GÖRÜNTÜLÜ

Av. Endresen: Tecrit Kürt halkına karşı uygulanan baskının örneğidir

Norveçli Avukat Bent Endresen, İmralı tecridinin tamamen yasa dışı olduğunu ifade ederek, “Asıl soru bu tecrit karşısında ne yapmamız gerektiğidir. Öcalan’ın içinde olduğu koşullar Kürt halkına karşı uygulanan baskının bir örneğidir” dedi.

İMRALI SOYKIRIM SİSTEMİ

İmralı Cezaevi’nde 25 yıldır ağır tecrit koşullarında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 38 aydır hiçbir şekilde haber alınamıyor. Mutlak bir iletişimsizlik haline tabi tutulan Abdullah Öcalan’ın aile ve avukat görüş hakkı tamamen gasp edilmiş durumda. İmralı’ya tek girme yetkisine sahip olan Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ile uluslararası hukuku korumak ve uygulamakla yükümlü olan kurum ve kuruluşların Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullar karşısında ortaya koydukları tavır, İmralı tecridini daha da derinleştiriyor.

Öte yandan 10 Ekim 2023'te küresel çapta startı verilen “Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa çözüm” hamlesi kapsamında Abdullah Öcalan’a özgürlük talep edenlerin bu tecride dönük öfkesi de büyüyor.  Norveçli Avukat Bent Endresen İmralı tecridini ANF’ye değerlendirdi.


Uzun yıllardan beridir Kürt sorunu üzerine çalıştığını ve Türkiye’yi birçok kez ziyaret ettiğini ifade eden Av. Bent Endresen, “Abdullah Öcalan’ın içinde bulunduğu tecrit koşullarının farkındayım ve içinde olduğu koşullar tamamen illegal bir durum. Bu tecrit noktasında söylenecek çok şey var. Öcalan’ın koşulları her şeyden önce yasa dışıdır ve uzun zaman önce ele alınması gerekirdi” diye kaydetti.

AVRUPA PAZARLIK NEDENİYLE SESSİZ KALIYOR

“Öcalan’ın içinde bulunduğu koşullar noktasında asıl soru, bu konuda ne yapılmalıdır şeklinde olmalıdır” diyen Norveçli Av. Bent Endresen, “Bu soru aynı zamanda ister F tipi, ister S tipi cezaevlerinde tutulsunlar, Türkiye'deki tüm siyasi mahkumlar için ne yapılması gerektiğiyle de ilgili. Tutsakların içinde bulunduğu koşullar asla kabul edilebilir koşullar değil” diye ekledi.

Hem Abdullah Öcalan’ın hem de diğer siyasi tutsakların koşulları karşısında sivil toplum örgütlerinin harekete geçmesi için sınırlı imkanlarının olduğu dile getiren Av. Endresen, devamla şunları belirtti:  “Avrupa toplumları ve kurumları Türkiye'de siyasi zorluklarla karşı karşıya olan herkes için yeterince şey yapmıyor. Asıl soru, Avrupa’nın tutumunun neden böyle olduğu? Nedenini bildiğimize inanıyorum. Yapılan mülteci politikaları kapsamında Türkiye rahat bırakılıyor. Yapılan pazarlıklar kapsamında Türkiye’nin yaptıklarına izin veriliyor.”

Son dönemde birçok insanın yaşanan sorunlar karşısında daha duyarlı ve aktifleştiğini belirten Av. Endresen, “Gazze'deki soykırıma karşı da önemli bir siyasi hareketlenme var. Bunun, ezilen tüm insanlar için adalet mücadelesi vermeye devam edecek bir hareket olduğuna inanıyorum. Türkiye'deki tüm siyasi tutuklularla ve Kurdistan'da baskı altında tutulan Kürt halkıyla dayanışma içerisindeyim. Öcalan, Kurdistan'da Kürt halkına uygulanan baskının bir örneğidir” dedi.