HAZİRAN ENFLASYON RAKAMLARI VE 9 YARGI PAKETİ
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) hafta başında enflasyon rakamlarını açıkladı. TÜİK verilerine göre, haziran ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 71,6 oranında arttı. Bu artış memur ve emekli maaşlarını da yakından ilgilendiriyor. Haziran ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla memur ve emeklilerin alacağı 6 aylık enflasyon farkı da buna bağlı olarak belli oldu. Rakamlara göre, SSK ve BAĞ-KUR emeklileri yüzde 24,73 oranında, memur ve memur emeklileri ise yüzde 19,31 oranında maaş farkı alacak. KESK 6 aylık enflasyon farkını protesto ederken temmuzda asgari ücrete de zam gelmeyeceği artık kesinleşti. Enflasyon oranları çerçevesinde her gün temel ihtiyaçlara gelen zamlar artarken ücretler ise eriyor.
ANF’ye konuşan KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, iktidarın emekçilerin ümüğünü sıkmak için harıl harıl çalıştığını ifade ederek, bu yazın memurlar için de mücadeleyle geçeceğini söyledi.
TÜİK’İN SEPETİ DEVLET SIRRI OLDU
Sevgi Yılmaz ilk olarak hafta başında açıklanan TÜİK’in enflasyon rakamlarını şu ifadelerle eleştirdi: “TÜİK’in sepetiyle bizimki aynı değil diyoruz her zaman. Bu malzemeleri nereden alıyorlar? TÜİK'in önünde dediğimiz gibi, neye göre enflasyona karar veriyor ve nereden alışveriş yapıyorlar? Söylesinler bize, biz de oralardan alışveriş yapalım. Bir enflasyon sepeti var ama o sepette neler olduğu devlet sırrı haline geldi. Bu kabul edilemez bir şeydir. TÜİK devletin bir kurumudur, siyasi bir partinin komisyonu falan değildir. Dolayısıyla halka, yurttaşlara, emekçilere doğru bilgi vermekle yükümlüdür. TÜİK bunu açıklamayarak görevini kötüye kullanıyor. Örneğin ENAG da başka açıklamalar yapıyor. Artık ENAG ile TÜİK'in arasındaki makası hesaplayamıyoruz bile ama ENAG'ın enflasyonu bizim enflasyonumuza daha yakın. Pazara, çarşıya, alışverişe vesaireye gittiğimizde ödediğimiz paralar üzerinden biz biliyoruz zaten. TÜİK kimi kandırıyor? 80 milyon zaten ne yaşadığını biliyor bu ülkede. Emekçilerin nasıl bir sefalet yaşadığını biliyor.
Siyasi iktidarın, emekçilerin gerçek sorunlarının üstünü örtmek için geliştirdiği bir oyun bu. Kendisi de net olarak yaptığını açıklayamıyor aslında. Açıklayamadığı için böyle dayanaklar yaratıyor ve devletin kurumlarını bunun için kullanıyor. Bu anti- demokratik bir yedeklenme halidir.”
MEHMET ŞİMŞEK PROGRAMI BUNUN ZİRVESİ OLDU
Ekonomik programların sermayeye kaynak aktardığını dile getiren KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, tüm bu programların aynı olduğunu söyledi. Sevgi Yılmaz, “Yıllar önce Derviş programı vardı ve aslında IMF programıydı, sonra Nebati programı geldi. Yani her gelen bir program koyuyor önümüze. Ama koydukları o programdan çıkan sonuç aynı. Mehmet Şimşek programı bunun zirvesi oldu. Hepsinin özünde emekçileri yoksulluk, sefalet içinde bırakıp sermayeye kaynak aktarılması var. Şimdi yeni vergi paketlerini tartışıyoruz neredeyse aldığımız nefese bile vergi alınıyor. Ülkenin ekonomi bakanı diyor ki aslında asgari ücret düşük değil. Türkiye'de asgari, yani en alt sınırdan verilen ücret milyonlarca insanın ücreti olmuş durumda. Tabii Maliye Bakanına göre bu ücret düşük olmayabilir. Ama bunu bir de gidip asgari ücretle geçinene ki öğretmenlere dahil olmak üzere, açlık sınırının altında ücretlerle çalışana sorun bakalım düşük mü değil mi?” dedi.
İKTDAR EMEKÇİLERİN ÜMÜĞÜNÜ SIKMAK İÇİN HARIL HARIL ÇALIŞIYOR
Sevgi Yılmaz, ayrıca özellikle 9’uncu yargı paketiyle yapılmak istenen değişikliklere de değindi. Bu yazın memurlar için de mücadele açısından sıcak geçeceğine işaret eden Sevgi Yılmaz, şunları ekledi: “Halihazırda mecliste bir Öğretmen Meslek Kanunu (ÖMK) getirildi, ki öğretmenlerin itibarını yok eden, onları her türlü saldırıyı açık hale getiren bir düzenleme. Karşımızda ÖMK ile üniversitenin verdiği eğitimi çöpe atan bir Milli Eğitim Bakanı var. Ben eğitim akademileri açacağım, orada öğretmenleri yeniden eğiteceğim diyor. ÖMK ilk çıktığında sınav yaptıklarında biz bunu tartışmıştık ve sonra sınavdan vazgeçtiler. Şimdiyse sınavdan vazgeçip bunu dayatıyorlar.
Meclis aslında normalde bu tarihlerde tatile çıkıyordu ama harıl harıl çalışıyor. Yani iktidar emekçilerin ümüğünü sıkmak için, onlara daha sefil, daha yoksul bir hayata mahkûm etmek için harıl harıl çalışıyor parlamentoda. KESK olarak toplumun diğer kesimleriyle birlikte ama özellikle sendikalara çağrı yapıyoruz. İşçi sendikalarına da, memur sendikalarına da çağrı yapıyoruz. Bu yaz parlamento nasıl harıl harıl çalışıyorsa bizim de bu yaz gerçekten artık açlık, yoksulluk ve sefalete itiraz etmemiz gerekli, bu artık onur mücadelesi haline geldi. Bu yaz memura çok sıcak geçecek o yüzden bu mücadeleyi yükseltmeye kararlıyız.”