‘Başkalarına bağımlı olmama sizi düşünceye sevk eder'-III

"Anamın iyi oğlu olduğumu, birbirimizle kutlamasak da kanıtlamıştım… Annem birkaç metre kumaş beklentisindeydi, kadın ordulaşmasıyla cevap verdik, özgür vatanı hediye ettik.’’

ÖZGÜR KADIN DEĞERLENDİRMELERİ

En çok kadınlar kendilerini savunmak zorundalar. Saldırılara en açık olan kesimler kadınlardır. Önder Apo kadının kendini savunur duruma gelmesi için dünyanın hiçbir yerinde olmayan kadın ordulaşmasını geliştirdi. Yazımızın bu bölümünde Önder Apo'nun kadın ordulaşmasının önemi üzerine yaptığı değerlendirmelere yer vereceğiz.

'GERİLLADA KADIN ORDULAŞMASI GEREKLİ MİDİR?'

Önder Apo 1 Kasım 1993 yılında cihaz ile konuşurken kadın ordulaşmasına ilişkin şunları belirtmektedir;

‘Gerillada kadın ordulaşması gerekli midir? Kadın birlikleri nasıl oluşur? Kadınların bizzat kendi kendilerini yönetmeleri gerçekçi midir? Kadın gücü fazlasıyla yoğunlaştığına göre, kadının askeri ve siyasal ordulaşması denenmeye değer bir konudur. Eğer tutarlıysanız, birliğe, örgütlenmeye ve ordulaşmaya giden halkın ve kadının konumundan kaynaklanan sorunlara çok köklü cevaplar vermek istiyor ve buna inanıyorsanız, bunu göze almalısınız. Başta gerilla olmak üzere çeşitli faaliyetlerde kadın ordulaşmasını ve örgütlenmesini geliştirmek, özgürlüğün garantiye alınması açısından geleceğe ertelemeksizin günlük olarak hemen gerçekleştirmek büyük öneme haizdir."

'KADIN ORDULAŞINCA KİMLİĞİN VE ÖZGÜRLÜĞÜN GÜNDEMLEŞMESİ DAHA GERÇEKÇİ OLUR'

Önder Apo gerçek kurtuluş faaliyetini şöyle dile getirmektedir;

"Günlük olarak özgürlük eyleminizi ruhta, düşüncede, örgütlenmede ve yaşamda sağlamak, özümsemek ve yaşatmakla sorumlu olduğunuzu, çabalarımızın sürekli ve yoğun olduğunu kavrarsak, gerçek bir kurtuluş faaliyetinden bahsedebiliriz. Ancak o zaman kimliğimizin, özgürlüğümüzün, taleplerimizin ve amaçlarımızın gerçekleşmesine gerçekçi bir tarzda katkı sağlayabiliriz. Parti içinde ve dışında, her yoldaşa ve yakın veya uzak her dosta karşı öz kimlikli, kendini yitirmeyen ve özgücüne güvenen bir kişiliğe ulaşmanız gerekir. Bu yaklaşımın doğal sonucu ordulaşmadır. Kadın ordulaşınca bireysel taleplerin gerçekleşmesi, kimliğin ve özgürlüğün gündemleşmesi daha gerçekçi olur. Çünkü hak yalvarmayla ve en yakınlarına sığınmayla değil, güçle alınır. Güç de örgütlenme ister. Kendi kendini örgütlemeyen bir halk köledir. Kendi kendini örgütleyip yönetemeyen bir cins de köledir ve kölelikten kolay kolay kurtulamaz. Her şeyden önce örgütlenmeye inanmalısınız."

'ÖZGÜRLÜK ÖZ KİMLİK VE ÖZ SAVAŞIMLA OLUR!'

Önder Apo toplumda olduğu gibi tümüyle erkeklerin inisiyatifinde, bilinçli veya kendiliğinden onların himayesi ve hakimiyetinde olan bir gerilla ordusu değil, kadının da düşündüğü, tartıştığı, yönettiği, örgütlediği ve denetlediği bir ordu gücüne kavuşarak gerilla ordulaşmasında yerini tutmasının daha gerçekçidir olduğunu dile getiriyor ve devamla;

