Colemêrg Belediyesi'nin 3 Haziran'da gasp edilmesine karşı kentte "Belediyeler halkındır gaspa izin vermeyeceğiz" mitinginde son olarak DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan konuştu.
İrade gaspına karşı kente gelen herkese teşekkür eden Tuncer Bakırhan, “Yüzlerce kilometre kat edip bugün burada Sümbül Dağı’nın eteğinde Hakkari halkıyla olan herkesi selamlıyorum. Wan’da olduğu gibi bugün burada dayanışma içerisinde olan ve Kürt halkına Hakkarilileri yalnız bırakmayan değerli dostlarımıza söz veriyoruz. Önümüzdeki günlerde daha büyük daha güçlü bir mücadeleyle birlikte başta Kurdistan olmak üzere Türkiye’deki iktidarının zulmüne karşı faşizan politikalarına karşı daha güçlü bir duruş ortaya koyacağımızın sözünü tekrar veriyoruz” dedi.
Türkiye’de herkesin Colemêrg’i konuştuğunu ifade eden Bakırhan, “Hakkari’deki bu haksızlığı, bu hukuksuzluğu tartışıyor. Türkiye tartışıyor, dünya tartışıyor, Türkiye halkları tartışıyor ama iktidar gözünü, kulağını kapatmış bir şekilde hala kayyumcu anlayışın doğru olduğunu savunuyor. Bugün Hakkari'ye girdiğimizde kayyum vali ‘Kentimize hoş geldiniz’ yazmış, hoşgörünün, barışın kentine ‘hoş geldiniz’ diyor. Kayyum efendi, bir huzur varsa onu da bozdunuz, bir barış varsa onu da bozdunuz. Bir halkın iradesine zorla gaspla atanan bir insanın ‘kentimize hoşgeldiniz’ demesini kabul etmiyoruz. Colemêrg kadınların, gençlerin, emekçilerin, Kürtlerin kentidir. Colemêrg iradesini DEM Parti'nin adayları lehine kullanan onurlu Hakkarililerin kentidir. Colemêrg bizimdir, biziz, Hakkari bizimdir. Hakkari biziz. Sizler olsa olsa gaspçı olursunuz. Olsa olsa misafir olursunuz. Halkımızın halklarımızın dayanışmasıyla birlikte bir gün size de bay bay diyeceğiz. Sizi atayan o iktidar zihniyetine de güle güle diyeceğiz. Bu günler uzak değil” diye konuştu.
‘UYGULADIKLARI HUKUK, KÜRTLERE DÜŞMANLIK HUKUKUDUR’
AKP’li Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın irade gaspına ilişkin sözlerine değinen Bakırhan şunları söyledi: “Demiş ki ‘biz hukuku uyguluyoruz.’ Bakın evet, haklılar. Kurdistan’da Kürtlere karşı bir hukuk uyguluyorlar. Ama o hukuk düşmanlık hukukudur. Dağını yasaklayacaksın, yaylasını yasaklayacaksın, dilini yasaklayacaksın, sandık kuracaksın iradesini seçecek, iradesini yasaklayacaksın. İradesini gasp edip eş başkanı içeri atacaksın, bir de diyeceksin biz hukuku uyguluyoruz. Sen düşmanlık hukukunu uyguluyorsun, bütün Kürtler emekçiler muhalifler sosyalistler bunu çok iyi biliyor. İşte bizler Türkiye’nin emekçileri yoksulları ezilenleri olarak bu düşmanlık hukuku karşısında mücadele edeceğiz. Bu düşmanlık hukukunun bu coğrafyada sona ermesi için mücadele edeceğiz. Bir kez daha söylüyoruz Kürdistan’da yeni bir hukuk uyguluyorsunuz. 83 yaşındaki Makbule anne cezaevinde, 75 yaşındaki Hatice Yıldız kızına cezaevine para gönderdiği için sedye ile cezaevine konulacak, Hrant Dink’i katleden katilleri serbest bırakacaksın, Tahir Elçi’yi katledenlere beraat vereceksin, Kürt’ün toprağını taşını yakanı, evini başına yıkanı serbest bırakacaksın, JİTEM davalarını beraat ve cezasızlıkla sonuçlandıracaksın. Bir de kayyum efendi diyecek ki, kentimize hoş geldiniz.”
