GÖRÜNTÜLÜ

Şahin: Uyuşturucuyla gençlerimiz geleceksiz bırakılmak isteniyor

DEM Parti Amed İl Eşbaşkanı Abbas Şahin, “Kurdistan coğrafyasında yaşayan gençleri kendi kimliğinden uzaklaştırmak için uyuşturucu politikası yoğun bir şekilde uygulanıyor. Temel hedefleri gençlerimizi geleceksiz bırakmak” dedi.

KURDISTAN'DA ÖZEL SAVAŞ

Amed’de madde kullanımı ve buna bağlı sorunlar her geçen gün artmaya devam ediyor. Kentin yoksul mahallelerinde uyuşturucu kullanımı ve satışı son dönemde dikkat çekici derecede arttı. Kentte uyuşturucu kullanım yaşı ilkokul seviyelerine kadar düştü. Sentetik uyuşturucular ise gençler arasında yaygınlaştı.

Amed'de artan uyuşturucu kullanımına dair konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed İl Eşbaşkanı Abbas Şahin, şunları aktardı: “Toplumsal sorunların ve savaşın çok yoğunlaştığı dönemlerde özellikle uyuşturucu ticaretinin yoğun olarak yaşadığı bir coğrafyadayız. Biz bu durumu 90'lı yıllardan biliyoruz. Çünkü 90'lı yıllarda özellikle çok yoğun bir savaş politikasının uygulanmasından kaynaklı olarak ekonomiyi finanse etmek için iktidarlar kara para kullanma yöntemini çok ciddi anlamda kullanıyordu. Yaşanan 'Susurluk Kazası' ile birlikte bu durum ortaya çıktı. Bizler özellikle 2015'ten itibaren çok yoğun bir süreçten geçiyoruz. Hem sosyal hem de siyasal anlamda çok ciddi bir program var. Bu programın temelinde de özellikle Kürt sorununun siyasal çözümünün önüne geçmek için askeri operasyonlarla çözmeye çalışan bir iktidar mevcut. Bu iktidarın, hem uyuşturucu trafiği üzerinden bir finansörlük sağlamaya çalışması hem de bunun yanında uyuşturucuyla birlikte gençlerin pasifize edilmesi yönünde bir yöntem olarak kullandığını düşünüyoruz."


UYUŞTURUCU TRAFİĞİ TÜRKİYE’DEN GEÇİYOR

Uyuşturucu trafiğinde Türkiye'nin bir geçiş güzergahında yer aldığını belirten Şahin, şu hususlara dikkat çekti: "İktidarla birlikte hareket eden kişilerin çok ciddi anlamda uyuşturucu ticareti yaptığı basına yansımıştı. Baktığımızda savaşın yoğunlaştığı dönemlerde uyuşturucu ticareti ve güzergahların ne hikmetse Türkiye üzerinden geçtiği ve bunlar üzerinde ciddi anlamda ekonomik finans sağlandığı ortaya çıktı. Özellikle Kurdistan coğrafyasında gençlerimizin politik sahadan uzaklaştırılıp, geleceksiz bırakılması için bir yöntem denendi. Bu çok tehlikeli bir yoldu. Bu yolun sonunda da hem sistemin çöktüğü hem de gençlerimizin geleceğinin karanlığa gömüldüğü bir süreci yaşamaya başladık.

Biliyorsunuz, 2014 yılında bir çöktürme planı ortaya çıktı. Bu çöktürme planının temelinde şu vardı. Demokratik siyaseti pasifize ederek halkı demokratik siyasetten uzaklaştırmak, Kürt hakkını statüsünü ortadan kaldırmak, gençlerin siyasete olan ilgisini azaltmak ve insanların siyasetten beklentisini ortadan kaldırmak için bir yöntem denendi. Bu yöntem detaylandırılarak yapıldı. Şehirler yıkılacaktı, insanlar göç ettirilerek mülteci konumuna düşecekti. Özellikle Kurdistan coğrafyasında cemaat ve tarikatlarla kazanamadıkları gençleri yurt dışına gönderme, gönderemedikleri gençler üzerinde ise uyuşturucu politikası uyguladıklarını gördük. Uyuşturucunun farklı çeşitleri var. Bugün maalesef uyuşturucu kullanımı sekiz yaşına kadar düşmüş. Bu durum bize şunu hatırlatıyor. Bir dönem cezaevlerinde uyuşturucunun çok rahatlıkla içeriye gitmesinin cezaevi yönetiminden habersiz olamayacağını hepimiz biliyoruz. Burada aynı durum söz konusudur.

Özellikle Kurdistan’da gençlerimizin büyük çoğunluğunun uyuşturucuya yönetilmesine sebep oldu. Çünkü daha önce sanatla, edebiyatla, eğitimle uğraşan gençliğin şu anda tamamen geleceksiz bırakılarak ve pasifize edilerek uyuşturucuya yöneldiğini gördük. Bunu yaparken çok masumane politikayla değil açık bir şekilde yapıldığı ortaya çıkmaya başladı. Bir bölgelerde uyuşturucu kullanımının sekiz yaşına düşüyor olması ve satılan uyuşturucunun sentetik uyuşturucular olması bizim için çok manidardır. Her şeyden haberdar olan bir sistemin bu uyuşturucuların nasıl hangi koşullarda geldiğinden haberdar olmaması ayrıca manidar."

BU SORUNU BİTİRECEĞİZ, GENÇLERİMİZ KURTARACAĞIZ

Kurdistan coğrafyasında ciddi bir savaş politikasının yürütüldüğünü ifade eden Şahin, şunları ekledi: "Çok ciddi anlamda bir savaş politikası uygulanıyor. Son sekiz yıldır uygulanan politikada değişikliğe gidildi. Bir sorunun demokratik çözümden ziyade topyekun bir imha politikasının devreye girdiği bir süreci yaşadık. 90 yıllık bir süre içinde asimilasyon politikalarını uygulayan bir sistem, asimilasyon politikasında başarılı olamayınca farklı yol ve yöntemler geliştirmeye başladı. Çözüm sürecinde tamamen uyuşturucu kullanımının neredeyse bittiği Amed'de 2015'ten sonra çöktürme planı ve siyasi iradelerin cezaevine konulmasından kaynaklı uyuşturucu kullanımının arttığını gördük.

Atanan kayyumların sadece irade gaspı olmadığını, topyekun bir imha politikasının olduğunu çok net bir şekilde gördük. Yerel yönetimler zamanında yapılan çalışmaların kayyum döneminde yapılmadığını gördük. Bütün alanlar kayyumlar tarafından yok edildi. Kayyum dönemi boyunca gençlerin tamamen çaresiz ve geleceksiz bir sürece girdiğini gördük. Eğer Kurdistan’da şu anda yüz binlerce gencimiz Avrupa'da kendileri için bir yaşam arıyorsa, kendi ülkesinde yaşayamamasından kaynaklanıyordur. Bu konuda iktidar, bilinçli şekilde bu politikayı uyguluyor ve bizler bunu teşhir edeceğiz. Bizler belediyelerimizi nasıl geri aldıysak gençlerimizi de uyuşturucudan uzak tutmak için çalışacağız. Gençlerimize bir gelecek sağlamak için yeni alanlar oluşturup onları uyuşturucu bataklığından kurtaracağız" diyerek konuşmasını sonlandırdı.