GÖRÜNTÜLÜ

İngiltere’de faşizm mi, anti-faşist mücadele mi kazanacak? -I-

İngiltere’de bir yandan ırkçı faşistlerin saldırıları diğer yandan ise ırkçılığa karşı geniş toplumsal kesimleri bir araya getiren bir motivasyon oluşmuş durumda. Bu toplumsal tepki son iki günde ırkçıların istedikleri eylem ve saldırıların önünü kesti.

İNGİLTERE'DE FAŞİZM

Tarihin karanlık devletlerinden İngiltere, son on gündür ırkçı saldırılar ile gündemde.

İngiltere'deki ırkçı saldırıların motivasyonunda ‘göçmenlik’ ve ‘İslam’ olsa da tüm farklı kimlik ve renkler hedef alınıyor. Yaşananlara "ırkçı saldırı", "red right (aşırı sağ)" yada "haydutluk" diyen de var, "iç savaş çıkacak" diyerek destekleyenler de. 4 Temmuz’da solun yani İşçi Partisi’nin iktidara geldiği İngiltere'de ırkçıların saldırıları Türk ırkçılığından farksız olmazken, mültecilerin kaldığı oteller yakılıyor, siyahlar linç ediliyor, siyah maskeli ırkçılar nazi selamları ile evleri kundaklıyor ve iş yerleri yağmalanıyor. Bununla birlikte faşizme karşı anti-faşist kesimler de meydanlara çıktı.


Irkçıların bahane olarak gösterdikleri olay, 29 Temmuz’da İngiltere’nin kuzeybatı bölgesinde bulunan Southport kasabasında üç çocuğun bıçaklanarak öldürülmesi.

Katilin kimliği başlangıçta açıklanmadı ancak aşırı sağcı gruplar ve medyadaki bazı kişiler, sorumlunun bir Müslüman olduğunu iddia etti. Ardından sanal medya üzerinden sistematik bir dezenformasyon ile ırkçı kampanya başlatıldı. Irkçı ve faşistler, sanal medyada kısa bir sürede saldırıyı gerçekleştiren kişinin Ali Al-Shakati adında sığınmacı ve Müslüman olduğunu öne sürdü. Dezenformasyon ve yalanlar bununla kalmadı. Ali Al-Shakati’nin 2023’te tekneyle İngiltere’ye gelen bir mülteci olduğu iddiası dolaşıma sokuldu. Ve bazı haberlerde Ali’nin M16 listesinde olduğu öne sürüldü. Hatta dezenformasyon büyütüldü ve bu kişinin İngiltere’ye Manş Denizi üzerinden ulaştığı ve saldırının ‘politik’ olduğu iddia edildi.

BAŞ AKTÖRLER : ROBİNSON VE FARAGE

Tüm bu dezenformasyonu tetikleyenlerin başında ise gerçek adı Stephen Yaxley-Lennon olan ancak kamuoyunda Tommy Robinson olarak bilinen aşırı sağcı-ırkçı, İngiliz Savunma Ligi'nin (EDL) kurucusu ve lideri Tommy Robinson vardı. Son seçimde parlamentoya milletvekili olarak giren aşırı sağcı Reform UK partisinin lideri Nigel Farage da dezenformasyonu oluşturanların başında geldi. Farage, sanal medya hesabından “Gerçekler bizden saklanıyor" diyerek, ırkçı ve aşırı sağcıları provoke etti.

Şu an tüm dünyanın gündeminde olan Tommy Robinson, sanal medyandan bu saldırıyı fırsat bilerek göçmen ve Müslüman karşıtı paylaşımlar başlattı, ırkçıların sokağa inmesini sağladı. Daha sonra Robinson’un Güney Kıbrıs’ta olduğu ve olayları tatildeyken kışkırttığı basına yansıdı.

YALAN PERDESİ YIRTILDI

Irkçılar bir yalana sarılıp saldırılarına meşruiyet kazandırmaya çalışsa da olayın hakikati bambaşkaydı. İngiltere’de normalde 18 yaşın altında olan saldırganların kimliği açıklanmıyor. Fakat ırkçı gruplar sokağa inince polis mahkeme kararı ile olayda adı geçenin ismini ve inancını açıkladı. İngiliz polisinden yapılan açıklamada saldırganın 17 yaşında olduğu ve Cardiff’te doğduğu belirtildi. Öte yandan saldırganın kimliğinin yasalar uyarınca 18 yaşının altında olduğu için açıklanmadığı da vurgulandı. 
Saldırgan 7 Ağustos 2006 doğumlu Axel Muganwa Rudakubana idi.  
Rudakubana’nın İngiltere’de doğduğu ve büyüdüğü, ailesinin Ruanda’dan göç ettiği, Hıristiyan olduğu öğrenildi.

