Fransa nefesini tutmuş, belirsiz bir geleceğe hazırlanıyor

Fransa’da 7 Temmuz’da yapılacak parlamento seçimlerinin ikinci turu öncesi nefesler tutulmuş durumda. Merkez sağ ve cumhuriyetçilerde net bir tutum ortaya çıkmadı, sol ise sonuç ne olursa olsun kendisini yeniden inşa etmek zorunda kalacak.

Geçen pazar günü yapılan ilk tur oylamada aşırı sağın geniş zaferi ardından ikinci turda, sol ittifak Yeni Halk Cephesi, Cumhuriyetçiler ve merkez sağ kırılgan bir pozisyonda aşırı sağı barajlamaya çalışıyor. 

İkinci tur oylama için 210’u aşkın aday çekildi ancak halen 100 civarında üçgen ve dörtgen (üç ya da dört adaylı) yarışma kaldı. Aşırı sağı engellemek için çekilen adayların 127’sinin Yeni Halk Cephesi’nin, 81’inin de cumhurbaşkanlığı kampının adayları olduğu bildirildi. 

Yine de cumhuriyetçi sağ ve merkez sağ partilerde, aşırı sağı yenmek için sağlam bir duruş gözlenmiyor. Bazı sağcı vekiller ikinci turda ne aşırı sağcı RN’ye ne de radikal solda ittifaktaki LFI’ye oy vermeyeceğini açıkladı. Sol ittifak önceliği aşırı sağın iktidara gelişini engellemeye verse de, kendi aralarında yoğun çelişkiler yaşıyor. Buna rağmen, aşırı sağa karşı tek baraj sol ittifak olarak öne çıkıyor. 

Franceinfo'ya konuşan eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, aşırı sağcı Rassemblement National'in mutlak çoğunluğu elde etme riskinin "minimize edildiğini ancak göz ardı edilmediğini" söyledi. "Neyse ki solun yol açtığı aşırı sağa karşı bu baraj gerçekleşti" diyen Hollande, ikinci tur yarışında geri çekilen sol adayların "örnek teşkil ettiğini" de sözlerine ekledi.

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDAN BU YANA İLK AŞIRI SAĞ HÜKÜMET KURULABİLİR

Eğer yeterli oy sayısına ulaşılmaz ve ve aşırı sağcı RN'nin ilk turdaki gibi zaferi teyit edilirse Marine Le Pen ve 28 yaşındaki Jordan Bardella'nın partisi, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Fransa'daki ilk aşırı sağcı hükümeti kurmuş olacak.

Son günlerde yapılan sandalye tahminlerinin çoğu RN'nin mutlak çoğunluğu (289 milletvekili) elde etmekte zorlanacağını gösteriyor. Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanan Fransa’nın yönetilemez hale getirebilecek üç bloklu bir senaryo (aşırı sağ, sol, Macronistler) spekülasyonları giderek artıyor.

SOL VE SAĞ KOALİSYON SENARYOSU MUĞLAK DURUYOR

Aşırı sağın lideri Marine Le Pen, "diğer sağ, diğer sol, bazı LR" (Cumhuriyetçiler) milletvekillerinin desteğiyle 270 milletvekilinden oluşan göreceli bir çoğunlukla hükümet kurmayı bile öngörüyor.

Diğer cephede durum daha karmaşık görünüyor. Eğer başarılı olurlarsa, Macroncular, solun bir kısmı ve LR'nin bir kısmı, diğer Avrupa ülkelerinde yaygın olan ancak Fransız siyasi geleneklerine yabancı olan "büyük koalisyon" kurma gibi zahmetli bir görevle karşı karşıya kalacaklar.

Ancak ikinci tur oylama öncesi sol partilerin sağcı partilere güvensizliği devam ediyor.  Sosyalist Parti, yarıştan çekilmeyi reddeden LR adaylarının RN ile "ittifak kurmayı" seçeceğinden korkarken, partinin Genel Sekreteri Pierre Jouvet "Cumhuriyetçiler belirsiz" diyerek bu endişesini ifade etti. 

Sol partiler arasında en güçlü pozisyondaki radikal sol La France insoumise (LFI) ise daha şimdiden böyle bir koalisyona katılmayı reddetti. Temsilcilerinden Manuel Bompard, "Insoumis sadece kendi programını uygulamak için hükümet edecek” dedi.  

İttifakta yer alan ekolojist milletvekili Sandrine Rousseau da seçimlerden sonra bir koalisyonun “anlamsız” olduğunu belirterek, “Siyasi tartışmalarda ortaya koyduklarımıza saygı göstermeyen liberal bir politikaya doğru tekrar tekrar sapmak, bir bakıma seçmenlerin sözüne ihanet etmektir” dedi. 

MACRON SESSİZ

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aldığı yenilgi ardından sürpriz bir şekilde ulusal meclisi feshederek seçim kararı için kendisini affetmeyen kendi kampına daha fazla zarar vermemek için sessizliğe gömülmüş durumda. 

Macron’un feshedilen Meclis'te göreceli bir çoğunluğa sahip olan partisi ilk turda %20 oyla ancak üçüncü olabildi ve ikinci turda bir hezimete daha hazırlanıyor.