‘HALK, DÜŞMANLIK YAPAN ANLAYIŞI SANDIĞA GÖMDÜ’
İktidarın Kürtlerin dağına, taşına, hukukçusuna düşman olduğunu söyleyen Bakırhan, “Bunlar bize düşman dağımıza Zap’a düşman. Sümbüle düşman, hukukçumuza düşman, 83 yaşındaki Makbule annemize, gençlerimize düşman. Bunlar bizim dostlarımız değil. 31 Mart’ta Kürdistan halkı Türkiye halkları tam da bize düşmanlık yapan bizi yok sayan bu anlayışı sandığa gömdü ama utanma yok arlanma yok. İki dönemdir kayyum atanmış, kayyumlar belediyeleri soymuş, talan etmiş, Kürt’ün diline kültürüne düşmanlık yapmış kentler toz içerisinde. Çamur içerisinde işsizlik ve yoksulluk içerisinde kıvranıyor, beyefendi diyor ki ben hukuk uyguluyorum. Hangi hukukmuş bu? Bu düşmanlık hukukudur. Bizler var olduğumuz müddetçe, Seyit Rızalar gibi, Şêx Saidler gibi, Mazlumlar gibi Mahirler, Denizler, İbrahimler, Sakineler gibi asla bu düşman hukuku karşısında pes etmeyeceğiz. Bir gün mutlaka ama bir gün mutlaka Hakkari halkı, Amed halkı, Dersim halkı iradesini yansıtacak ve iradesi demokratik bir ortamda kendi kentlerini yönetecek. Bizler iki dönemdir kayyuma pes etmedik. İki dönemdir bu kayyumcu anlayışı sandığa gömdük. Üçüncü dönem hangi yüzle kayyum atıyorsunuz, buyrun açıklayın” dedi.
‘BAŞLARI SECDEDE, AKILLARI KÜRT DÜŞMANLIĞINDA OLAN YALANCILAR’
Belediye eşbaşkanlarının soruşturmaları olduğu gerekçesiyle kayyum atandığına ilişkin açıklamalara değinen Bakırhan, şöyle devam etti: “Neymiş belediye eş başkanımızın soruşturması varmış. Allah sizin belasını versin. Soruşturması olmayan Kürt mü var? 7 yaşından 80 yaşına kadar fişlemediğiniz soruşturma açmadığınız dava açmadığınız tek bir Kürt muhalif bu ülkede bıraktınız mı? Hayır. Burada da takkiye yapıyorlar. Bakın soruşturması olmayan Hakkari Belediye eş başkanımız geçen dönem belediye eş başkanlığı yapan başkanımızın hiçbir soruşturması yoktu. Oğlunun cenazesine katıldığı için. Bir başka belediye eş başkanımız davası yok, aday tanıtım toplantısına katıldığı için görevinden alındı. Ya bir insan partisi tarafından aday gösterilince aday tanıtımı yapmaz mı? Buna AKP yapıyor, CHP, MHP yapıyor. Ama Kürt kendi aday tanıtım toplantısına katılınca bu suç oluyor. Soruşturma oluyor ve yerine kayyum atanma gerekçesi yapılıyor. Bakın bir başka belediye eş başkanımız hiçbir soruşturması yoktu, geçen dönem niye kayyum atadılar. Diyor ki 8 Mart etkinliğine katıldı. Bir kadın eş başkanımıza. Değerli arkadaşlar bu yalancılar, başları secdede, elleri semada ama akılları Kürt düşmanlığında olan bu yalancılar sizi kandırmaya çalışıyorlar. Ama bu onurlu Kürt halkı, bu Sümbül Dağı gibi dik onurlu, kayyuma, faşizme, baskıya taviz vermeyen onurluca partisine, halkına sahip çıkan bu halk kimin yalan söylediğini biliyor.”