"Bu özgürlük talepleriyle bağlantılıdır. Fiziksel durumlar engel olarak ileri sürülmemelidir. Özgürlük öz kimlik ve öz savaşımla olur. Birilerinin himayesine sığınarak, herhangi bir yönetim gücüne dayanarak ve bu konuda kadın kişiliğini ucuz kullanarak özgürleşeceğini sanmak kendini aldatmaktır. Bu yaklaşımlarla olsa olsa ikiyüzlü, kendini aldatan ve uzlaşan yeni bir köle tipi ortaya çıkar. Yüzlercesi teslim olmamanın sembol ifadesi olarak bombalarla kendini parçalıyor. Bu büyük bir yaklaşımdır. Bunun neden böyle olduğunu iyi çözümlemeliyiz. Mücadeleye bu akış, her şeyini ortaya koyuş niçindir? Buna değer biçmek gerekir. Bir insan hayatını ortaya koymuşsa, çıkışı köle kadına tepkiyse, bunun üzerinde çok duracaksınız. Eğitimsizliğine, programsızlığına ve örgütsüzlüğüne çare olacaksınız. PKK ortamında kadın öncelikle özgürlüğü yaşasın, "ben bireyim, düşünüyorum, tartışıyorum, karar verebiliyorum" deme noktasına gelsin. Bu önemli ve temel bir adımdır" demektedir.

"KADININ KATILMADIĞI DEVRİM BAŞARIYA ULAŞAMAZ' DEDİK VE BU DOĞRUDUR!"

Önder Apo kadını nasıl devrime katacaksınız sorusuna şöyle cevap veriyor;

" Bir köle olarak mı, bir kölenin en bağımlı kölesi olarak mı katacaksınız? Bu kadar bağımlılığın olduğu bir örgüt, nasıl özgürlüğün örgütü olacak, özgürlük isteyen kadınlar nasıl özgürlük elde edecek? Kadının dili özgürlük istiyor, ama ilişkisi kölelik ilişkisidir. Burada ikiyüzlülük var ve bu garip bir çelişkidir. Eğer bir kişilik doğru çözümlenip netleştirmeye tabi tutulmazsa, iradesinin dışında bir partiyi bile tasfiyeye götürür. Kadın, sanıldığı gibi düşkünlüğün ve kötülüğün kaynağı değildir. Kadının yaşamın en zenginleştirici kaynağı olması işten bile değildir. Fakat bu bir süs bitkisi veya ucuz bir aşk öğesi gibi değil, ancak daha kapsamlı bir yorumlamayla gün yüzüne çıkarılabilir. Bunun adı da devrimdir. Düşünce ve davranışta devrim içinde devrim."

'SORUN DAHA FAZLASIYLA ERKEK SORUNUDUR!'

Önder Apo düşünce ve davranışta yapılacak olan devrimin erkeği de dönüştüreceğini belirtiyor ve değerlendirmesinde şunlara yer veriyor;

"Sıkça şunu belirtiyoruz: Sorun kadını ilgilendirdiği kadar erkeği de ilgilendirir. Hatta sorun daha fazlasıyla erkek sorunudur. Şunu sürekli kendime soruyorum: Kadınları biraz düzeltebiliriz, ama erkekleri nasıl düzelteceğiz? Ordulaşmış bir güç haline gelmeniz için militanlarınız ve sözcüleriniz var. Güç olduğunuz ortaya çıkmıştır; serhildanda, gerillada, hatta birçok devrimci görevde, kültürde ve diplomaside rol oynuyorsunuz. O halde taleplerinizin önünde durmak zordur. Nasıl bir erkek şekillenmesi, nasıl bir ilişki istiyorsunuz? Erkek egemenlikli ilişkiler yerine, nasıl eşit ve özgür bir ilişki istiyorsunuz? Hatta nasıl bir toplum, nasıl bir sosyalizm, nasıl bir demokrasi istiyorsunuz?"

Önder Apo devamla; "Savaş bölgelerinde hem erkek birlikleri, hem kadın birlikleri var. Bunlar işbölümü yapar, birbirlerine destek olur ve dayanak sunarlar; ama iç içe karışmazlar ve birbirlerinin içinde erimezler. Ortak eylemler olabilir, ama bazı eylemleri bizzat kadın birlikleri yapabilir, bu da yadırganmamalıdır. Bazı eylemleri de erkek birlikleri yapar. Savaşta hem ortaklaşa yapılacak eylemler, hem de ayrı birimlerce yürütülecek eylemler vardır. Bu tarz bazen daha başarılı olabilir. ..Dayanışma ve paralellik her zaman gereklidir" demektedir.

'DİKKAT EDİLİRSE BİZ BU YASAĞI DELMEYE ÇALIŞIYORUZ!'

