Avukatlardan CPT’ye İmralı başvurusu

Asrın Hukuk Bürosu, üç yıldır hiçbir haber alınamayan Kürt Halk Önder Abdullah Öcalan’a ziyaret gerçekleştirmesi için İşkenceyi Önleme Komitesi’ne (CPT) yeni bir başvuruda bulundu.

Asrın Hukuk Bürosu, mutlak tecrit altındaki Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile diğer üç tutsak Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için Avrupa Konseyi’ne bağlı CPT’ye yeni bir başvuruda bulundu.

MUTLAK İLETİŞİMSİZLİK HALİ

Başvuruda 1 Kasım 2023 ile 31 Ocak 2024 tarihlerini kapsayan gelişmelere yer verildi.

Başvuruda özellikle “incommunicado” yani mutlak iletişimsizlik hali ile işkence yasağını sistematik şekilde ihlal eden tutulma koşulları, deprem, açlık grevleri ve meydana gelen diğer gelişmeler ayrıntılı bir şekilde yer aldı.

1 Kasım 2023 ile 31 Ocak 2024 tarihlerini kapsayan 3 aylık sürede, 26 avukat 13 de aile görüş başvurusunun yapıldığı ancak tamamının cevapsız bırakıldığı hatırlatıldı.

Bu süre içerisinde gönderilen mektupların akıbetinin de bilinmediği ve herhangi bir telefon görüşmesine izin verilmediği belirtilen başvuruda, 12 buçuk yılda sadece 5 avukat görüşü, 2014’ten beri 5 aile görüşü gerçekleştiği vurgulandı.

Başvuruda 7 Ağustos 2019 tarihinden bu yana avukat ziyaretlerine, 3 Mart 2020 tarihinden bu yana ise aile ziyaretlerine izin verilmediğini hatırlatıldı.

DİSİPLİN CEZALARI

Aile ve vasi görüşmelerinin 14 Eylül 2018 tarihinden bu yana, üç ayda bir yinelenmek üzere en az 18 “disiplin cezası” gerekçe gösterilerek sistematik bir şekilde engellendiği belirtildi.

Başvurda “En son, tarihi gizlenen Eylül Ekim aylarında verildiği tahmin edilen 3 aylık disiplin cezası raporumuzun kapsadığı süre zarfında infaz edilmiştir. Bu disiplin cezası itirazımıza rağmen 19 Ekim 2023 tarihinde Bursa Ağır Ceza Mahkemesi’nce itirazın reddi sonucunda kesinleştirilmişti. 19 Ocak 2024 tarihinde disiplin cezası bitmesine rağmen 10 gündür yapılan aile başvurularına cevap verilmemekte, aile görüşleri yaptırılmamaktadır” denildi.

Disiplin cezalarının tamamının yasal dayanaktan yoksun olduğu ve politik nedenlerden kaynaklandığı kaydedildi.

Başvuruda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nin yanı sıra müvekkillerinin avukatları ile görüşmelerini 6 ay sürelerle yasaklayan Bursa İnfaz Hakimliği kararlarında da sürdürüldüğü belirtildi.

6 Şubat 2023 Mereş merkezli deprem ardından yapılan görüş başvurularının da yanıtsız bırakıldığını belirten avukatlar, son olarak 4 Aralık 2023 Gemlik depremi ardından da bilgi almak istediklerini ancak cevapsız bırakıldığını kaydetti.

AÇLIK GREVLERİ

Başvurularda tecridin kalkması ve Abdullah Öcalan’a özgürlük talebiyle 100’ü aşkın cezaevinde 27 Kasım 2023’ten bu yana devam eden açlık grevleri konusunda da bilgiler verildi.

