Belediye şirket işçileri: Kadro hakkımızı söke söke alırız

Belediye şirket işçileri ve kamu taşeron işçileri, kadrolu ve güvenceli çalışma talebiyle Kadıköy’de eylem yaptı. İşçiler, kendilerine dayatılan kölece çalışma koşulları ve sefalet ücretini gıyabi cenaze namazı kılarak protesto etti.

27 kurumun çağrısıyla Kadıköy İskele Meydanı’nda bir araya gelen Belediye şirket işçileri ve kamu taşeron işçileri, kadrolu ve güvenceli çalışma talebiyle eylem yaptı. Sık sık, “ Kadro hakkımız söke söke alırız”, “ Birleşen işçiler yenilmezler” sloganlarını atan işçiler, kendilerine dayatılan kölece çalışan koşullarını gıyabi cenaze namazı kılarak protesto etti.

Siyonist İsrail devletinin soykırım saldırıları altındaki Filistin halkına ve Urfa’da sendika seçme hakkı için direnen BİRTEK-Sen üyesi Özak işçilerine destek mesajı verildiği kitlesel eylemde, Belediye işçileri adına ortak açıklamayı Gülay Doğan okudu.

Belediye şirket işçileri olarak yaşadıkları mağduriyeti anlatmak için bugün bu alanda olduklarını hatırlatarak sözlerine başlayan Doğan, “Kamu taşeron işçilerinin yanı sıra, belediyelerin hizmet aldığı taşeron firmaların sömürü çarkında yıllarca kamu hizmeti üreten, iş yükü yıllar geçtikçe artan ama emeğinin karşılığı verilmeyen, her seçim dönemi sil baştan çalışma koşulları değişen, hem ekonomik darboğazla cebelleşen hem de siyasi baskılara maruz kalan, meslek hastalığına uğradığında çürük elma sayılan, haklarını talep etmek için sesini yükselttiğinde nankör ilan edilen belediye şirket işçileri olarak bulunuyoruz” diye konuştu.

KADRO SÖZÜ VERİLEREK BELEDİYE ŞİRKETLERİNE GEÇİRİLDİK

24 Aralık 2017 tarihinde yayımlanarak, 2 Nisan 2018'de yürürlüğe giren 696 sayılı KHK ile belediye şirketlerine geçirilip yıllardır kadrosuz çalıştırıldıklarını vurgulayan Doğan, 696 sayılı KHK ile “asıl işi yapan kadroya alınacak” diye açıkça belirtilmesine rağmen, belediyelerdeki 450 bin taşeron işçi, Nisan 2018'de norm kadro yerine, belediyelerin kurduğu belediye şirketlerine geçirildiğine işaret etti.

KADRO DIŞI KALAN İŞÇİ SAYISI 1 MİYONDUR

Belediye şirket işçilerinin,  yerel yönetimlerde 7/24 esasına göre, kamusal alanda halka kamu hizmeti ürettiğini hatırlatan Doğan, şunları kaydetti: “Ülkemizde büyükşehir, il, ilçe ve belde olmak üzere, 1393 belediye bulunmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Eylül ayı verilerine göre, belediyelerde hizmet veren norm kadrolu 39.043 işçi bulunurken, belediye şirket işçisi sayısı 607.999'a ulaşmıştır. Norm kadrolu işçi sayısı her geçen gün azalırken, şirket işçisi sayısı ciddi oranda artmaktadır. ‘Kamuda taşeron kalmadı, 1 milyon işçiye kadro verdik’ söylemi, bugün maalesef, belediye şirket işçileri ve genel idarelerdeki taşeron işçiler ile birlikte, sayıları yine 1 milyona yaklaşan mağdur işçi kesimini ortaya çıkarmıştır. Hâlihazırda kamuoyuna lanse edildiği gibi, kamuda kadro dışı kalan işçi sayısı 90-100 bin değil, belediye şirket işçileri ile birlikte 1 milyondur. Ve dolayısıyla, 4-5 milyon vatandaşı doğrudan ilgilendiren devasa bir mağduriyet ulu ortadadır.

