Beritan Güneş: Rojava halklarının statülerine saygı duyulmalı

Rojava halklarının güven içinde yaşama hakkına sahip olduğunu ve statülerine saygı duyulması gerektiğini vurgulayan DEM parti Milletvekili Beritan Güneş, Türk devletini saldırılardan derhal vazgeçmeye çağırdı.

İşgalci Türk devleti ve bağlı çetelerin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarına karşı Kobanê sınırında başlatılan nöbet eylemi devam ediyor. Nöbet eyleminde yer alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Mêrdin Milletvekili Beritan Güneş, ANF’ye konuştu.

‘ROJAVA’DAKİ HAKİKATE SAHİP ÇIKIYORUZ’

Beritan Güneş, Rojava’ya yönelik saldırılara karşı Kobanê sınırında gerçekleştirilen yürüyüşe dair şunları söyledi: “Rojava’ya yönelik saldırılara karşı bir yürüyüş gerçekleştirdik. 22 gündür Nusaybin’de sürdürdüğümüz nöbet, bizim ve halklar için büyük bir anlam taşıyor. Yapay sınırlarla birbirinden ayrılmış olsa da Rojava’nın Bakur’dan hiçbir fark yoktur. Rojava’daki özgür yaşam ideali de acılar da Bakur’dakiyle aynıdır.

Bu sınırların halkların tarihsel bağlarını, akrabalık ilişkilerini ve ortak kaderini bölemediğine her gün bir kez daha tanık oluyoruz. Günlerdir süren nöbetimizle Rojava’daki hakikate ve direnişe sahip çıkıyoruz. Bugün de on binlerin katıldığı, büyük bir inanç ve kararlılığın olduğu yürüyüşümüzü gerçekleştirdik.

Bugünkü yürüyüş, Kürdistan’ın birçok şehrinden gelen insanların, Rojava dayanışmasının tüm Bakur’da olduğunu göstermesi açısından da bir kat daha anlam taşımaktadır. Nöbetin ilk gününden bu yana, bölgenin dört bir yanından insanlar burada, Rojava’yla dayanışma sergiledi. Çünkü bizler, Rojava ile ortak bir kaderi yaşıyoruz. Orada alınan her karar, buradaki halkı doğrudan etkiliyor.

Rojava halklarının güven içinde yaşama hakkına sahip olduğunu ve statülerine saygı duyulması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Bu saldırıları gerçekleştirenlerin derhal vazgeçmeleri gerektiğini belirtiyoruz. Barış ve kardeşlik, ancak halkların kendi kaderini tayin etme hakkına, halkların bir arada, eşit ve özgür yaşama umuduna duyulan saygıyla mümkün olabilir.”

‘ENTERNASYONALİST BİR DAYANIŞMA AĞI VAR’

Kürt halkının Rojava’ya sahip çıkmasının önemine vurgu yapan Beritan Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Rojava’da ortaya çıkan ve gerçekliğe kavuşan yeni yaşam modeli ile Rojava’ya dönük saldırılar, sadece orasıyla alakalı olmaktan çok öte bir anlama sahiptir. Rojava’daki yaşam, nasıl ki Ortadoğu’ya ve dünyaya halkların bir arada ve birbirleri üzerinde tahakküm kurmaksızın bir yaşamın örüleceğini gösteriyorsa, Rojava’ya dönük saldırılar da aslında bu özgür yaşam idealine yönelik saldırıları gösteriyor. Yani, Rojava’ya sahip çıkmak, aslında Ortadoğu’da ve dünyada devrim idealine, eşitliğe ve özgürlüğe sahip çıkmaktır.

O yüzden bugün dünyanın dört bir yanında enternasyonalist bir dayanışma ağı oluşmuş durumda. Ama bu yeterli mi dersek, elbette ki değil. Rojava Devrimi’ni hem ideolojik ve politik arenadaki manipülasyonlarla hem de küresel ve bölgesel emperyal güçlerin vekil güçlerinin fiziki saldırılarıyla boğma girişimleri yoğun bir şekilde sürerken, Kürdistan’da, Türkiye’de, tüm dünyada ‘Bijî Berxwedana Rojava’ sloganlarının daha fazla yükselmesi ve ‘Jin Jîyan Azadî’ felsefesinin yankılanması, her zamankinden daha acil görevler arasındadır. 

‘ROJAVA’NIN MİMARI SAYIN ABDULLAH ÖCALAN’DIR’

Rojava’da kurulan yaşamın mimarının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olduğunun da altını çizen Beritan Güneş, “Rojava’dan bahsettiğimizde, aslında Rojava’da kurulan yaşamdan, devrimden ve bu devrimin fikri mimarı olan Sayın Abdullah Öcalan’dan bahsediyoruz. Rojava Devrimi, 21’inci yüzyılda ‘tarihin sonunun geldiği’ tezlerini, tezin sahiplerinin dahi reddetmesine rağmen, hala dillerine pelesenk edenlere karşı Sayın Öcalan’ın demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigması üzerine inşa edilmiştir.

Ona karşı yürütülen tecridin kaldırılması, müzakere masalarının yeniden kurulması ve fiziki özgürlüğüne kavuşması hayati bir öneme sahiptir. Çünkü Rojava’daki model, sadece Ortadoğu’da değil, tüm dünyada halkların haklı mücadelesinin ve direnişinin bir örneği olarak dikkat çekmektedir.

Bugün bu yürüyüş ve nöbetle, Ortadoğu’daki savaşların son bulmasına vesile olacak bir çözüm paradigmasını bir kez daha hatırlatıyoruz. Bu da demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmadır” diye konuştu.