Tutsaklarla dayanışan Chatzivasileiadis: Pratik dayanışma görevimizdir

Kürt tutsaklarla dayanışmak için açlık grevi yapan devrimci anarşist tutsak Dimitris Chatzivasileiadis, istikrarlı bir pratik dayanışma içinde olmanın görevleri olduğunu söyledi.

Kürt tutsaklarla dayanışmak için açlık grevi yapan devrimci anarşist tutsak Dimitris Chatzivasileiadis, İmralı direnişiyle hiçbir duvarın, sınırın, askeri tedbirin özgürlük yolunu durduramayacağının garanti altına aldığını söyledi. Chatzivasileiadis, şunların altını çizdi: “Rêber Apo'nun uzun süreli esareti, egemen güçlerin zayıflığını çok açık bir şekilde gösteriyor. Toplumsal düzeyde kaybediyorlar, dolayısıyla siyasi ve askeri olarak da kaybediyorlar ama geri adım atamıyorlar. Türk devleti tükenmiş bir savaş makinesidir, Türk faşizmi tükenmiştir ama emperyalist güçlerin alternatifi yoktur. Bu, uluslararası komployu ezen direnişin muzaffer azmi sayesinde başarıldı.” 

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım’da başlattığı dönüşümlü açlık grevi 3. haftasında devam ediyor. Yunanistan’ın Lamia kentindeki Domokos Cezaevi’nde tutulan devrimci anarşist Dimitris Chatzivasileiadis da tutsaklarla dayanışmak amacıyla 1 Ekim’de açlık grevine girdi. 7 gün boyunca eylemini sürdüren Chatzivasileiadis, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün önemine vurgu yaptı.

EGEMENLERİN KAYBETTİĞİNİ GÖSTERİYOR

Uluslararası Komplo sonucunda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tutsak edilmesiyle Kürtlerin teslim alınması ve Ortadoğu’da terörize edilmesinin amaçlandığını kaydeden Chatzivasileiadis, ancak Abdullah Öcalan’n esaretinin tersi sonuçlar yaratttığını belirtti. Chatzivasileiadis, “Rêber Apo'nun uzun süreli esareti, egemen güçlerin zayıflığını çok açık bir şekilde gösteriyor. Toplumsal düzeyde kaybediyorlar, dolayısıyla siyasi ve askeri olarak da kaybediyorlar ama geri adım atamıyorlar. Türk devleti tükenmiş bir savaş makinesidir, Türk faşizmi tükenmiştir ama emperyalist güçlerin alternatifi yoktur. Bu, Uluslararası Komplo’yu ezen direnişin muzaffer azmi sayesinde başarıldı. Rêber Apo'nun Roma'da hapse atılmadan önce Kürt halkına hitaben söylediği ‘Ben kaybetsem bile siz kazanacaksınız’ tespiti, Uluslararası Komplo’yu geçersiz kıldı” diye konuştu.

ÖZGÜRLÜK YOLUNU DURDURAMAZLAR

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı direnişiyle hiçbir duvarın, hiçbir sınırın, hiçbir askeri tedbirin özgürlük yolunu durduramayacağını garanti altına aldığını vurgulayan Chatzivasileiadis, şöyle devam etti: “Rêber Apo, hapishanenin içinden hareketi zenginleştirdi, dönüştürdü ve yenilmez hale getirdi. Bütünsel entelektüel çalışmasıyla özgürlükçü duruşları ön plana çıkardı, enternasyonalizmin ve devletçiliğe karşıtlığın köklerini attı, kadın devriminin ateşini yaktı. Tarih algısının derinleşmesi ve dünya ölçeğinde yeni bir toplumsal dönüşüm programı, İmralı direnişinin omurgası haline geldi ve tüm harekete güç verdi. Rêber Apo'nun direnişi ve yeniden doğuşu, kurduğu toplumsal köklü güçlü örgütün dayanıklılığı ve evrimiyle birleşti. PKK, acil ihtiyaçlara yönelik fedakar bağlılığı ve stratejisiyle Kürt halkına kimliğini ve varlığını geri kazandırmıştı. Uluslararası Komplo’ya karşı Önder ve örgüt sınandı, yenilmez çıktı.” 

TOPLUMSAL MÜCADELE DÖNEMİNİN ZİRVESİ

Chatzivasileiadis, demokratik konfederalizm paradigmasının Kurdistan'ın dört parçasına kök salması, Uluslararası Komplo’nun başarısızlığının temel taşı olduğunun altını çizerek, şunları söyledi: “Kuzey-Doğu Suriye Konfederasyonunun kökleşmesi, uluslararası sosyalist hareketin ve III. Dünya Savaşı’yla başlayan toplumsal mücadele döneminin zirvesidir. 2020’de Heftanîn'de ve o günden bu yana tüm Medya Savunma Alanları cephesinde kazanılan muzaffer gerilla direnişi, içinde bulunduğumuz yaygın devlet terörü ile emperyalist ve sömürgeci savaş döneminde toplumsal güçlerin önünü açmıştır. Kürt Özgürlük Hareketi'nin uygulamaya koyduğu öneriler üzerinden enternasyonalist bağları geliştiren çok biçimli uluslararası kongreler, kapitalist moderniteye karşı dünya direniş cephesini şekillendiriyor. Enternasyonalist konfederalizmin her adımında Abdullah Öcalan'ın kurtuluşu için ortak mücadele temel görev olarak ortaya konmuştur.” 

