Asrın Hukuk Bürosu, Önder Apo'ya yönelik 15 Şubat komplosunun yıl dönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Asrın Hukuk Bürosu açıklamasında şu hususlara dikkat çekildi:
“Bugün Sn. Abdullah Öcalan’ın maruz bırakıldığı uluslararası komplonun 26. yıl dönümü. Sadece Kürt halkının değil Türkiye ve Ortadoğu halklarının da eşit ve özgür bir arada yaşamını darbeleyen uluslararası bir komplo ile kaçırılarak Türkiye’ye teslim edilen Sn. Öcalan’ın 26 yıldır içinde tutulduğu İmralı tecrit sistemi, şüphesiz bu komplonun bir devamı olmuştur.
İmralı tecrit sistemi; ulusal ve uluslararası hukukun uygulanmadığı, yasal, anayasal ve sözleşmesel bütün hakların askıya alındığı, insanlık dışı çok katmanlı bir muamelenin sürdürüldüğü ve devletlerarası politik menfaatlerin yönetimini belirlediği bir işkence rejimidir. İmralı Adası’nda devrede olan ve Kürt sorunu ile doğrudan ilişkili bu olağanüstü rejim; geçen süre içinde Türkiye’nin insan hakları yaklaşımından, demokratikleşme, ekonomi ve dış siyasetine kadar ülkenin bütün yönetim biçiminde etkileyici ve belirleyici olmuştur.
İmralı’da kesintisiz ve fiili olarak uygulanan yasaklamalar ve kısıtlamalar; zaman içinde yasa kapsamına alınarak diğer bütün hapishanelere sirayet ettirilmiş, Sayın Öcalan’a uygulanan ömür boyu infaz biçimi diğer binlerce mahpusa uygulanmıştır. Kürt sorununun çözümsüzlüğündeki ve İmralı tecrit rejiminin sürdürülmesindeki ısrar; halklara dayatılan ekonomik ve siyasi krizleri büyütmüş, savaş ve kayyum siyasetini derinleştirmiş, toplumsal özgürlük ve toplumsal barışı engellemiştir. Dolayısıyla, Kürt sorununun demokratik bir zeminde çözüme kavuşturulmasının öncelikli şartı olarak İmralı tecridinin ortadan kaldırılması; ülkenin hak, hukuk ve demokrasi karnesini iyileştirecek, Kürtler ve Türkler başta olmak üzere coğrafyamızda yaşayan bütün halkların özgür ve adil bir arada yaşamını garantileyecektir.
Sayın Öcalan 26 yıla varan ağır işkence rejimine rağmen, bugünlerde de tanıklık ettiğimiz gibi Kürt sorununun demokratik, siyasi ve hukuki çözümünden yana olan iradesini koruyarak daha da büyütmüş ve uluslararası güç dengelerinin bir sonucu olan komplo ve tecrit siyasetini boşa çıkarabilecek bir potansiyele sahip olmuştur. Sayın Öcalan, uluslararası komplo ve uluslararası tecrit siyasetine karşı evrensel bir barış siyaseti yürütmüştür.
4 yıl boyunca sürdürülen mutlak iletişimsizlik koşullarından sonra 23 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirilen ilk görüşmede ‘Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden siyasi ve hukuki zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim.’ diyerek gücünü ve iradesini ortaya koymuş, 28 Aralık 2024 tarihli görüşmede ise ‘...Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır. Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir.’ mesajını kamuoyu ile paylaşarak demokrasi ve barış çağrısını yinelemiştir. Bu çözüm, demokrasi ve barış iradesinin yaşamsal kılınmasının hakiki yolu İmralı sisteminin sonlandırılarak, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması olacaktır.”