Türkiye’ye sınır dışı yasaklanmalı

Avusturya’da artan sınır dışılara ve mülteci başvurularının reddine karşı yürütülen imza kampanyasına aralarında tanınmış siyasetçi ve sanatçıların da bulunduğu 600’ü aşkın kişi imza verdi.

Avusturya hükümeti son zamanlarda siyasi korunma ve sığınma talebinde bulunan Kurdistanlılar ve muhaliflere ret kararı vererek sınır dışı ediyor. Buna karşı aralarında ATİK, FEY-KOM, Defend Kurdistan, Asyl in Not, Deserteurs- und Geflüchtetenberatung Jugendrat, Rise-Up Viyana, Innsbruck Rojava Komitesi gibi sivil toplum örgütleri ve aktivistler imza kampanyası başlattı. Kampanyaya destek verenler arasında AP Milletvekili Andreas Schieder, Avusturya Parlamentosu SPÖ Milletvekili Katharina Kucharowits, yazar ve öğretim görevlisi Prof. Gerhard Ruiss, yönetmen, senarist ve yapımcı Katharina Mückstein gibi isimler de var. Toplanan 600’ü aşkın imza geçtiğimiz günlerde Avusturya Parlamentosu’na sunuldu. Parlemento’da 5 Ekim’de sınır dışıların durdurulmasına yönelik yapılacak tartışmanın Aralık ayında karara bağlanması bekleniyor. 

SINIR DIŞI; HAPİS, İŞKENCEDİR

“Cenevre Mülteciler Sözleşmesi’ne göre, siyasi görüşleri ve etnik kimlikleri nedeniyle zulme uğrayanların sığınma hakkı tanınmalıdır” denilen imza metninde Türkiye’ye sınır dışıların durdurulması istendi: “Avusturya hükümeti, Türkiye’de yaşadıkları baskı ve zulümden kaçarak gelen Kürtler ve muhaliflerin iltica talebini reddediyor. Sınır dışı; hapis, işkence anlamına gelmektedir. Koruma ihtiyacının değerlendirilmesi vaka bazında incelemeler ve kararlar gerektirmektedir. Uygulamada Kürt ve diğer muhalif aktivistlerin başvuruları uzun süredir sistematik ve kapsamlı bir şekilde reddediliyor.”

ERDOĞAN’IN YARDAKÇISI OLMA

Türkiye’deki hak ihlalleri ve baskılar da hatırlatılarak Avusturya’nın Erdoğan iktidarına destekten vazgeçmesi de istendi: “Özellikle Kürt bölgeleri ve Kürt aktivistler için mevcut siyasi ve insani durum ciddi bir şekilde göz önünde bulundurularak Türkiye'nin ‘güvenilir ülke’ kararı derhal yeniden değerlendirilmeli. Avusturya, genel olarak Kürtlere ve özel olarak da siyasi aktivistlere yönelik asimilasyon ve savaş politikasında Erdoğan'ın yardakçısı haline gelmemeli.”

TÜRKİYE’YE SINIR DIŞI YASAKLANMALI

Sınır dışıların durdurulması kampanyası Avusturya’da ciddi bir destek görürken, gazetemize konuşan imzacılar Avusturya devletine “Anayasa’nda yer alan, mültecilerin korunması yasasına uygun davran” çağrısında bulundu.  

Avusturya Parlamentosu SPÖ Milletvekili Katharina Kucharowits, Türkiye’de tutuklanma ve işkence tehditi altında bulunan Kürtler ve muhalifleri korumanın insan hakları gereği olduğunu belirterek, “Bu yüzden Türkiye'ye sınır dışı yasaklanmalı. Ayrıca Türkiye'nin güvenli bir ülke olup olmadığın yeniden incelenmeli” dedi.

Avrupa Parlamentosu SPÖ Milletvekili Andreas Schieder de Türkiye'de demokrasi, insan hakları ve temel özgürlükler açısından yaşanan gelişmeleri endişe ile izlediklerini söyleyerek, “Özellikle Kürtler bundan çok etkilenmekte. Bunun için Avusturya'da yaşayan Kürtlerin Türkiye'ye sınır dışı edilmeleri derhal yasaklanmalı“ dedi. 

