Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle 9 Ekim'de Fransa’nın Strasbourg kentinde harekete geçen “Öcalan Kütüphanesi-Öcalan ve Tüm Tutuklulara Özgürlük” otobüsü, Almanya, Avusturya, İsviçre, Fransa, Belçika, Hollanda, Danimarka ve İsveç’in bir çok kentinin ardından  ardından Almanya’nın başkenti Berlin'e ulaştı. Almanya, Fransa, İtalya, Uruguay gibi ülkelerden aktivistlerin bulunduğu otobüsün amacı Abdullah Öcalan’ın farklı konulardaki görüşlerini Avrupa kamuoyuna taşırmak. Bu çerçevede şimdiye kadar onlarca şehirde seminer, panel, konferans ve görüşmeler yapıldı. Kütüphanenin yöneticilerinden Kürt siyasetçi Süleyman Günyeli, otobüsün amacı, Avrupa’da Öcalan’a olan ilgi ve yolculuk sırasında karşılaştıklarını ANF’ye anlattı.

Öcalan’ın, insanlığın çaresiz kaldığı kapitalist moderniteye karşı alternatif arayışını, kapsamlı bir paradigma şeklinde ortaya koyduğunu belirten Günyeli,bunun teorik ve pratik çerçevesinin net olduğunu söyledi. Türk sömürgeciliği ve giderek tedirginleşen kapitalist modernite güçlerinin, Öcalan'ın siyasal, ideolojik, felsefi, tarihi ve toplumsal yönünü görmedikleri gibi unutturmak ve insanlığa yayılmasını engellemek istediğini kaydeden Günyeli, şunları söyledi: "Önderliğimizi esaret altına alınma nedeni de budur. Kürdistan ve Ortadoğu’da gelişecek devremin 17 Ekim Devrimi'nden daha büyük rol oynayacağını anladılar ve esaret altına aldılar. Dar kalıplar içerisinde unutulmaya çalışılan Önderliğimizin, İmralı’daki yoğunlaşması ve öğrencilerinin geliştirdiği mücadeleyle bu çember kırıldı; düşüncesi insanlığına yayıldı.”

ÖCALAN’A BÜYÜK BİR İLGİ VAR

Bu düşüncelerin insanlığa ve kendisini demokrasi alanı olarak gören Avrupa’da yayılmasına katkı için bu projeyi geliştirdiklerini ifade eden Günyeli, "29 gündür şehir şehir dolaşıyoruz, bu fikrin ne kadar doğru olduğunu anlıyoruz. Her gün biraz daha ilgi topluyor, özellikle yabancılar tarafından ilgi görüyor” diye konuştu.

IRKÇI SALDIRILAR DA OLUYOR

Türk, Fars ve Arap sömürgecilerin aynı zihniyete sahip olduğuna işaret eden Günyeli, şöyle devam etti: "Yaşamın renkliliğini kabul etmeyen, yaşamı kendisiyle başlatıp kendisiyle bitiren bir kafa yapısına sahipler. Bütün güzelliklere karşılar; kitaplara ve bilgiye düşmanlar. Bu durumu, yol güzergâhımızda kütüphaneye saldırarak gösteriyorlar."