Uzun Yürüyüş Komitesi: Önder Apo'nun etrafında kenetlenelim-YENİLENDİ

Uzun Yürüyüş Hazırlık Komitesi, "Tüm gençleri Uzun Yürüyüş 2023'e katılmaya, Önder APO’yu özgürleştirmeye ve Önder APO’nun iradesini tek ses olarak haykırmaya çağırıyoruz" dedi.

Her yıl geleneksel olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için gençlerin gerçekleştirdiği Uzun Yürüyüş, bu sene 5-10 Şubat günlerinde Almanya’nın Heilbronn ve Freiburg kentleri arasında yapılacak,

“Rêber APO’nun özgürlüğü için, özgürlük mücadelesine gelin!” şiarıyla gerçekleştirilecek olan eyleme ilişkin Tertip Komitesi yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, "Kürt gençliğini Önder APO’nun etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz" denildi.

'ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜNÜN PARÇASI OLUN'

Açıklamada şöyle denildi:

"Gençlik olarak Önder APO’nun bize öğrettiklerini ortaya koymanın ve özgürlük için çabalayan bir gençliği durdurmanın zor olacağını göstermenin zamanı geldi. Gençlik en büyük güçtür. Bu yüzden bizleri durdurmalarına izin vermeyelim! Sömürgeci ve antidemokratik sistemin başına bela oluyoruz! Tüm gençleri Uzun Yürüyüş 2023'e katılmaya, Önder APO’yu özgürleştirmeye ve Önder APO’nun iradesini tek ses olarak haykırmaya çağırıyoruz. Önder APO’nun özgürlüğü şahsında tüm gençlerimizi kadın özgürlüğü, demokrasi ve ekoloji için yürüyüşümüzün yanında olmaya çağırıyoruz! Yürüyüş 5 Şubat 2023 tarihinde Heilbronn'da başlayıp, 10 Şubat 2023 tarihinde Freiburg'da sonlandırılacaktır. Gelin ve özgürlük yürüyüşümüzün bir parçası olun!
Önder APO, 1960'lardan bu yana Ortadoğu'daki çatışmalara bir çözüm bulmaya kendini siyasi olarak adamış bir kişi. Bir Kürt olarak Önder APO, Türk devletinin Kürt nüfusuna yönelik faşist asimilasyon ve inkâr politikasını hayatı boyunca tecrübe etmiştir. Çalışmaya başladığında, Kurdistan'ın tamamına yönelik özel bir sömürü olduğunu fark etti; bu sömürü bugün hala Kurdistan'ın tanınmamasında ve İran, Irak, Suriye ve Türkiye olarak anılmasında görülebilir. Bunun üzerine Önder APO öğrenci grupları içinde örgütlenmeye başladı. Böylece on yıllar boyunca, faşizme ve baskıya karşı giderek daha fazla ayaklanan Kürt halkını ve Ortadoğu halklarını örgütledi ve eğitti. Bu sadece Türk devletinin planlarını değil, aynı zamanda Kürdistan'ın sömürülmesinden ve Ortadoğu'daki kaostan çıkar sağlayan güçlerin planlarını da bozdu. Tüm dünyanın 'sosyalizm kaybetti' diye haykırdığı bir dönemde Önder APO kızıl bayrağını yeniden göndere çekti sosyalizme son darbeyi vurmak için Önder APO 1999 yılında uluslararası koordineli bir gizli servis operasyonuyla Türkiye'ye iade edildi!
Önder APO o tarihten bu yana Marmara'daki İmralı adasında tutulmaktadır. Önder APO, savunma yazılarıyla savaş, dini fanatizm, cinsiyetçilik, çevre tahribatı ve diğer tüm sorunlar gibi toplumsal krizleri anlamaya ve cezaevinden çözmeye çalışıyor. Önder APO basit bir mahkum olarak anlaşılamaz; bir insanı insan hakları ihlal edilerek tamamen tecrit edilecek ve dış dünyadan koparılacak kadar tehlikeli kılan nedir? Ne de olsa İmralı cezaevinin eşi benzeri yok. Başka bir deyişle, dünya nüfusuna ne kadar acı çektirmiş olurlarsa olsunlar, hiçbir katil, tecavüzcü, savaş suçlusu ya da mali dolandırıcı Önder APO gibi cezalandırılmıyor! Demokratik olduğunu iddia eden tüm devletler, özellikle de Avrupa devletleri ve onların kurumu CPT, İmralı'da işlenen insan hakları suçlarını biliyor! Yine de sessizlik ve eylemsizlik hüküm sürüyor! Çünkü hiçbir devlet insan haklarına kayıtsız şartsız bağlı değildir! Bu bizim görevimiz; halkın kendi görevi.

Önder APO hayatını kadın özgürlüğü, tabandan demokrasi ve ekoloji için mücadele ederek geçirmiş ve bunu koşulsuz olarak yapmıştır. Cezaevi adasında Önder APO sadece çeyrek asırdır aralıksız direniyor! Önder APO 25 yıldır dünyada eşi benzeri olmayan hücre hapsinde işkence görmekte ve sürekli yeni disiplin cezalarıyla tecrit edilmektedir. İnsan hakları yasalarına rağmen, ailesini ve hatta avukatlarını görmesine izin verilmiyor! İmralı'da Önder APO'ya yapılan bu haksızlık, bu işkence tüm insanlığı alarma geçirmelidir, çünkü bir kadın özgürlük, taban demokrasisi ve ekoloji savaşçısı sessizliğe zorlandığında, kadınların, halkların ve çevrenin haklarına da saldırılmış olur. İmralı adasındaki tam tecrit, Önder APO'nun Türkiye ve tüm bölge siyaseti üzerindeki demokratikleştirici etkisini kırmayı amaçlıyor.

'HAREKETE GEÇMELİYİZ'

Bu da harekete geçmemiz gerektiğini gösteriyor! Yirmi beş yıl boyunca 12 metrekarelik bir odada kilitli kalmayı hayal edebiliyor musunuz? Yüksek güvenlikli ve işkenceli bir hapishane koşullarında 21. yüzyılın şimdiye kadarki en etkili eserini yazmaya devam ettiğinizi hayal edebiliyor musunuz? Bir insanın bu kadar cesareti ve gücü nereden aldığı belki hala bir muamma ama Önder APO savunmasında şöyle yazıyor: 'İmralı'da bulunduğum süre içinde tüm soruları belli bir mesafeyle yeniden düşünme fırsatı buldum... Dogmatizmi büyük ölçüde aşmış olmayı, bugün devlet, iktidar, savaş, ulus ve ulus-devlet tanımlarını daha gerçekçi kullanmayı ve böylece demokratik bir toplum için çözüm yolunu işaret edebilmeyi umuyorum."


Önder APO’nun özgürlüğü İçin, özgürlük mücadelesine gelin!
Önder APO'yu 2023'te fiziksel olarak özgürleştireceğiz!"