‘BİRLEŞİRSEK BAŞARMAMAK İÇİN HİÇBİR SEBEP YOK’
Direnişin yükseltilmesi gerektiğini ifade eden Bakırhan, “Hakkari'de ortaya koyduğunuz bu dayanışma ve direniş bundan sonra kayyum atamak isteyenleri düşündürecektir. Bizler irademize sahip çıkmaksak, bizler bu yalancı talancı dilimize kültürümüze düşmanlık yapan kayyumcu anlayışın karşısında direnmezsek birlikte olmazsak ortak mücadeleyi büyütmezsek bunlar bizim evlerimize işyerlerimize cebimizdeki paraya, içtiğimiz suya, zeytine bile kayyum atayacaklar. Emin olun öylesine büyük bir düşmanlık yapıyorlar ki, bir gün bakarsınız bir KHK ile birlikte ‘6 zeytinden fazla yemek yasaktır. Kürtler çalışamaz, kadınlar evlerinden çıkamaz’ diyebilirler. Bu zulüm düzeni karşısında bugün burada olduğu gibi Türkiye’nin dört bir yanında bir araya geleceğiz. Bizi yok sayan irademizi gasp eden, dilimizi, kültürümüzü yok sayan, yasaklayan, bizi aşsızlığa, işsizliğe mahkum eden bu kayyum düzeni karşısında ancak birleşirsek, dayanışırsak burada olduğu gibi her zulüm karşısında aynı dayanışmayı ortaya koyarsak emin olun başarmamak için hiçbir sebep yok. Bakın 31 Mart'ta yenilmez denilen parti sandığa gömdünüz. Şimdi bu kayyumcu anlayışı hep birlikte dayanışarak, mücadele ederek göndermeye var mısınız? Dün Wan’da olduğu gibi bugün Hakkari'de olduğu gibi, yarın emekçilerin, yoksulların, ezilenlerin başına gelecek bir kötülük karşısında nerede olursa olsun; Muğla’da, Konya’da, İstanbul’da, İzmir’de, Kars’ta, Iğdır’da dayanışmaya var mısınız? Ben de sizlere inanıyorum İstanbul’dan, Muğla’dan, İzmir’den yüzlerce km öteden emekçi yoksul Colemêrg halkıyla dayanışmak için buraya gelen siz fedakar, yiğit halkımızın bu zulüm düzeni karşısında direneceğine inanıyorum” dedi.
‘YENİ YÜZYILDA KÜRT OLMASIN İSTİYORLAR’
Yeni yüzyılda Kürtlerin olmasını istemeyen bir iktidarla karşı karşıya olduklarını ifade eden Bakırhan, ‘Bütün akılları fikirleri düşünceleri Kürt’ü yok saymak, Kürt’ü yok etmek, iradesini gasp etmektir. Bu düzen karşısında hep birlikte duracak mıyız? İçişleri Bakanı’na da buradan söylüyorum. Durduk yere kayyum atamamışlar ya, şimdi sizlere söylüyorum. Katilleri arka kapılardan salıveriyorlardı, şimdi ön kapılardan ellerinde tesbih ile salıveriyorlar. İçişleri Bakanı’nı hukuka davet ediyorum. Hrant Dink’in katilinin serbest bırakılması konusunda bir irade ortaya koymaya davet ediyorum. Tahir Elçi cinayetinde güpegündüz apaçık kameralar önünde kimin katledildiği açık bir şekilde ortadayken kayyumla uğraşan, Kürt halkının iradesi ile uğraşan İçişleri Bakanı’na kendi göreviyle hukukla, kendi bakanlığının sorumluluk alanına giren işlerle uğraşmasına davet ediyorum” dedi.
Bakırhan son olarak, kayyum zihniyetine karşı mücadele edeceklerini söyledi.
Miting, konuşmaların ardından sona ererken, binlerce kişi sloganlarla kent merkezine yürüdü.