Başka bir değerlendirmesinde de Önder Apo şu önemli tespitlerde bulunuyor;

“Nasıl ki bir halk olarak kendimizi ordulaştırıp, taleplerimizi sıralayıp başarıyorsak, siz de bir kesim olarak, bir halk olarak, cins örgütlenmenizi yaparsanız, bana göre oldukça ordulaşmış bir güç haline gelirsiniz. Militanlarınız, sözcüleriniz var. Bir de denenmiş güç olduğunuz ortaya çıkmış. Serhildanlarda rol oynuyor, gerillada rol oynuyor. Ordulaşma genelde erkek işi olarak tarihte ve günümüzde benimsenir. Askeri faaliyet adeta erkeklerin tekelindedir. Bu sahaya kadının yaklaşımı neredeyse hem ahlaki açıdan, hem yasalar açısından yasaklanmış gibidir. Dikkat edilirse, biz bu yasağı delmeye çalışıyoruz. Tarihin mahkûm ettiği kadın ordulaşmasının, yine günümüzde pek az yer verilen kadın askerileşmesinin önündeki engelleri zorluyoruz. Zaten yaygın gerilla isteği bu nedenledir. Gerilla isteği özgürlük isteğiyle bağlantılıdır. Özgürlüğünü gerillada gerçekleştirmek istiyor. Dolayısıyla gerilla ordulaşmasında kadın gerçekliği neyi ifade eder? Buna açıklık getirmek önem taşıyor."

'DÜŞÜNÜN Kİ KENDİNİZİ SAVUNMA MEKANİZMALARINIZ VAR!'

Önder Apo devamla; "Bir erkek bir kadına haksızlık yapmak istiyor, o örgüt topyekûn buna karşı durursa, erkek ne yapabilir? Çünkü her gün böyle binlerce haksızlık var. Tek tek erkeklerin zihniyetine, kocanın veya yetersiz yoldaşın iyi niyetine sığınarak çözüm bulamazsınız. Ordunuza, örgütünüze dayanarak çözüm bulmanız, en gerçekçi tarzdır” demektedir.

KADIN ORDULAŞMASI EZİLENLERİN ORDUSUDUR!

Yine başka bir değerlendirmesinde;

 “Ordusu olan ezer. Eşitlik ordusu diye bir kavram yoktur. Eşitliğin olduğu yerde ordular olmaz.  Ordular eşitsizliğin olduğu yerde çıkarlar. Birisi ezilenlerin birisi ezenlerin ordusu. Bir yerde hep erkeklerin ordusu varsa orada tam ezilmiş kadın gerçekliği vardır. Nitekim hayat bunu doğruluyor. O halde genel bir tespit ile kadın ordulaşmasının eşitlik için temel bir değer ifade ettiğini görmemiz gerekir. Kadın ordulaşmasının esas özünün toplumsal hatta kültürel olduğunu açığa vurduk. Bunun yine askeri, siyasi alanda bu çerçevede rolünü oynarsa yansıyabileceğini söyledik. Kadın ordulaşmasından anlaşılması gereken ideolojik, sosyal, kültürel, siyasi gelişme yönü daha ağırlıklı olduğudur" ifadelerine yer vermektedir.

'YALNIZLIK GÜCÜNÜZÜ AÇIĞA ÇIKARTACAKTIR!'

Siz değerli okuyucuyla Önder Apo'nun başka bir değerlendirmesini paylaşarak bu yazımızı sonlandıralım. Önder Apo şöyle diyor;

"Kendi gücünüzü anlayacaksınız, başkalarına bağımlı olmama daha fazla sizi düşünceye sevk eder. Yeteneklerinizi açığa çıkarır. Erkeğin egemenliğine dayalı ordulaşma bence beraberinde kesin eşitsizliği, bağımlılığı getirir. Kesinlikle özgür bir yaklaşıma fazla fırsat vermez. Zaten bunu kanıtladıkça erkeği ciddiyete çekebilirsiniz. Mesela erkek her zaman silahın, ekonomik gücün, siyasi gücün sahibi olarak hakimiyet peşindedir. Kadın da siyasi, askeri gücü konuşturdu mu erkek görür ki, onlar da kendileri gibidir. Çünkü siyasi-askeri yaşamı kendi öz yaşamı sayar tarih boyunca. Ama bunun kadın tarafından da yapılabileceğini gördü mü oldukça eşitliğe yatkınlaşabilir. Siz belki erkeğin himayesinden biraz uzak kalacaksınız, varsın himayesinden uzak kalın. Çünkü bu himaye sizi köleleştiriyor. Size sahiplik, aleyhinize olan bir sahipliktir. Yalnızlık, kendi gücünüzü açığa çıkarma sizin lehinize bir gelişmedir. Değerli bir adım. Zorlanırsınız, fakat bununla eşitlik-özgürlüğü yakalarsınız. Birçok yeteneğinizi açığa çıkarırsınız. Cesaretiniz, fedakarlığınız anlamlıdır. Gerçek bir özgürleştirme modeli olur."

DEVAM EDECEK