TALEPLER

6 yıldır taşeron firmaların isim değiştirmiş biçimlerinde, yani belediye şirketlerinde, modern kölelik devam ettiğini belirten Doğan, ancak Türk-iş, Hak-iş ve Disk/Genel-iş, bu durum yeni ortaya çıkmış gibi kadro ve ilave tediye taleplerinde bulunmaya başladığına dikkat çekti.  

Doğan, 607 bin 999 Belediye şirket işçilerinin ve kamu taşeron işçileri adına talepleri şöyle sıraladı:

“1. NORM KADRO: 5393 Sayılı Belediyeler Kanunu'nun 49. Maddesi yeniden düzenlenmeli, belediyelerde hizmet üreten işçilerin çalışma statüsü Norm Kadro esaslarına göre düzenlenmeli, Norm Kadro sayıları revize ile artırılmalıdır.

2. TABAN ÜCRET: Sendikalar tarafından her ay açıklanan "Yoksulluk Sınırı," tüm belediye işçilerinin net taban ücreti olmalıdır.

3. İLAVE TEDİYE: Belediyelerde hizmet üreten tüm işçiler kamu işçisi olarak kabul edilmeli, 6772 sayılı kanuna göre, 52 günlük ilave tediye ayrım gösterilmeksizin her işçiye ödenmelidir. Ayrıca geriye dönük hakkedişlerimiz de teslim edilmelidir.   Belediyelerde çalışma barışı sağlanmalıdır.

4. İŞ GÜVENCESİ: Haksız, hukuksuz, keyfi şekilde işten çıkarmalara son verilmelidir. İş davaları "Bölge İdari Mahkemeleri’nde görülmeli, davayı kazanan işçi işine kesin suretle ve hemen dönmelidir. Dosya masraflarının ağır olması işten çıkartılan işçilerin hak aramasındaki en büyük engeldir. İşten çıkartılan her işçiye baro tarafından ücretsiz avukat sağlanmalı ve iş davaları dosya harçlarından muaf tutulmalıdır.

5. VERGİ ADALETİ: Toplu İş Sözleşmelerinde (TİS) paraya taalluk eden tüm mali ve sosyal haklar "Brüt" yerine "Net" olarak belirtilmelidir. Belediye işçileri "Gelir Vergisi" yükü altında ezdirilmemelidir. İşçiye vergi muafiyeti sağlanmalı ve vergiler işveren tarafından karşılanmalıdır. İşçi Ocak'ta ne kadar ücret alıyorsa Aralık ayında da aynısını almalıdır.

6. EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET: Belediyelerdeki kadın erkek eşitsizliği, kadın istihdamının arttırılması ile çözülecek kadar basit bir sorun değildir. Belediyelerdeki cinsiyetçi iş bölümü ve ücretlendirme son bulmalı, kadınların güvenceli ve güvenli çalışabilmeleri için şartlar yerine getirilmelidir. Belediye çalışanlarının çocukları için kreş hakkı, günün koşullarına uygun ve gerçekçi biçimde karşılanmalıdır. Doğum iznine ayrılan kadın işçiler, döndüklerinde işlerini kaybetme endişesi taşımak zorunda kalmamalı. Bunların dışında: 60 günlük sendikal ikramiye, haftalık 35 Saat çalışma, enflasyon oranında zam, refah payı, meslek primi, eşit yemek ve ulaşım ücreti, tayin hakkı verilmelidir.”

Doğan, belediyelerin ve belediye şirketleri yöneticilerinin, holding patronu gibi kâr elde etmeye çalışmalarının   hem azalan sayıda işçi çalıştırmaları hem de performans baskısında bulunmaları, iş kazalarının ve iş cinayetlerinin önünü açtığını da kaydetti. Tüm belediyelerde, işçi sağlığı ve iş güvenliğine uygun çalışma koşulları sağlanması gerektiğinin altını çizen Doğan, “ İş kazası durumunda, asıl işveren olan belediyenin sorumluluğu göz ardı edilmemeli, sorumluluğu taşeron şirkete ya da işçinin kendisine yıkma gibi tavırlardan kaçınılmalıdır. Belediyelerde oldukça yaygın olan meslek hastalıklarına karşı, uygun sayıda personel istihdam edilmeli; iş yükü hakkaniyetli biçimde dağıtılmalıdır” dedi.