İstanbul’daki nöbet kararlılıkla sürüyor

“Halkın gücünden ve iradesinden daha büyük bir güç yoktur” diyen Emekçi Moto Kurye Derneği Başkanı Mehmet Timurtaş, iktidar bunu anlayana kadar her gün bunu anlatacaklarını vurguladı.

İRADE GASPINA KARŞI EYLEM

Colemêrg (Hakkari) Belediyesi’nin gasp edilmesine karşı İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin Beyoğlu’nda bulunan Şişhane Meydanı’nda başlattığı nöbet eylemi sürüyor. “Kayyum defol” tişörleri giyen eylemciler, “Kayyum gidecek, biz kalacağız”, “Direne direne kazanacağız”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Her yer Hakkari, her yer direniş”, “Belediyeler halkındır, gasp edilemez”, “Bijî berxwedana Colemêrgê” sloganları attı. Eyleme, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Suruç Aileleri İnisiyatifi’nin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.  

Emekçi Moto Kurye Derneği Başkanı Mehmet Timurtaş, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir uygulamayla Kürt halkının iradesinin gasp edildiğini söyledi. Timurtaş, “Seçilen bir başkanı ancak halk oradan alır. Halkın gücünden ve iradesinden daha büyük bir güç yoktur. Bu iktidar bunu anlayana kadar her gün bunu anlatacağız. İrademiz bizim namusumuzdur, irademiz geleceğimizdir. Kimse bizim geleceğimizi ipotek altında alamaz. Bu kayyum gaspını kabul etmeyeceğiz, bu haksızlık karşısında boyun eğmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘HER KOŞULDA COLEMÊRG HALKININ YANINDAYIZ’

İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, Colemêrg’te yaşanan irade gaspının daha önce de yaşandığını hatırlatarak şunları ifade etti: “Kayyum atamak, seçme ve seçilme hakkının ihlalidir. Bu ülkede demokrasi ilkesinden bahsedenler bunu hiçbir şeyle izah edemezler. Ne demokrasi, ne insan hakları ne de hukuk; hiçbir şeyle bu kayyum gaspını haklı gösteremez. Bu yüzden yaşadığımız bu coğrafyada insan hakları ve hukukun üstünlüğünü isteyen herkesin kayyum atamasına karşı çıkması bir sorumluluktur. Kayyum atamaları sadece Hakkari'de yaşanan kayyum gaspı değildir, sadece oradaki seçmenin hakkının gaspı değildir, bu hepimiz için bir tehdittir. Biz her koşulda irade gaspının karşısındayız ve Hakkari halkının haklı direnişinin yanındayız.”

‘DİRENME HAKKIMIZI KORUMALIYIZ’

TİHV İstanbul Yönetim Kurulu üyesi Ümit Efe, Colemêrg halkının iradesinin gasp edilmesini yurttaşlık hakkının gasp edilmesi olarak nitelendirerek, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde yer alan direnme hakkına dikkat çekti. Efe, “Eğer hak ve özgürlüklerin olduğu bir rejim istiyorsak, vatandaş olarak hakkımızı olan direnme hakkımızı korumalıyız. Biz insan hakları savunucuları olarak bugün bu yüzden buradayız ve bu sesin takipçisiyiz” diye konuştu.

 ‘COLEMÊRG’E KAYYUM, İSTANBUL’A KAYYUMA YOL VERMEK DEMEK

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ise şunları vurguladı: “Colemêrg’e kayyum demek bu iktidarın sandığı tanımaması demektir. Colemêrg’e kayyum demek İstanbul, Ankara ve İzmir’e kayyuma yol vermek demektir. Colemêrg’de kayyuma sessiz kalmak demek, bu ülkeye ipotek atmak demektir. Biz biliyoruz ki, Colemêrg’e kayyum atanması Kürt halkına yönelik savaşın devam etmesi demektir. Bu da Türkiye'ye polis ablukası, barikatı ve adaletsizliği olarak geri dönüyor. Eğer bu yolsuzluk düzenine son vermek istiyorsak Colemêrg ve Wan için bir araya geleceğiz ve kayyuma karşı birlikte karşı geleceğiz. Bizi baskı ve gözaltına alarak sindireceklerini sananlara şunu demek istiyorum; biz bir gider bin geliriz, mutlaka biz kazanacağız” diye belirtti. 

‘KARANLIĞI AYDINLIĞA ÇIKARMA MÜCADELESİ’

DEM Parti Meclis Üyesi Ünal Yusufoğlu, özgür basın çalışanlarına yönelik baskılara dikkat çekti. Özgür Basın’a verilen cezaların kayyum zihniyetinin bir sonucu olduğunu vurgulayan Ünal, “Tutsak edilen özgür basın çalışanlarının yanındayız. Kayyum sisteminin AKP-MHP iktidarının bu ülkeye biçmiş olduğu hiçbir şekilde sonuç vermeyecek. Özgür basın geleneğinin çalışanlarının karanlığı aydınlığa çıkarma mücadelesinin devam edeceğini biliyoruz” dedi.