Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Sezin Uçar, Dilek Arsu, Seda Baykan ve Mehmet Mustafa Uzkar'ın avukatlığını yapması Bursa 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından yasaklandı. Uçar’a getirilen yasaklama gerekçesi olarak ise İstanbul 13. ve 27. Ağır Ceza mahkemelerinde devam eden davalar gösterildi.
Avukatlar Bursa TEM şubede devam eden davalar üzerine müvekkilleri ile görüştürülmedi. Bursa 2. Sulh Ceza Hâkimliği ise “CMK'nın 151. maddesinin 3. fıkrasında, '149. maddeye göre seçilen veya 150. maddeye göre görevlendirilen ve TCK'nin 220 ve 314. maddesinde sayılan suçlar ile terör suçlarından şüpheli sanık veya hükümlü olanların müdafilik veya vekillik görevini üstlenen avukat hakkında bu fıkrada sayılan suçlar nedeniyle kovuşturma bulunması halinde müdafilik veya vekillik görevini üstlenmekten yasaklanabilir” gerekçesiyle avukatların müdafilik görevini engelledi.
ANF’ye bu yasaklama kararının detaylarını anlatan Avukat Sezin Uçar, bu kararın müvekkillerin yaşadığı işkencenin kamuoyuna duyurulmasının ve de hapishane ziyaretlerine dönük engelleme olduğunu kaydetti.
GEREKÇE DEVAM EDEN DAVALAR
Avukat Uçar, bahsi geçen ve devam eden davaların ise müvekkillerin cenazesine katılmak ya da defin işlemleriyle ilgili başvurularda bulunmak ile ilgili olduğunu belirtti. Sezin Uçar, şöyle dedi: “Gerekçe yapılan iki yargılama dosyası var. Birisi Rojava’da hayatını kaybeden müvekkilimizin işlemleriyle ilgili cenaze törenlerine katılmak ve de defin başvurularını yapmış olmak nedeniyle daha önce yargılanıp tutuklu kaldığımız dosya. Diğer ise Ankara Gar katliamı davasında adliyede duruşmaları boykot kararı almıştık. Daha doğrusu baro almıştı ve o gün adliyenin önünde de bir açıklama yapmıştık. O nedenle ben de dâhil çok sayıda avukat arkadaşla örgüt propagandası gerekçesiyle İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden bir dosyamız var. Yani yasağa konu olan şey hala devam eden iki dava.”
HER GÖZALTI VE SORUŞTURMA TAKİBİNDE KARŞIMIZA ÇIKABİLİR
Bu iki gerekçenin bir yıl gibi uzun bir süreyle müdafilik ve vekillik görevlerini engellendiğini söyleyen Sezin Uçar, bunun asıl amacının işkenceyi duyurmalarının önünü kesmek olduğunu şu ifadelerle dile getirdi: “Asıl olarak burada söz konusu olan şey, müvekkillerin yaşadığı işkenceyi kamuoyuna duyurmanın önüne geçmek. Diğer bir yandan olası bir tutuklama kararı sonrasında hapishane ziyaretlerine dönük engelleme, hatta orada yaşanacak hak ihlalleri karşısında kişileri avukatsız bırakma.
2005 yılında CMK’ya eklenen düzenlemenin uygulaması şöyle oluyor. Mesela adı geçen soruşturmadaki kişilerin herhangi bir hukuk ya da ceza dosyası var, artık o konularda da bu kişilerinin avukatlığını yapamıyorsunuz, böyle bir engelleme. Bu da soruşturmada ismi geçen kimseye bir hukuki yardımda bulunamama anlamına geliyor. Bu karar bu soruşturmayla sınırlı gibi görünse de her gözaltı ya da soruşturma takibinde önümüze çıkaracaklar. Ceza dosyası ya da ‘örgüt üyeliği, örgüt propagandası’ şüphesiyle gözaltına alınan hiç kimsenin avukatlığını yapamazsın anlamına geliyor bu karar.”