Dünyanın birçok ülkesinin liderleri, Azerbaycan’da düzenlenen İklim Değişikliği Konferansında gezegenin geleceğini tartışıyor. Ancak küresel ısınmaya karşı faaliyet yürüten iklim örgütleri, Azerbaycan'daki çevreci vicdan mahkumlarının sayısında endişe verici bir artış olduğunu söyledikten sonra iklim zirvesine ev sahipliği yapacak ülkelerin nasıl seçildiğinin gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
Uluslararası Af Örgütü'nden Natalia Nozadze BBC'ye yaptığı açıklamada, Azerbaycan'ın geçen yıl Kasım ayında COP29'a ev sahipliği yapacak ülke olarak ilan edilmesinden bu yana ülkede aktivistlere yönelik baskıların arttığını belirtti.
“Azerbaycan'da Siyasi Mahkumlara Özgürlük” Birliği'ne göre, aralarında gazeteciler, çevre aktivistleri ve siyasi muhaliflerin de bulunduğu siyasi mahkumların sayısı 2000‘li yılların başından bu yana ilk kez 300’ü aştı.
Londra'daki LSE üniversitesinde profesör olan 53 yaşındaki Gubad İbadoğlu, Azerbaycan'ın petrol ve gaz sektörleri ile çevre sorunlarını araştırıyor ancak 2023 yazında dolandırıcılık suçlamasıyla tutuklandı. İbadoğlu, aradan bir yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen halen ev hapsinde tutuluyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü suçlamaları “şüpheli” olarak nitelendiriyor.
Anar Mammadli, Azerbaycan hükümetine fosil yakıt emisyonlarını azaltmaya yönelik önemli bir uluslararası anlaşma olan Paris Anlaşmasına uyum sağlamak için daha fazlasını yapması çağrısında bulunan bir örgütün kurucularından biri olduktan sadece iki ay sonra, Nisan ayında kaçakçılık suçlamasıyla tutuklandı.
61 yaşındaki Nazım Beydemirli Ekim ayında gasp suçundan sekiz yıl hapis cezasına çarptırıldı. Beydemirli, geçen yıl köyünün yakınındaki altın madenciliği faaliyetlerini protesto ettikten sonra tutuklanmıştı. Yargılama öncesi 15 aylık tutukluluğu sırasında hiçbir delil sunulmadı. Avukatı Agil Lajic, suçlamaların temelsiz olduğunda ve COP29 öncesinde Azerbaycan'da muhalefeti susturmaya yönelik daha geniş bir modelin parçası olduğunu belirtiyor.
Aktivistler ülkede idarenin hesap vermesini sağlamada önemli bir rol oynaması gereken sivil toplum gruplarının bir kenara itildiğini ya da baskı altına alındığını ifade ediyor.
Ekim ayında Avrupa Parlamentosu üyeleri Azerbaycan'ın aktivistlere, gazetecilere ve muhaliflere yönelik “baskısını” kınamış ve insan hakları ihlallerinin COP29'a ev sahipliği yapmakla bağdaşmadığını belirtmişlerdi.