‘Çözüm için Abdullah Öcalan özgür olmalı’

DEM Parti Amed Milletvekili Ceylan Akça, ekonomik krizin sebebinin, Kürt sorununda dayatılan çözümsüzlük ve savaş olduğunu belirterek, çözümünün Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünden geçeceğini söyledi.

Savaşa ve işgale göre bütçe oluşturulduğunu, çünkü çözümsüzlük dayatıldığını belirten DEM Parti Amed Milletvekili Akça, “Tecrit, kilit noktadır. Kürt sorununu baş müzakereciliği uygun koşullara getirerek çözebiliriz. Baş müzakerecimiz Sayın Abdullah Öcalan’dır. Onun için özgürlüğünü istiyoruz” dedi.

DEM Parti Amed Milletvekili Ceylan Akça, bütçe görüşmeleri ve cezaevlerinde devam eden açlık grevleriyle ilgili ANF’ye konuştu. Tutsakların devam eden açlık grevine ve tutsak yakınları öncülüğündeki Adalet Nöbeti eylemlerine işaret eden Akça, ekonomik kriz ile tecridin bağlantısının olduğunu göstermek gerektiğini söyledi. 

DEVLET VE HÜKÜMETİN HUKUKİ AÇIKLAMASI YOK

Tutsakların ve tutsak yakınların “Abdullah Öcalan’a Özgürlük,  Kürt Sorununa Çözüm” talebinin, DEM Parti’nin de talebi olduğunu kaydeden Akça, şöyle devam etti: “Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü DEM Parti olarak hem siyasi hem de hukuki bağlamda talep ediyoruz. Devlet ve hükümet, hukuki olarak bu zeminin nasıl oluştuğunu açıklayamıyor. Verilen cezanın öngörülemiyor olması, Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmeler gereği umut hakkından tutun da ölüm cezasının olmamasından kaynaklı Sayın Öcalan’ın cezaevinde ne kadar tutulacağına dair bir netlik yok. Siyasi kısmında ise Kürt sorununun çözülmesi için en kısa sürede toplumla temas içinde olması, temas edeceği koşullara getirilmesi gerekiyor. Bu koşulları barış için, eşit ve adil şartların gelmesini savunduğumuz için talep ediyoruz. Bu yüzden özgürlüğünü talep ediyoruz.”

Abaullah Öcalan’ın savunmalarına da atıfta bulunan Akça, AİHM’in sadece teknik savunmaları dikkate aldığını; Kürt sorununun teknik savunmalarla açıklanamayacağını belirtti. Akça, şunları söyledi: “Sayın Öcalan, bir savunmasında AİHM’e atıf yapmıştı ve AİHM’in sadece teknik savunmaları kabul ettiğini söylemişti, orada bir eksikliğe işaret etmişti ve ‘AİHM’in aslında siyasi savunmalara dair de bir alt yapı oluşturması gerekiyor, bazı şeyler siyah ve beyaz değildir. Tıpkı Kürt meselesi gibi, silahlı mücadele gibi, tıpkı devam eden bu şiddet sarmalının çözümünün siyasette olması gibi bu koşulları karşılayacak düzenlemenin yapılması gerekir’ demişti. Bu düzlemde düşününce fiziki özgürlüğü, barış şartlarının, müzakere şartlarının oluşabilmesi için elzemdir.”

ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN FİNANSAL FATURASI DA VAR

Bütçe görüşmelerine de değinen Akça, DEM Parti’nin bütün görüşmelere şerh koyduğunu, savaşa ayrılan bütçenin tecridi yaygınlaştırmaktan başka bir işe yaramadığını dile getirdi. Akça, şöyle konuştu: “Kürt meselesinin bu ülkeye finansal bir faturasının olduğunu söylemiştik. Gerçekten bedeli çok büyük. Kürt halkının canına, malına, siyasi varlığına tehdit oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye toplumunu da yalnızlaştıran, içine kapatan, yaşam kalitesini düşüren, onu yoksullaştıran bir durum. Bu yüzden de bu görüşmelerde savunma bütçesinin büyüklüğünden bahsetmiştik. İçişleri, Milli Savunma, Dışişleri, Cumhurbaşkanlığı; mahşerin dört atlısı gibi bu dört atlıyı besleyen bütçe eğitime, sağlığa gelince düşük bir seviyeye iniyor. Örneğin Türkiye’de yarım milyon kolluk gücü var, niye var? Kürt sorunu çözülmediği için var. Şimdi bu yarım milyon kolluğa ayırdığımız bütçe, başka yerlere ayrılamaz mıydı? Bunun için bütçemiz var demektir.” 

BÜTÇE DE BİR DEVLET TERCİHİDİR

Bütçe tercihinin, aslında devletin tavrının göstergesi olduğunu vurgulayan Akça, işte bu bütçedeki tercihin; yarım milyon kolluğu besleyen, ceplerine mermi dolduran anlayışın, herkesi yoksullaştırdığını söyledi. Bu bütçenin bir kısmının sadece Kuzey Kurdistan ve Türkiye’deki Kürtleri katletmek için kullanılmakla yetinilmediğini belirten Akça, “Rojava’da Kürtleri öldürmek, işgali sürdürmek, devam ettirmek için de kullanılıyor. Efrîn’i yağmalamak için de kullanılıyor. Oradaki çeteleri beslemek için de kullanılıyor. Bu bütçe işgal bütçesidir, tecrit bunların hepsinin birleştiği kilit noktadır. Kürt sorununu çözmek bunları çözmektir. Kürt sorununu da baş müzakereciliği uygun koşullara getirerek çözebiliriz. Baş müzakerecimiz Sayın Abdullah Öcalan’dır. Onun için özgürlüğünün sağlanması için çalışıyoruz.”