Çocuklarını bulamadan veda ettiler

Gözaltında kaybettirilen Hüseyin Taşkaya’nın annesi Fatime Taşkaya, Hüseyin Aydemir’in annesi Asiye Aydemir ve Hayrettin Eren’in annesi Elmas Eren, çocuklarına mezar yapamadan hayata veda ettiler.

CUMARTESİ ANNELERİ

Türkiye tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olarak gösterilen ve devletin hem resmi hem de gayri resmi güçleri tarafından özellikle Kurdistan’da uygulanan gözaltında kaybettirmelerin mağdurları, yıllardır yakınlarının akıbetinin açıklanmasını ve kemiklerinin verilmesinin istiyor. sürdürüyor. 

Çocuklarının bulamadan hayata veda eden üç anneyi ve mücadelelerini, Cumartesi Anneleri’nin 1000. buluşmaları vesilesiyle özetledik. 

KORUCULAR VE DEVLET GÜÇLERİNCE ALINDI

Hüseyin Taşkaya, Riha’da müteahhitlik yaparak geçimini sağlıyordu. 90’larda Riha’da devletle işbirliği yaparak halk üzerinde baskı kuran Bucak Aşireti ile arası açılan Taşkaya, hedef alındı. Baskılardan dolayı evini İstanbul’a taşıyan Taşkaya, yarım kalmış işlerini tamamlamak için geri döndüğü Riha’da 6 Aralık 1993’te devlet güçleri Bucak’a bağlı korucular tarafından evine yapılan baskınla gözaltına alındı. Gözaltına alındığını evde bulunan diğer akrabaları da görmüştü. Yıllarca süren çabalara rağmen Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı.

TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ

Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı olayı soruşturmak, suçu ve suçluyu açığa çıkarmak ve suçluların cezalandırılmasını sağlamak görevlerini yerine getirmedi. Taşkaya’nın gözaltına alınması, akrabalarının ve bütün mahallelinin tanıklığında gerçekleşmesine rağmen ailenin “soyut iddiası” olarak değerlendiren savcılık, herhangi bir delile ulaşılamadığını iddia ederek takipsizlik kararı verdi.

BULMADAN ÖLMEK İSTEMİYORDU

Oğlunu bulabilmek için yıllarca Cumartesi Anneleri ile birlikte mücadele eden, her hafta Galatasaray Meydanı’na gelen Fatime Ana, 17 Ekim 2015’te oğlunun hasretiyle yaşamını yitirdi. Fatime Ana her eylemde, “Oğlumun kemiklerini bulmadan ölmek istemiyorum” diyordu. Riha’nın Curnê Reş (Hilvan) ilçesinin Erebûk köyünde Temmuz 2021’de bulunan çok sayıda kafatası ve kemik, Riha’da yakınlarını kaybedenleri yeniden harekete geçirdi. Taşkaya ailesi de İHD ve diğer kayıp yakınlarıyla 25 Temmuz 2022’de Hilvan Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. DNA testiyle kemiklerin kime ait olduğunun tespit edilmesi istendi. Fatime Ana’nın ve Hüseyin Taşkaya’nın mücadelesini, torunları devam ettiriyor.

ASİYE ANA ARAMAKTAN VAZGEÇMEDİ

Licê’nin Tutê köyünde yaşayan 34 yaşındaki Hüseyin Aydemir, köy yakmalar, koruculuk dayatmaları arasında yaşıyordu. Evi defalarca basılan Aydemir, bir süre sonra baskılara dayanamayarak önce Adana’ya, oradan da İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı. Aydemir, 19 Ekim 1995 sabahı, kendisi de gözaltında kaybedilen yakın arkadaşı Fehmi Tosun’un evinden çıktıktan sonra gözaltına alındı. Aydemir’den o günden sonra bir daha haber alınamadı.

Hüseyin Aydemir’in annesi Asiye Aydemir ve ailenin çabaları sonucu, Aydemir’in polisler tarafından gözaltına alındığı bilgisine ulaşıldı. Asiye Ana, oğlu Hüseyin, yakın arkadaşı Fehmi Tosun ve diğer gözaltında kaybedilenler için yıllarca Galatasaray Meydanı’na geldi, işkence gördü, gözaltına alındı ama adalet arayışından hiçbir şekilde vazgeçmedi. Tek isteğinin ölmeden önce oğlunun kemiklerine kavuşmak olduğunu defalarca söyleyen Asiye Ana, 15 Haziran 2023’te oğlunun kemiklerini bulamadan yaşama gözlerini yumdu.

TÜM KAYIPLAR İÇİN MÜCADELE ETTİ

Hayrettin Eren, Cemil Kırbayır gibi 12 Eylül darbesi sonrası gözaltında kaybedilen onlarca kişiden biriydi. Dev-Genç içerisinde faaliyet yürüten Hayrettin Eren, 12 Eylül darbesinden hemen sonra 21 Kasım 1980’de gözaltına alındı, bir daha haber alınamadı. Annesi Elmas Eren, oğlu Hayrettin Eren gözaltında kaybedildikten sonra sadece oğlu için değil, gözaltına alınan, işkence gören, tutuklanan kişilerin ailelerine ulaşarak, Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği’nin kuruluşunda yer aldı. Elmas Eren, İnsan Hakları Derneği kuruluşunda da yer alarak, gözaltında kayıplar mücadelesinin bugünlere gelmesinde de önemli bir rol oynadı. 

ÇİÇEKLERLE DONATACAĞI MEZAR

Oğlunun gözaltında işkence gördüğünü kendi araştırmaları ile ortaya çıkartan, bütün hukuki süreci takip eden Elmas Eren, Cumartesi Anneleri’nin 2011’de dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde “Çiçeklerle donatacağım bir mezarın peşindeyim” demişti. 33 yıl boyunca oğlunu arayan Elmas Eren, 19 Ağustos 2019’da yaşamını yitirdi. Elmas Eren’in mücadelesini şimdi diğer çocukları ve torunları sürdürüyor.