KÜRT HAREKETİ İLE DAYANIŞMA GÖREVİMİZ VAR

Kurdistan'ın mezbaha olarak kalması ve konfederal devrimin ilerlemesinin engellenmesi için Abdullah Öcalan’ın esaretinin uzatıldığına işaret eden Chatzivasileiadis, “Ama şimdi, tarihin tam ortasında, karartmaya çalıştıkları güneş ışınları, dünyanın her yerinde büyüyen bir dalgaya enerji veriyor. Avrupa kapitalizmi, İmralı'daki işkence karşısında suçlu bir sessizlik içinde pasif bir şekilde duruyor. Rêber Apo’dan üç yıldır haber alınamaması karşısında, tıpkı Türk sömürgeciliğinin Suriye'de işlediği savaş suçlarının ve Medya Savunma Alanları’nda sistematik kimyasal silah kullanımının arkasında sessizce durduğu gibi. Avrupa emperyalizmi, Avrupa'daki Kürt hareketine zulmediyor, savaşçıları hapsediyor, örgüt ve sembolleri yasaklıyor, Paris'teki kanlı saldırılar gibi katliamlara yer açıyor ve elbette silahlarını satıyor. Türk faşizminin arkasında olan yönetimleri, sosyal adalet önünde sorumlu tutmak ve Kürt Hareketi'nin kampanyasıyla istikrarlı bir pratik dayanışma içinde olmak gibi bir görevimiz var” şeklinde konuştu.

DUVARLARIN YIKILMASI İÇİN MÜCADELE ETMELİ

Kürt Özgürlük Hareketi'nin sürdürdüğü mücadeleyi uluslararası alanda duyurmak, yaymak, entelektüel görevler bağlamında siyasi pozisyonları ve deneyimleri üzerine düşünce ve diyaloğu teşvik etmenin çok önemli bir dayanışma olduğunu vurgulayan Chatzivasileiadis, dayanışma kararlılığını şu sözlerle dile getirdi: “Biz devam edeceğiz. Ortak mücadelemizde en önemli sorumluluğumuz, bulunduğumuz her yerde toplumsal güçlerin güçlendirilmesi ve hareketlerin uluslararası konfederalizminin kökleşmesidir. Ahlaki görev kaynağıdır. Cezaevi içinden en büyük araçla, bedenimizle gelen direniş, hiçbir gücün kararlı bir hareketi yenemeyeceğini ifade ediyor. Yunanlılara ve uluslararası harekete mesajım şu: Özgürlüğü kazanmak için bugün eşitliği sınırların ötesinde uygulamak ve örgütlemek gerekiyor. Eşitlik, ortak mücadelede fedakarlık demektir. Tıpkı Kürt direnişinin paradigmasıyla bize gösterdiği gibi. Kurdistan'ın ‘başka bir yer’ olduğu, İmralı'nın ise ‘başkalarının’ esir tutulduğu yer olduğu yanılgısını kırmamız gerekiyor. Mihail Bakunin’in söylediği gibi, yalnızca sizin özgürlüğünüz benim özgürlüğümü genişletebilir ve bu nedenle duvarların yıkılması için birlikte mücadele etmekten daha güzel bir iş yoktur.”

İMRALI KAPILARININ AÇILMASI ZAFER OLACAKTIR

Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün aynı zamanda Kürt halkının özgürlüğü ve kazanımlarının güvence altına alınması olduğunu belirten Chatzivasileiadis, şunları ekledi: “Rêber Apo'nun özgürleştirilmesi, işgal altındaki Kurdistan'ın dört bölgesinde, tüm Ortadoğu'da ve ötesinde Kürt halklarının tanınabilir, kendi kaderini tayin eden bir topluluk ve siyasi bir güç olarak fiili restorasyonuna işaret edecektir. Enternasyonalist konfederal devrim yine de ilerleyecek. Artık hiçbir muhafazakar güç bunu durduramaz. Direnişin baskısı altında gerekli bir uzlaşma olarak İmralı kapılarının açılması, küresel çapta devrimci hareket için belirleyici bir zafer olacaktır. Türkiye'nin faşizmden kurtuluşu, Ortadoğu'nun diktatörlüklerden, monarşilerden, sömürgecilikten, emperyalizmden ve savaştan kurtuluşu İmralı duvarlarından geçer. İnsanlığın kapitalist moderniteden kaçış umudu İmralı duvarlarından geçiyor. Abdullah Öcalan sadece bir siyasi mahkum değil, sadece işkence gören ve düşmanlarının hapishaneden hiç çıkmamasını dileyeceği tutsak bir devrimci değil, o sadece direnen halkların lideri değil; yaşayan yüzüdür. Yeni bir döneme geçişi işaret eden direniştir.”