IRKÇI ROBİNSON DEVREDE…

Gerçeğe rağmen ırkçılar, aşırı sağ yada göçmen karşıtları, aşırı sağcı Reform UK partisinin lideri Nigel Farage ve İngiliz Savunma Ligi'nin (EDL) kurucusu ultra ırkçı Tommy Robinson’a inanmayı tercih etti.

X hesabından insanlık dışı paylaşımda bulunan Tommy Robinson’ın ‘Daily Turkic’ adlı bir ırkçı Türk sitesinin mülteci kampında kalan Kürtleri hedef gösteren paylaşımını alıntılaması ise dikkat çekti. Robinson, Kürtlerin anti-faşist mücadelesinden rahatsız ve Gazeteci Mehmet Aksoy’un (Firaz Dağ) Londra’da yapılan cenaze töreni sonrası Kürt Toplum Merkezi’nin önüne gelerek hakaretlerde bulunmuştu.

SALDIRILARIN HEDEFİ KİMLER?

Irkçılık ve faşizm son yıllarda İngiltere’de temel bir gündem. Saldırıların hedefinde mülteci, sığınmacı, göçmen ve Müslümanlar olsa da ortaya çıkan görüntüler, tüm farklı kimliklerin hedef alındığını gösteriyordu. Yer yer Kürtlerin kaldığı kamplar da bu saldırılardan nasibini aldı. Bu duruma yabancı olmayan Kürtlere yönelik İngiliz ırkçıların eylemleri Türkiye’de ülkücü faşistlerin saldırılarını hatırlattı.

Southern’de yaşanan olayın ardından ırkçılar, İngiltere’nin başta Manchester, Liverpool, Leeds, Dover, Birmingham, Chelmsford, Blackpool, Bristol, Hull, Newcastle, Londra ve daha birçok kentinde sokaklarda linç edilecek göçmen, siyah, mülteci avına çıktı.

FAŞİSTLER LİSTELER YAYIMLADI

Öyle ki, sanal medya üzerinden göçmenlerin kaldığı mahalleler, mekânlar, işyerleri, hoteller ve kamplar listeler haline yayımlandı. Bu yerlerin önünde toplanan faşist ve ırkçılar demir sopalarla, bıçak ve silahlarla, ellerine geçirdikleri kesici aletlerle saldırılar gerçekleştirdi. Kimi yerlerde yakaladıkları siyahlara toplu bir şekilde saldırıyorlar, bazen başörtülü kadınlara, bazen de çekik gözlü bir Asyalıya. Evler gece yarısı basılarak kapılar kırılarak dağıtılıyor. İşyerleri yağmalanıp camiler talan ediliyordu.

Görüntüler izleyenleri dehşete düşürürken, doğrudan muhataplarına ise birkaç kuşak sürecek bir travma yaşatıyordu. Irkçı saldırganların bir kısmının kontr-gerillanın sembolü olarak bilinen yüzlerinin tamamen kapalı olduğu siyah maskeler takmaları dikkat çekti.  Irkçılar, göçmenleri koruyan kurumları hedef almalarının yanı sıra sanal medya üzerinden göçmenlik avukatlarını da hedef gösterdi.

VAHŞET BODRUMLARINI VE MADIMAK’I HATIRLATTI

Özellikle ırkçı faşistlerin Rotterdam bölgesinde bir oteli ırkçı sloganlar ve nazi selamlamaları ile ateşe vermesi Sivas Madımak Oteli’ni, Kurdistan’da insanların diri diri yakıldığı bodrumları hatırlattı.

Faşistler tüm bu terör estirdikleri eylemleri kaydedip sanal medyada paylaşmayı da ihmal etmedi. Yüzlerce insan saldırılarda yaralandı, onlarca ev ve işyeri yıkıldı, yakıldı. On binlerce insan bulundukları bölgeden güvenli bölgelere sığındı.

