Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi yaptığı açıklamada, “Yeni ABD yönetiminin İran'ın ekonomik ortaklarıyla yasal ticaretini engelleyerek İran ulusuna baskı uygulama kararı gayri meşru, yasadışı ve şiddet içeren bir önlemdir” dedi.

Sözcü, ABD’nin bu önleminin “tamamen haksız ve uluslararası kurallara aykırı” olduğunu belirtti. 

Perşembe günü ABD Hazine Bakanlığı, “yüz milyonlarca dolar değerinde milyonlarca varil İran ham petrolünün Çin'e sevkiyatını kolaylaştıran” uluslararası bir şebekeye karşı mali yaptırımlar açıkladı.

Yaptırım uygulanan kurum ve kişiler arasında Washington'a göre İran ordusu adına çalışan bir “paravan şirket” olan Sepehr Energy de bulunuyor. Birkaç petrol tankeri ve bunları kiralayan şirketler de hedefte. 

Yaptırımlar, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın nükleer silah geliştirmeye çalıştığı iddiaları üzerine bu ülkeye yönelik “azami baskı” politikasını yeniden yürürlüğe koymasının ardından uygulanmaya başlandı.

İran, Trump'ın ilk döneminde (2017-2021) Tahran'a karşı uyguladığına benzer bu politikanın yeniden yürürlüğe konmasını kınadı ve bu politikanın devamının “başarısızlıkla” sonuçlanacağını ifade etti. 

Donald Trump'ın ilk döneminde izlenen sert yaptırım politikasının bir parçası olarak Washington, 2018’de nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmişti. 

Batılı güçler ile İran arasında 2015’te, yaptırımların hafifletilmesi karşılığında imzalanan nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma çabaları da, ABD’nin çekilmesi ardından başarısız kaldı. 

Çarşamba günü ABD Başkanı Trump, İran'ın “nükleer silaha sahip olamayacağını” bir kez daha vurguladı. 

İran nükleer programının yalnızca barışçıl amaçlarla yürütüldüğünde ısrar ederken,  atom silahı geliştirme niyetinde oldukları yönündeki suçlamaları reddediyor.