Kürt kentlerinde 90’lı yıllarda köylerin yakılması ile zorla gerçekleştirilen göçler bugün devlet politikasının bir devamı olarak asimilasyonun, kimlikten uzaklaştırmanın bir yöntemi olarak kullanılmaya devam ediyor. Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği'nin verilerine göre, 2016’da 9 bin 675 olan Avrupa’da iltica için başvuru sayısının, 2023’ün sadece ilk 9 ayında 51 bin 415’e çıktığı belirtildi. Yine raporda her ay ortalama 6 bine yakın kişinin Avrupa’ya göç edip iltica için başvuru yaptığı, bu rakamın yüzde 80’inin ise Kürtlerden oluştuğuna dikkat çekildi.
Kurdistan coğrafyasında uygulanan göç politikalarına ilişkin ANF’ye değerlendirmede bulunan Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği, Göç İzleme Derneği (GÖÇİZDER) Eşbaşkanı Medya Alkan, şunları aktardı: “Kurdistan kentlerinden göçlerin temel sebebi aslında devletin özel savaş politikasıdır. Devletin uyguladığı kayyum, baskı, siyasi ve ekonomik politikalar nedeniyle yaşam alanı bulamayanlar son olarak başvurdukları yol göç oluyor. Özelikle aileler bu durumdan oldukça rahatsız, aileler bize gelip 'gençlerimiz gidiyor, buna bir çare bir çözüm bulun' tarzında dönüşler oluyor. Özellikle seçim sonrası süreçte ciddi oranda bir göç olayı gerçekleşti. Artık gerçekten bir çözüm bulamayıp, rejimin değişmeyeceğini anlayıp göç eden gençlerin sayısı her geçen gün artıyor.”
GÖÇLER, ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARIN SONUCUDUR
Sivil toplum örgütlerinin Kürt kentlerinde yaşanan göçlere dair yeni politikalar üretip göçün önüne geçmeleri gerektiğini ifade eden Alkan, “ Gençlerimize yeni yaşam alanları sağlayarak göçün önüne geçebiliriz. Gençlerin çoğunlukta olduğu bir göç sorunuyla karşı karşıyayız. Bu durum bize iktidarın yaptıklarından memnun olmadıklarını dolayı gitmek zorunda kaldıklarını bize gösteriyor. Bu yönetimi kabul etmeyip, doğru bulamayıp giden gençler oldukça fazla. Şu an yaşadığımız bu süreç 90'lı yılda yürütülen göç politikalarının devamı olarak karşımıza çıkıyor. Göçlerin temel hedefi; Kurdistan coğrafyasını boşaltıp, Kürt halkının iradesiz bırakarak bu topraklarda istedikleri bir şekilde politika yürütme amacıyla yapılıyor. Yaşadığımız bu durum özel savaş politikalarının sonucudur” diye konuştu.
YENİ YAŞAM ALANLARI YARATILMALI
Göçlerin asimilasyon politikalarının bir parçası olduğuna vurgu yapan Alkan, “İktidar, Kürt halkını kimliksizleştirip, Kurdistan bölgesini insansızlaştırıp istedikleri politikayı yürütebilme istiyor. Kürt halkının iradesini kırmak ve bu toprakları boşatmak istiyorlar. Bizim bu toprakları boşaltmayıp, sahip çıkmamız gerekiyor. Kendi öz bütçemizi oluşturup, gençlerimize bir yaşam alanı sunarak göç etmelerine engel olmamız gerekiyor. Dernek olarak Kurdistan’da gerçekleşen göçlere ilişkin izleme ve araştırma yapıyoruz. Kayyumlar ve devlet baskısı bu anlamda çalışma yapmamızın önüne geçiyor. Belediyeler alındıktan sonra ki süreçte yaşanan göçlere dair bir göç komisyonu oluşturulmalı, göçe sebebiyet vermemek için çalışmalar yapılmalı, gençlik spor alanları genişletilmeli, gençlere yönelik ekonomi alanları yaratılmalı. Bu şartlar yerine getirildiğinde gençlerin göç etmesinin önüne geçilmesi için önemli adımlar olacaktır” diye kaydetti.
HEP BİRLİKTE TOPRAKLARIMIZI YEŞERTELİM
Serhat ve Amed bölgesinde ciddi bir şekilde Avrupa'ya göçlerin yaşandığını belirten Alkan, sözlerini şu şekilde tamladı: “Bu bölgede ciddi bir şebekeleşme olayı var. Bizim yaptığımız çalışmalar aslında bu şebekeleşmeyi bulup nasıl çalıştıklarını ortaya çıkarmaktır. Yaptığımız araştırmada 2016’da 9 bin 675 olan Avrupa’da iltica için başvuru sayısının, 2023’ün sadece ilk 9 ayında 51 bin 415’e çıktığını gördük. Bu başvuruların yüzde 80'nı Kürt gençlerden oluşuyor. Bizler bu topraklarımız için mücadele ediyoruz. Gelin hep birlikte bu topraklarımıza sahip çıkalım ve topraklarımızı terk etmeyelim. Gelin hep birlikte topraklarımızı yeşertelim.”