‘AŞIRI SAĞ HAYDUTLAR’

Yaşananlar karşısında iktidara bir süre önce gelen İşçi Partisi’nin Lideri Başbakan Keir Starmer, sert tepki gösterdi ve ırkçı saldırıları gerçekleştirenleri “aşırı sağın haydutluğu" olarak nitelendirdi. Protestolara katılanların yasaları karşısında bulacağını belirten Starmer, “Protestolara katıldığınız için pişman olacaksınız” dedi. Başbakan Stamer, yasaların tüm gücünü kullanacaklarını söylerken, COBRA adlı bir Acil Durum Komitesi oluşturulduğunu duyurdu.
Çok sayıda ırkçı saldırgan gözaltına alındı ve her gün bu sayı artıyor. Şu ana kadar sanal medyada kışkırtıcı paylaşımlarda bulunup eylemlere katılan 6 aşırı sağ-ırkçı İngilizin tutuklandığı bilgisi var. Savcılar, tutuklama ve gözaltıların süreceğini, ırkçı saldırganların gereken cezayı çekecekleri yönünde açıklamalarda bulundu.

ELON MUSK'IN MESAJI TEPKİ ÇEKTİ

X’in ve Tesla’nın sahibi Elon Musk, Liverpool kentindeki ayaklanmaya ilişkin bir videonun altına "iç savaş kaçınılmaz" yorumunu yaptı. Musk’ın bu mesajı "ırkçıları cesaretlendirdiği ve İşçi Partisi hükümetini zor durumda bırakmayı hedeflediği" yönünde yorumlara yol açtı. Musk’ın açıklamaları bazı akademisyenler tarafından, “Musk'ın yanıtları, dezenformasyon ve nefret söylemine destek işlevi görüyor" şeklinde değerlendirildi.

ON BİNLER FAŞİZME KARŞI SOKAKLARA ÇIKTI

Irkçı faşistlere karşı İşçi Partili hükümet ve iktidar çaba gösterse de saldırıları asıl gerileten anti-faşist toplumsal tepki oldu. Keza ırkçıların sahaya inerek terör estirmesine karşı Müslümanından Hıristiyanına, Pakistanlısından Kurdistanlısına, LGBT bireyinden insan hakları savunucularına, sosyalistlere, devrimci ve demokratlara, asyalısına, Afrikalısına kadar tüm toplumsal kesimler sokağa indi. Göçmenlerin mekânları, camiler ve işyerleri savunma alanlarına dönüştürüldü. Özellikle Londra Walthamstow bölgesinde on binlerce insan, faşizme karşı sokaklara indi, “Faşizme dur de”, “Çocuklarınızı ırkçılardan koruyun”, Mülteciler hoş geldiniz" ve "Naziler dışarı" şeklinde pankart ve dövizler ile eylemde yerini aldı. Londra’nın yanı sıra aynı anda birçok kentte anti-faşist kesimler sokaklara idi. Birmingham, Bristol, Liverpool, Manchester, Brighton ve Newcastle'da büyük kitlesel eylem ve faşizme karşı savunma hatlarının oluşturulduğu gösteriler düzenlendi.

BRIGHTON’DA IRKÇILARA SOĞUK DUŞ!

Brighton’da ırkçı faşistler mültecilerin kaldığı bir otele eylem düzenlemek isterken yüzlerce anti-faşistin arasında kaldı. Irkçılar bu savunma karşısında büyük bir şok yaşarken, gözaltına alındı.

İngiltere’de bir yandan ırkçı faşistlerin saldırıları diğer yandan ise ırkçılığa karşı geniş toplumsal kesimleri bir araya getiren bir motivasyon oluşmuş durumda. Bu toplumsal tepki son iki günde ırkçıların istedikleri eylem ve saldırıların önünü kesti.

İngiltere’deki ırkçılık göçmenlik boyutu ile ana akım medyada bol bol işlense de kapitalizmin yarattığı açlık, yoksulluk, eşitsizlik, savaş ve şiddet faktörlerine değinilmiyor. İngiltere’nin dış politikasının yıkımlarının bu göçe neden olduğundan da. Akademik, toplumsal ve anti-faşist çevreler, bugünkü ırkçı saldırıların kaynağının son 14 yıldır ‘göçmenler’ üzerinden politika üreten sağ muhafazakar parti olduğunda hemfikir. 14 yıl boyunca Muhafazakar Parti’nin göçmen karşıtı politikaları AB’den ayrılık, yani Brexit’in gerekçesi haline dönüştürmesi, Ruanda planı gibi politikalara başvurması ırkçı parti ve yapıların güçlenmesini sağladı.

DEVAM EDECEK…