, Türk devletin Kürt halkına yönelik suçlarının oluşacak bir komisyon tarafından tüm uluslararası kurumlara gönderilmesi gerektiğini belirterek, Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kurumlar nezdinde diplomasi faaliyetlerinin koordine edilmesinin önemini vurguladı. 

Çelik, Kürt halkının dilini ve kültürünü yaşaması için ilgili devletlerin koyduğu yasaklara karşı uluslararası platformlarda mücadele gerekliğinin altını çizdi.

Konferans, katılımcıların konuşmalarıyla devam ediyor.