Avukatlar, şunları ifade etti: “Mahpusların bu demokratik ve hukuki talepler dikkate alınmak yerine açlık grevine giren mahpuslara disiplin cezaları verildiği gözlemlenmiştir. Şimdilik dönüşümlü ve süreli olduğu görülen açlık grevlerinin, talepler konusunda herhangi bir adım atılmaması halinde nasıl bir şekilde seyredeceği bilinmemektedir. Fakat daha önceki deneyimlerin gösterdiği üzere taleplerin karşılanmaması veya greve girme nedenlerinin ortadan kaldırılmaması durumunda ileri aşamalara taşınmaktadır. Böyle bir ihtimalde insani ve toplumsal anlamda telafisi güç zararlara yol açabileceği öngörülebilir bir durumdur. Ancak bu tür sonuçların ortaya çıkmaması için gereken tüm sorumlulukların vakit kaybetmeden yerine getirilmesi önemlidir” diye belirtti.

35 FARKLI ÜLKEDEN 1330 AVUKATIN BAŞVURUSU

Başvuruda mutlak iletişimsizliğe karşı 35 farklı barodan bin 330 avukatın 22 Ocak’ta Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvuruya da yer verildi.

Asrın Hukuk Bürosu, “Bu gelişmeler Sayın Öcalan’ın ve içerisinde tutulduğu olağanüstü tecrit rejiminin toplumun, hukuk kurumlarının ve siyasetin de en önemli gündemi olduğunu göstermektedir. Bu yönüyle işkenceye karşı mücadele hukuksal olduğu kadar, toplumsal ve siyasal bir gerekliliktir. Böylesi bir çabanın demokratik hukuk düzeni için pozitif sonuçlara yol açacağı bilinmelidir” dedi.

CPT’YE SORUMLULUKLARI HATIRLATILDI

“Sistematik ihlaller ile asgari şiddet eşiği çoktan aşılmış, son 34 aydır incommunicado koşullarında şiddet eşiği farklı bir seviyeye çıkarılmıştır” denilen başvuruda CTP’ye sorumlulukları bir kez daha hatırlatıldı:

 “Önceki raporlarımızda detaylıca açıklandığı üzere Komite’niz mutlak iletişimsizliğin uygulama biçimlerine, süre ve kapsamına vakıf durumdadır. İşkencenin, insanlık dışı ve onur kırıcı ceza veya muamelenin ‘önlenmesi’, Komite’nizin var olma nedenidir. Bu yüzden Komite’niz ‘an’ ve ‘gelecekte’ olası riskleri bertaraf etme görevi ile yüklüdür. Bununla birlikte çeşitli işkence biçimleri ile biriken şiddet eşiğinin son bulması için de yapılması gerekenler bulunmaktadır. Bu, önleyici görevin ayrılmaz bir parçasıdır. (…)İmralı’da sorumlu kişilerin eylem ve uygulamaları nedeniyle 1999 yılından bugüne hiçbir zaman hesap vermemiş olmaları uluslararası nitelikteki mutlak yasağın aşınmasına hatta ortadan kalkmasına yol açmıştır.”

TALEPLER

Avukatlar, “İnsan onuruna uygun iyileştirmelere yol açılmadıkça caydırıcı hiçbir etkinin kalmayacağı Komite’nizin malumu olmalıdır. İnsanlık dışı ve kötü muamele karşısında katı bir tutum sergilenmelidir. Bu işkence yasağının mutlak olmasının açık gereğidir” vurgusunda bulundu.

CPT’nin işkenceye “sıfır tolerans” gösterilmesi yönünde açık ve net mesajlar vermekten kaçınmaması gerektiğini kaydeden avukatlar, taleplerini şöyle sıraladı:

*Mevcut tutulma koşullarının insan onuruna uygun hale getirilmesi,

*Avukat ve aile ziyaretleri başta olmak üzere dış dünya ile bağlarını sağlayacak, koruyacak tüm haberleşme haklarının yerine getirilmesi ve sistematik yasa dışı yasaklamalara son verilmesi için gerekli tüm girişimlerde bulunması,

*İmralı’da mevcut koşullar 22 Eylül 2022 tarihli ziyaretinizden bu yana belirsizlik içerisinde devam etmektedir. Bu belirsizlik ile genel tüm gelişmeler doğrultusunda komitenizce İmralı Ada Hapishanesi’nin yeniden ziyaret edilmesini talep ederiz.”