ERDOĞAN POLİTİKALARI MEŞRULAŞTIRILIYOR

Yeşiller Partisi Viyana Milletvekili Berivan Aslan da Avusturya hükümetine seslenerek, “Gelecek nesillere onurlu bir yaşam bırakmak için hayatlarını demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve temel haklara adamış insanlar boşuna sürgüne gitmedi ve anti-demokratik fikirlerin hedefi haline gelmediler. Sınır dışı ile Erdoğan hükümetinin insanlık dışı politikalarını kabul etmiş ve meşrulaştırmış oluyorsunuz!” dedi.

Yeşiller Viyana Milletvekili Nikolaus Kunrath ise “Kürt halkı ve ayrımcılığa, zulme maruz kalmış insanlarla dayanışma içindeyim” diyerek, sınır dışıların durdurulmasını istedi. 
Avusturya Sosyalist Gençlik Başkanı Paul Stich, “Siyasi faaliyetler nedeniyle zulüm ve keyfi tutuklanma korkusundan uzak, onurlu bir yaşam her insanın hakkı. İnsanların bu zulümle karşı karşıya kaldıkları bölgelere sınır dışı edilmeleri kabul edilemez” dedi. 

CENEVRE SÖZLEŞMESİ’NE UY

Avusturyalı yönetmen, senarist ve yapımcı Katharina Mückstein, siyasi zulüm gören Kürtlerin Türkiye'ye sınır dışı edilmelerinin derhal durdurulması talep ettiğini söyleyerek, “Avusturya federal hükümeti Cenevre Mülteci Sözleşmesi'ne uymalı ve mağdurların yaşamlarını ve ifade özgürlüklerini korumalı” dedi.

Gazeteci, yazar Susanne Scholl, “Avusturya'nın karanlık bir tarihi var ve bu tarih bizi özellikle insan haklarını korumakla yükümlü kılıyor. İnsanları zulüm gördükleri yerlere geri göndermek insanlık dışı ve  insan haklarına aykırıdır!” diye belirtti.

TÜRKİYE GÜVENLİ DEĞİL

Yazar, öğretim görevlisi Dr. Gerhard Ruiss, “Türkiye'de idam cezası hariç,  azınlıklara sistematik baskı, muhalefete zulüm, keyfi tutuklamalar, siyasi adalet, işkence, suikastlar gibi otoriter bir devleti oluşturan unsurlar var. Tüm bunların yaşandığı bir ülke, kendi pençesinden kaçan muhalifler için nasıl güvenli bir ülke olabilir?” diye sordu.

Yazar ve tarihçi Doron Rabinovici, “Avusturya’nın BM İşkenceye Karşı Sözleşmesini imzalaması sadece işkence yapmamayı tahahhüt anlamına gelmez. Başka ülkelerde örneğin Türkiye'de muhaliflere zulm edenlerle ortak hareket etmemekle de yükümlü” diye belirtti. 

Gazeteci, yazar, aktivist Berfîn Marx ise “Anayasa'da yer alan uluslararası mülteci koruması uygulanmalı. Avusturya, siyasi sığınma hakkının ihlal edilmesine ortak olmamalı” çağrısı yaptı. 

GENİŞ BİR ÇEVRE DESTEKLİYOR

Kampanyaya destek verenler arasında Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) Genel Başkanı Andreas Babler, Avukat Clemens Lahner, Volkshilfe Genel Müdürü ve Avusturya Sosyal Ekonomi Kurulu Başkanı Erich Fenninger, Siyaset Bilimci Dr. Thomas Schmidinger,  Alternatif, Yeşil ve Bağımsız Sendikacılar Federal Sözcüsü Karin Stanger, Büyükanneler Sağa Karşı, Yönetmen Kurdwin Ayub, Yazar Lena Schilling, Tarihçi, Graz Üniversitesi’nden Dr. Sarah Knoll, SPÖ Ulusal Konsey Üyesi Dr. Harald Troch gibi siyasetçi, aktivist ve sanatçılar da yer alıyor.