Ballıkaya: Epözdemir’in tutuklanması savunmaya saldırıdır!

Hukuksuz bir biçimde tutuklanan Avukat Fırat Epözdemir’in tutuklanmasının savunmaya saldırı olduğunu vurgulayan meslektaşı Several Ballıkaya, “Muhtemelen Baro soruşturmasına ilişkin ek bir şey yaratmak istiyorlar” dedi.

FIRAT EPÖZDEMİR'İN TUTUKLANMASI

Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in Türkiye’ye ait SİHA’larla katledilmesine yaptıkları yazılı açıklamayla tepki gösteren İstanbul Barosu Yönetimi hakkında soruşturma başlatıldıktan hemen sonra, bu kez de baronun yönetim kurulu üyesi Avukat Fırat Epözdemir’in havalimanında gözaltına alınıp kapanmış dosyalar üzerinden tutuklanması Türkiye’de iktidar eliyle muhalefete işletilen düşman hukukunun son örneklerinden biri oldu. Meslektaşı Epözdemir’in savcılık sorgusuna katılan avukat Several Ballıkaya, ANF’ye konuştu. Epözdemir’in dosyasında suçlama konusu yapılacak hiçbir şey olmadığını vurgulayan Ballıkkaya, bu tutuklamanın savunmaya yönelik bir saldırı olduğunu kaydetti.

‘EPÖZDEMİR HAKKINDAKİ SORUŞTURMA AVUKAT HUKUKU İHLAL EDİLEREK YÜRÜTÜLDÜ’

Epözdemir’in hakkındaki soruşturmanın avukat hukuku ihlal edilerek yürütüldüğünü belirten Ballıkaya, havalimanında gözaltında alındığında karar olmadan ve savcı bulunmadan üstünün arandığını, dosyada savunma kısıtlamaları olduğunu ve avukatların sorgunun yapıldığı koridorda dahi beklemelerinin engellendiğini dile getirdi.

Ballıkaya, savcılık sorgusunda 2015 yılında sokağa çıkma yasağının ilan edildiği Cizre’ye incelemelerde bulunmak için giden avukatların yolculuk için kurduğu “Diren Cizre” isimli bir Whatsapp grubundaki yazışmaların konu edildiği ve takipsizlikle sonuçlanan soruşturmanın tekrar suçlama konusu edildiğine dikkat çekti.

‘YASAYA AYKIRI BİR ŞEKİLDE TAKİPSİZLİK KALDIRILDI’

Epözdemir’in de aralarında bulunduğu 27 avukatın bu dosya kapsamında zaten ifadesinin alındığını ve haklarında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiğine işaret eden Ballıkaya, şunları belirtti: “Propaganda ve üyelik suçunun unsurları oluşmadığı, suç delili bulunmadığı gerekçesiyle bu dosya hakkında Eylül 2024’te takipsizlik kararı verilmişti ve bu karar da kesinleşmişti. O zaman savcılığın takipsizlik kararına itirazı da olmamıştı. Ama İstanbul Barosu’na yönelik soruşturma başlatıldıktan sonra bu takipsizlik kararını da kaldırmışlar. Oysa yasaya göre takipsizlik kararının kaldırılması için somut bir delilin ortaya çıkması lazım fakat öyle bir delil de yok. Biz bizzat savcıya takipsizlik kararının hangi somut delile dayanarak kaldırıldığını sorduk ama hiçbir delil göstermediler.

‘ADAY OLMAK DA PUŞİ TAKMAK DA SUÇ’

Yine 2014 yerel seçimlerinde Bağcılar Belediyesi eşbaşkan adayıyken Fırat Epözdemir’in ofis açılışında boynunda taşıdığı yeşil, kırmızı, sarı puşi ile halay çekerken fotoğrafı ve HDK’de yapılan aramalarda da aday listesinde isminin bulunması suç unsuru olarak gösterilmeye çalışıldı. Burada suç olacak bir şey yok. Cizre meselesinde takipsizlik kararı verilmiş zaten. WhatsApp yazışmasında, WhatsApp grubunda da bir problem yok. Sadece iki günlük bir WhatsApp grubu. İçeriğinde suçlamaya konu olacak herhangi bir şey yok. Muhtemelen Baro soruşturmasına ilişkin ek bir şey yaratmak istiyorlar. Yani İstanbul Barosu yöneticisi de örgüt üyesi demek için muhtemelen.”

‘YARGININ BU KADAR SİYASALLAŞTIĞINA TANIK OLMADIM’

Epözdemir’in hukuksuz bir biçimde tutuklanmasının savunmaya saldırı olduğunu kaydeden Ballıkaya, 33 senedir avukat olduğunun ve hiçbir zaman yargının bu kadar siyasallaştığına tanık olmadığının altını çizdi. Her dönemde yargının siyasal davrandığı uygulamalar yaşadıklarına ama böylesini hiç görmediklerine işaret eden Ballıkaya, “Yargının tamamen siyasal bir yöneliş içerisinde olduğu, savunmanın bu derece kısıtlandığı bir süreç yaşamadık. Adliyede mesela dün akşam ciddi bir problem yaşandı. Adliye koridoruna, sorgunun yapılacağı noktaya avukatlar alınmadılar bile. Baro başkanı görüşmeye çalıştı ama onun da çözemediği bir durum oldu. Bu keyfi uygulamayı protesto etmek için de hakimlik sorgusuna girmedi baro başkanı. Bu açıdan yargıda gelinen boyut hem siyasal hem de keyfi. Yargının geldiği en tehlikeli durumdayız. Üç ayaktan birini çıkarırsan adalet olmaz. Bu açıdan yargının geldiği nokta çok tedirgin edici bir nokta” vurgusunda bulundu.

‘BÜTÜN BUNLARIN BİTECEĞİ UMUDUYLA MORALİ İYİYDİ’

Avukat Epözdemir’in moralinin yüksek olduğunu ve havalimanında gözaltına alındığından itibaren sürecin böyle gelişeceğini öngördüğünü belirten Ballıkaya, sonuçta yıllardır avukatlık yaptığını ve yargının geldiği noktayı da bildiğini kaydetti. Epözdemir’in kendinden çok emin bir şekilde ifade verdiğini anlatan Ballıkaya, “Çünkü isnat edilmek istenilen suçların hiçbiri suç değil. Avukatlıkla ilgili suçlamalar da var, müvekkilleriyle görüşmek de suç sayılmış. Bunların bir gün biteceğini bilerek moralliydi ama tabii ki mesleğinden, ailesinden uzaklaştırılmış oldu” dedi.