İzlanda Eski Adalet Bakanı: Öcalan’ın özgürlüğü hayati bir meseledir

Türk devletine İmralı tecridine son vererek barış sürecine geri dönme çağrısında bulunan İzlanda Eski Adalet Bakanı Ögmundur Jonasson, “Müzakerelerin ön koşulu Öcalan’ın özgürlüğünden geçiyor” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı Ada Cezaevi’ndeki ağır koşullar altındaki esareti 25. yılını doldururken, yaklaşık 3 yıldan beridir kendisinden hiçbir haber alınamıyor. Mutlak bir iletişimsizlik (incommunicado) haline tabi tutulan Abdullah Öcalan’ın, avukat ve aile görüş hakkı tamamen gasp edilmiş durumda. İmralı’ya tek girme yetkisini elinde bulunduran ve bu minvalde İmralı tecridinin geleceğini ve sorumluluğunu büyük ölçüde elinde tutan Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve bağlı olduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ise İmralı’da yaşanan hukuksuzluk karşısında sessizliğini korumaya devam ediyor.


Öte yandan, tüm bu hukuksuzluklar ve yetkili kuruluşların sessizliği karşısında, 10 Ekim’de küresel çapta startı verilen “Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa siyasi çözüm” hamlesine de farklı toplumsal kesimlerden ve dünyaca tanınmış isimlerden destekler gelmeye devam ediyor.

ANF'ye konuşan İzlanda Eski Adalet Bakanı Ögmundur Jonasson, İmralı tecridine ve Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün önemine dönük değerlendirmelerde bulundu.

‘BARIŞ GÖRÜŞMELERİNİN ÖN KOŞULU ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR’

İmralı tecridinin kabul edilemez olduğuna dikkat çeken İzlanda Eski Adalet Bakanı Ögmundur Jonasson, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep etti. Abdullah Öcalan’ı Kürt sorununun çözümünde temel aktör olarak tanımlayan Ögmundur Jonasson, “Öcalan’ın özgür kalmasının, barış sürecinin yeniden başlaması için önemli olacağını düşünüyorum.  Erdoğan'ın 2015 yılında İmralı adasında kapıları kapatmasıyla sona eren barış sürecinin yeniden başlatılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu temelde, barış görüşmelerinin yeniden başlamasının ön koşulu da Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüdür” diye kaydetti.

'ÖZGÜRLÜĞÜ HAYATİ BİR MESELEDİR’

Kürt sorununda çözümün Ortadoğu için de bir ihtiyaç olduğunu ifade eden Ögmundur Jonasson, bu temelde Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün hayati bir mesele olduğunu vurguladı. Jonasson, “Öcalan ve Kürtler zor durumların üstesinden, savaşın üstesinden gelebileceklerini gösterdiler. Ama aynı zamanda barışın da üstesinden gelebilirler. Bu barış, sadece Türkiye ve Kürtlerin değil, Ortadoğu'nun da ihtiyacı olan bir husus.  Dolayısıyla Abdullah Öcalan'ı hapisten çıkarıp müzakere masasına oturtmak artık hayati bir meseledir. Bu yüzden onun serbest bırakılmasını ve barış sürecinin yeniden başlatılmasını talep eden kampanyanın destekçisiyiz” diye ekledi.

‘ULUSLARARASI GÜÇLER TAAHHÜTLERİNE İMRALI’DA SAHİP ÇIKMALI’

İmralı tecridinin kabul edilemez olduğunun altını çizen Bakan Ögmundur Jonasson, “İmralı tecridine son verilmesi, uluslararası dünyanın taahhütlerine sahip çıkması için de önemli. Kimse Türkiye’nin İmralı’da Avrupa'nın geleneksel insan haklarının çiğnendiği hakkında konuşmuyor. Yine aynı zamanda İmralı’da Birleşmiş Milletler tarafından 2015 yılında kabul edilen Nelson Mandela Kurallarının da ihlal edildiğine kimse itiraz etmiyor. Dolayısıyla Öcalan’ın içinde bulunduğu tecrit koşullarına son verilmesi gibi uluslararası dünyanın İmralı’ya dönük çifte ahlaki yaklaşımını bırakması açısından da önemlidir” dedi.

‘KÜRTLER BARIŞ BÖLGE İÇİN DOMİNO ETKİSİ YARATACAK’

 Kürtler ile yapılacak bir barışın bölge açısından da önemli olduğunu işaret eden Eski Bakan Ögmundur, “Şu anda sadece Gazze'de değil, sadece Rojava'da değil, pek çok yerde savaşın eşiğinde olan bir dünyadayız. Bence Kürtlerle yapılacak bir barışla yeni bir başlangıç yapılmalı.

Türkler ile Kürtler arasında yapılacak bir barışın bölgede domino etkisi yaratacağını düşünüyorum. Böylesi bir barışın, başka bir barışa ve diğer bir başkasına etki edeceğini biliyorum. Aynı şekilde Türkiye'de başlayan bir barış girişimi, başka yerlerde de etkisini gösterecektir” diye kaydetti.

‘ORTAK AMACIMIZ BARIŞ MÜZAKERELERİNİN YENİDEN BAŞLAMASI’

Barış görüşmelerin yeniden başlamasının ön koşulunun İmralı’nın kapılarının açılmasıyla mümkün olabileceğini ifade eden Ögmundur devamla şöyle devam etti: “Kürtler ve Türkler arasında barış sürecinin yeniden başlaması hepimiz için ortak bir amaçtır. Kurdistan'da seyahat ettiğim her yerde ister Türkiye'de olsun ister yakın zamanda döndüğüm Irak Kurdistanı'nda olsun, herkes aynı şeyi söylüyor. Bu müzakerelerin yeniden başlamasının ön koşulu Abdullah Öcalan'ın müzakere masasına oturmasıdır. Ve bu, benim tüm kalbimle desteklediğim bir husustur”.