COLEMÊRG BELEDİYESİ'NİN GASP EDİLMESİ
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Colemêrg Belediyesi'nin gasp edilmesine ilişkin “Hakkari için İstanbul ayakta” şiarıyla Beyoğlu'nda bulunan Şişhane Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Birçok farklı siyasi parti ve demokratik kitle örgütünün de yer aldığı açıklamada, alana giriş yapanlar tarafından “Kayyum defol” tişörtleri giyildi. “Hakkari için İstanbul ayakta” pankartının taşındığı açıklamada “İrade halkındır, gasp edilemez”, “Kayyumlar gidecek halkın iradesi kazanacak”, “Kayyum rejimine son”, “Kayyuma geçit yok” dövizleri taşınarak, “Bijî berwxedana Colemêrg”, “Kayyumlar gidecek biz kalacağız”, “Bijî Colemerg”, “Kayyumlar bizi yıldıramaz”, “Kurdistan faşizme mezar olacak” sloganları atıldı.
TEMELLİ: YA DEMOKRATİK CUMHURİYET YA POSTAL CUMHURİYETİ
İlk sözü alan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, “Darbeye karşı direniyoruz” diyerek konuşmasına başladı. Kayyım politikasını darbe, kayyumdan medet umanların ise darbeci olduğunun altını çizen Temelli, şunları söyledi: “Bu ülkede 25 yıldır tecrit var. İmralı’da tecrit uygulayarak istisna hukuk var ettiler. O hukukun içinde kumpas davalar yarattılar. Hakkâri Belediye Başkanını da kumpas davası ile görevden alıp kayyum atadılar. 12 Eylül Anayasası’na karşı çıkıyoruz diyorlar. Cunta anayasası ile 22 yıldır iktidar sürdürenler sivil anayasadan bahsediyorlar. Onların ne hukukla ne anayasayla alakası vardır. Cumhurbaşkanın hukuk dediği şey darbe hukuktur. Darbelere karşı yan yana gelme zamanı. Darbeciler gidecek, biz kazanacağız. Kürt düşmanlığına son vermek için Türkiye halklarının, soluksuz bırakılanların yan yana gelme zamanı. Ya demokratik cumhuriyet ya postal cumhuriyeti.”
‘TÜRKİYE HALKLARININ İRADESİNE SALDIRIDIR’
Ardından Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İstanbul Dönem Sözcüsü Hüseyin Tosu, ortak basın açıklamasını okudu. Kürt halkının demokratik iradesinin bir kez daha gasp edildiğini belirten Tosu, iktidarın ayakta kalabilmek için halkın iradesini gasp ettiğine dikkati çekti. Tosu, “Tek adam iktidarı, sandıkta kaybettiği kentlerde sahip olduğu devlet imkanların hukuksuzca kullanarak irade gaspı yoluna gitme tutumunu Wan’da hayata geçirmeyi başaramayınca, bu kez Hakkâri Belediyesi’ne kayyum atayarak hukuksuzlukta sınır tanımıyor. Önce tek başına iktidar olma gücünü, ardından da birinci parti konumunu yitiren tek adam, tek partinin kayyum kararı sadece Hakkâri halkının değil, tüm Türkiye halklarının iradesine yönelik bir saldırıdır. 31 Mart yerel seçimlerinde AKP-MHP/Cumhur ittifakı ağır bir yenilgi almış, ezilen tüm emekçi halklarımız bu iktidara ‘artık yeter!’ demiştir. Bu yenilgiden ders almayan iktidar, şiddet ve baskıyla, Anayasa Mahkemesi, AİHM kararlarına uymayan hukuksuzluklarıyla iktidarını sürdürmeye devam ediyor” diye konuştu.
‘TEK ADAM İKTİDARINA KARŞI MÜCADELEYİ YÜKSELTECEĞİZ’
Türkiye’de özellikle 2016 yılından bu yana insan hakları ve demokratik değerlere tümüyle aykırı bir yerel yönetim rejiminin hüküm sürdüğünü ifade eden Tosu, “Halkların seçilmişlerini tanımayanları biz de tanımıyoruz. Kendi iktidarını pekiştirmek için birçok kez değiştirdiği Anayasayı kendisi ihlal eden iktidar, tüm bunlara rağmen ‘yeni anayasa’ için destek isteyebilecek kadar da aymazdır! Darbecilere şapka çıkaracak uygulamalara imza atan tek adam iktidarının Hakkâri’de atadığı kayyum halklar nezdinde hükümsüzdür. Her fırsatta hukuku katleden ve halk iradesini gasp eden tek adam iktidarına karşı mücadeleyi yükselteceğiz” diye belirtti.
‘BELEDİYE MECLİSİNİN KARARININ ARKASINDAYIZ’
Colemêrg Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın görevden alınmasının ardından kayyum yönetimini reddeden meclis üyelerinin bir deklarasyon yayınlayarak, yeni belediye eşbaşkanvekilini seçmesiyle iktidara hukuk dersi verdiğini kaydeden Tosu, İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi güçleri olarak Colemêrg belediye meclis üyelerinin almış olduğu bu kararın arkasında olduklarının altını çizdi.
MÜCADELE ÇAĞRISI
Colemêrg Belediyesi’ne dönük kayyum kararı geri alınana dek mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Tosu, “Hukukun ayaklar altına alındığı, halkların en demokratik hakkının tek adamın kararı ile yok sayıldığı, işçilerin açlıkla terbiye edilmeye çalışıldığı, emeklilerin ölüme mahkum edildiği, kadınların sokak ortasında katledildiği, yoksul çocuklarının cemaat yurtlarına mecbur bırakıldığı, dilimizin yok sayıldığı bir ülkede hiç birimizin yarını olmayacak bu karanlığa karşı ses olmak için Saraya karşı birleşmeye çağırıyoruz. Öğrencisiyle işçisiyle, köylüsü emeklisiyle, kadını genciyle, Kürt’ü Türk’üyle, Çerkez’i, Laz’ı, Alevisi, Sünnisiyle tüm ezilenler olarak haklarımız için, laiklik, bağımsızlık, barış ve demokrasi için saraya karşı halkların mücadele cephesini kurmaya çağırıyoruz” diyerek ortak mücadele çağrısında bulundu.
Açıklamanın ardından nöbet eylemine geçildi.