İmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar ve Hamili Yıldırım ile birlikte tutsak olan Veysi Aktaş’tan, diğer tutsaklar gibi 39 aydır hiçbir haber alınamıyor. 

Ailesi, Aktaş ile en son 3 Mart 2020'de İmralı'da yüz yüze görüştü; 27 Nisan 2020'de salgın hastalık gerekçesiyle bir defaya mahsus telefon görüşmesi yaptı. O tarihten bu yana aile, Aktaş'tan hiçbir haber alamadı.

Aktaş, 28 Nisan’da 30 yıllık cezasını tamamladı ancak tahliyesi, İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla 1 yıl ertelendi. Asrın Hukuk Bürosu avukatları, Aktaş’ın koşullu salıverilme hakkının ertelenmesine karşı Bursa 3’üncü İnfaz Hakimliği'ne başvurdu ancak başvuru 2 Mayıs’ta reddedildi. Avukatlar, bu karara karşı Bursa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu fakat mahkeme de başvuruyu reddetti.

Tahliyenin ertelenmesi ve 39 aydır haber alınamaması nedeniyle Aktaş'ın kardeşleri Sabiha Aslan ve Meliha Çetin ile Asrın Hukuk Bürosu avukatları Mazlum Dinç ve Suzan Akipa, ÖHD ve İHD Amed şubelerine hukuki destek başvurusunda bulundu.

Aktaş’ın ailesi ve avukatları ilk olarak ÖHD Amed Şubesi'ni ziyaret etti. Burada konuşan aile, 39 aydır Veysi Aktaş'tan hiçbir haber alamadıklarını belirterek, hukuki girişimlerin başlatılmasını talep etti. İmralı Adası yakınlarındaki depremlerin de endişelerini artırdığını söyleyen aile, bu belirsizlik durumunun kendileri için çok zor olduğunu ifade etti. Ayrıca, tahliyenin ertelenmesine ve verilen disiplin cezalarına dikkat çekerek, İmralı'daki hukuksuz uygulamaların sona ermesi için adımlar atılmasını istedi.

ÖHD şube yöneticileri, İmralı'daki hukuksuzluğun farkında olduklarını ve bu durumu sona erdirmek için hukuki girişimlerde bulunacaklarını dile getirdi.

SABİHA ASLAN: TAHLİYE OLMALIYDI, BU ZULÜMDÜR

Daha sonra İHD Amed Şubesi'ni ziyaret eden Aktaş'ın ailesi adına konuşan Sabiha Aslan, 9 yılda yalnızca 3 kez görüşme gerçekleştirebildiklerini belirtti ve bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Sabiha Aslan, babasının ölümü ve 6 Şubat depremleri sırasında ağabeyiyle görüşemediklerini belirterek, “Şimdi yan yana olmalıydık. Tahliye olmalıydı. Bu adaletsizlik olmamalıydı. Bu yapılan zülümdür.” dedi.

Meliha Çetin ise Türkiye'de adaletin kalmadığını ifade ederek, “30 yıl, 30 yıl bir ömürdür. Bunu bir yaşasınlar. 9 yıldır su sesinden başka bir şey yok. Telefon, görüşme hiçbir ses yok. Babasının öldüğünü duyup duymadığını bile bilmiyoruz” dedi ve bu hukuksuzluğun sona ermesini talep etti.

İHD Şube Başkanı Ercan Yılmaz, dernek olarak 4 kez görüşmelerin sağlanması için başvuruda bulunduklarını söyledi ve tecridin sonlandırılması için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti.