13 çocukları gerilla oldu

5 kardeşten oluşan Gulo Ailesi, 13 çocuklarını gerillaya katmış, 8’i şehit düşmüş. Ehmed Gulo, “Onlarla gurur duyuyoruz. Çocuklarımızı PKK’ye katma şerefini yaşadık" diyor.

Rojava’da PKK’yi ve Kürt Halk Önderi’ni tanıyıp katılım yapan ailelerden biri de Gulo Ailesi. 13 çocukları gerillaya katılan Gulo Ailesinin büyüklerinden Ehmed Gulo, 'PKK Ailesi' olarak tanımladığı ailesinin hikayesini ve 40. Yılında PKK’nin kendileri için anlamını anlattı.

Rojava halkının çoğunluğunda olduğu gibi Ehmed Gulo ve ailesi de PKK öncesi de yurtsever bilinçle gelişen Kürt hareketlerini desteklemiş. Ehmed, Gulo Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve PKK’yi tanımadan önce Güney Kürdistan’da gelişen KDP’yi desteklediklerini ve Rojava’da çalışma yürüttüklerini hatırlatarak, “Mele Mistafa’nın yenilgisinden sonra gözümüz Kuzey Kürdistan üzerindeydi. Eğer Kuzey Kürdistan kalkarsa umudumuz yeninden yeşerecek, biz burada örgütsel ve siyasi çalışmalarımızı sürdürüp büyütelim" dediklerini söyledi.

1980'DE PKK İLE TANIŞMA

Hep bekledikleri ve umut ettikleri 1980'den gelip aileyi bulur. Gulo Ailesi, 1980'de PKK ile tanışır ve Qamişlo’da PKK’ye kapısını açan ilk ailelerden olur. Ehmed Gulo, bu süreci şöyle anlattı: "Evimize ilk gelen arkadaş gurubu altı kişiydi; onlar şahsında gerçekten büyük bir devrimin gelişeceğine ve başaracağına inandık. Beklentilerimiz gerçekleşiyordu, bütün yenilgilere rağmen birileri Kürtler ve yoksullar için birşeyler yapmaya çalışıyordu. Duruşlarında ve konuşmalarında devrime inanç vardı; bu da bizdeki devrim özlemini yeniden gürleştiriyordu."

ŞEHİT MUSTAFA ÖNCÜLÜK YAPTI

Ehmed Gulo, 15 Ağustos'un Kuzey'de olduğu gibi Rojava'nın yurtsever halkı içinde de büyük yankı uyandırdığını anımsatarak, katılımların başladığını belirtti. Gulo, şöyle devam etti: "Silahlı mücadele ve ordulaşma başladığında hepimiz çok etkilenmiştik. PKK ciddi ve söylediğini yapan bir partiydi. PKK gerillalarına katılmak istedim. Arkadaşlar çocuklarımız olduğu gerekçesiyle kabul etmediler. O zaman benim çocuklarım küçüktü. Büyük abimin çocuklarının yaşları büyüktü. İlk katılım onların evinden oldu. Yeğenim şehit Mustafa ilk katılımımız, öncümüz oldu."

MÜCADELE BEDELSİZ OLAMAZDI

Ehmed Gulo, bu ilk katılımın kendisinde ve ailesinde derin izler bıraktığını, şu sözlerle paylaştı: “Şehit Mustafa abime katılmak istediğini söylediğinde, ‘Oğlum vallahi ben de devrime katılmak istiyorum. Fakat yaşım epey büyüdü ve ailenin de durumu çok iyi değil. Ben katılamıyorum ama sizin katılmanızdan mutluluk duyarım’ dedi. Heval Mustafa gitmeden önce toplandık; onu mutlu ve coşkulu bir biçimde uğurladık.  Dêrik’e Ava Mezin’e kadar biz götürdük ve orada arkadaşlara teslim ettik. Heval Mustafa’yı arkadaşların yanına bıraktıktan sonra Seyda Cigerxwîn’in devrimin nasıl olduğuna ilişkin sözleri geldi aklıma. Devrim, savaş, silah ve halksız hiçbir ülkenin özgür olamayacağını söylüyordu.”

DEVRİM İÇİNDE DEVRİM YAŞATTI

Gulo Ailesi, PKK ve öncülük ettiği devrime katılımını aralıksız sürdürmüş. Mustafa’nın 1991'de Garzan’da şehadeti ardından aileden katılımlar artmış. 5 kardeşten oluşan dar aileden 13 kişi gerillaya katılmış ve 8’i şehit düşmüş. Ehmed Gulo, “Onlarla gurur duyuyoruz. Verebilecekleri en doğru kararı verip en güzel yolu seçtiler” diyerek devam ediyor: " Benim kızım da gerillaya katıldı. Eskiden de yurtseverdik ama kadının gücünü böyle bilmez ve böyle değer vermezdik. Önder Apo ve PKK bize gerçekten yaşamı ve kadını öğretti, devrim içinde devrim yaşattı. Yurtseverliğimiz PKK ile demokratik bir temele kavuştu.”

HEM HEYBETLİ HEM DE SADEYDİ

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1990'dan itibaren Lübnan’da başlattığı halk toplantılarına Gulo Ailesi de davet alır ve Kürt Halk Önderi ile tanışma fırsatı yakalarlar. Ehmed Gulo o dönem kimliksiz oldukları için büyük bir grupla kaçak yollardan Lübnan’a geçip Öcalan ile buluşma şansına ulaştıklarını söylüyor. O günü şu sözlerle ifade ediyor: “Önderlik fikriyle tanışmıştık ve bağlanmıştık. Ama kendisini görmek dinlemek bambaşkaydı. Bizi gördüğünde Qamişlolu olduğumuzu öğrenince çok sevindi. Bu sevincini görmek bizi onurlandırmış ve daha da bağlamıştı. Gerçekten halkına, bizlere çok değer veriyordu. Toplantı yaptıktan sonra bizim de soru sormamızı, konuşmamızı istedi ve bizleri dinledi. Bir arkadaşımın kendisine sorduğu bir soruya ben devrimimize ve inancımıza ilişkin bir şiirle karşılık vermiştim. Bundan memnun olmuştu. Hem çok heybetli ve güçlü hem de çok sadeydi.”

VERDİKLERİ SÖZDE DURUYORLAR

Ehmed Gulo, "Önder Apo’ya ve PKK’ye bir söz verdik ve o gün bugündür bu sözle yürüyoruz” diyerek, çocuklarını PKK’ye katma şerefini yaşadıklarını belirtiyor: "Eğer biz onların katılımına engel olsaydık, dağlarda savaşan gençlerimiz ve şehitlerimiz olmasaydı bugün Kürt ve devrim diye bir şey olmazdı. Eğer Önder Apo ve PKK’nin emeği olmasaydı bugün Rojava Devrimi de olmazdı. Rojava halkına ruh veren, özgürlükle tanıştıran, aralıksız mücadele ettiren bunlardır. YPG ve YPJ’nin DAİŞ’e karşı mücadelesi dünya çapında tanınıyorsa bunun nedeni de Önder Apo’nun özgürlük ve mücadele felsefesi, PKK’nin yarattığı direniş kültürü ve mirasıdır.”