Ataman katliamında mahkeme işkenceyi yaralama suçu olarak tanımladı

Erdîş Sulh Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Savcılığının 2016 yılında Hediye Ataman’ın askerler tarafından yakılarak öldürüldüğü katliama ilişkin takipsizlik kararını kaldırdı. Ancak mahkeme, katliamı “yaralama suçu” olarak değerlendirdi.

 17 Kasım 2016 tarihinde Van’ın Erdîş ilçesi Eganis (Çelebibağ) Mahallesi’nde gece saat 02.00 sularında Ahmet Ataman’ın evine asker ve polisler tarafından baskın düzenlendi. Hediye Ataman, içeride HPG’lilerin ’lilerin olduğu iddia edilerek ateşe verilen evden çıkmasına izin verilmediği için yanarak hayatını kaybetti. Türk medyası katliamı,  “Van’da sıcak çatışma, 1 PKK’lı öldürüldü”, “Polisin teslim ol çağrısına karşılık verilmesi üzerine çatışma çıktı” şeklinde yansıttı. Eşinin yardım çığlıklarına karşın yangına müdahale etmek isteyen Ataman’ın eşi Ahmet Ataman aynı gün darp edilerek gözaltına alındı. Ardından tutuklandı. Görgü tanıkları, sabah saatlerinde kepçelerle yıkılan evden Ataman’ın yanmış cenazesinin çıkarıldığını, evde iddia edildiği gibi örgüt üyelerinin bulunmadığını, Hediye Ataman’ın 17 yıldır evli olduğunu ve evde hiçbir çatışmanın çıkmadığını anlattı.

İŞKENCECİ POLİSLERİN YÜZÜ MASKELİ OLDUĞU İÇİN TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ

Olayla ilgili yargı süreci ise hala sürüyor. AYM,“ İçeride teröristler var” iddiasıyla polis tarafından ateşe verilen evde yanarak öldürülen Hediye Ataman’ın yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Katliam sırasında yeğeni Ahmet Ataman’ın evine gelerek yardımda bulunmak isteyen Halit Ataman askerler ve polislerin işkencesine maruz kaldı. Ataman katliam günü görev yapan şüpheliler Abdulkadir Çitil, Abdülkerim Gümüştepe ve Ramazan Hergül hakkında Erciş Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Ataman suç duyurusunda olay yerinde bulunan yüzleri maskeli özel harekât polisi üniformalı polislerce yere yatırılarak uzun namlu silah dipçikleriyle linç edildiğini,  kafasının yarıldığını, vücudunun değişik yerlerinden yaralandığını ve beyin travması geçirdiğini belirtti. Ancak Erciş Cumhuriyet Savcılığı, polislerin maskeli olduğunu ve Ataman’ın polisleri teşhis etmesinin mümkün olmadığını belirterek takipsizlik kararı verdi.

MAHKEME, YARALAMA SUÇU DİYEREK TAKİPSİZLİK KARARINI KALDIRDI

Erciş Cumhuriyet Başsavcılığının takipsizlik kararı üzerine avukatı Mahmut Kaçan, Erciş Sulh Ceza Mahkemesine başvurarak takipsizlik kararının kaldırılmasını istedi. Kaçan’ın başvurusunu değerlendiren mahkeme, “Soruşturmanın etkin şekilde yapılmadığı anlaşılmakla, şüpheliler Abdulkadir Çitil, Abdülkerim Gümüştepe ve Ramazan Hergül hakkında Yaralama suçu bakımından dava açılması için yeterli şüphe bulunduğu ve şüphelilerin üzerine atılı Yaralama suçunu işlediği kanaatine varıldığı, dosya kapsamında bulunan yazılı deliller göz önüne alınarak iddianame düzenlenerek mahkemeye verilmesinin etkin soruşturma ilkelerine daha uygun düşeceği sonuç ve kanaati ile takipsizlik kararının kaldırılmasına dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur” diyerek katliam ve işkence suçunu “yaralama suçu” olarak nitelendirdi. 

KAÇAN: YARALAMA DEĞİL, İŞKENCE 

Olaya ilişkin ANF’ye bilgi veren Ataman’ın Avukatı Mahmut Kaçan ise şunları söyledi: “Müvekkilimiz Halit Ataman herkesin gözü önünde kolluk tarafından işkence edilerek beyin travması geçirmiş ve bu durum doktor raporları ile sabit olduğu halde uzun bir süredir işkenceci polisler hakkında yürütülen ceza soruşturması etkisiz yürütülmüştür.

5 yılı bulan soruşturmanın ardından işkenceciler hakkında verilen takipsizlik kararı tam bir skandaldır. Beyin travması geçiren ve halen bunun etkilerini yoğun olarak yaşayan mağdur müvekkilin 5 yılın sonunda yüzü maskeli işkenceci kolluk görevlilerini teşhis edemediği gerekçesiyle takipsizlik kararı verilmiştir. Açıkça işkencecileri koruyan bu kararı hukuk ve yasayla açıklamak mümkün değildir. Soruşturma makamının işkencecileri koruyan ve kollayan bu kararını yine diğer yargı makamı saklanamaz açık kanıtları gözeterek ortadan kaldırmış ancak bu kararda da yine işkence suçunun failleri korunarak suç işkence değil yaralama olarak nitelendirilmiştir. İşkencecilerin hak ettiği cezaları alabilmeleri için hukuk mücadelemize devam edeceğiz.” İfadelerini kullandı.