HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Milletvekili Musa Piroğlu, Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası kapsamında Gazi Mezarlığında yapılan anmaya katıldı.

Buldan, buradaki konuşmasında şunları söyledi:

"17-31 Mayıs tarihleri Türkiye ve dünyada Kayıplara Karşı Mücadele Haftası olarak ilan edilmiş. Binlerce kaybın ve faili meçhul cinayetin olduğu, yargısız infazların yapıldığı bu coğrafyada, bu haftayı etkinliklerle anmak ve kayıplarımıza sahip çıkmak hepimizin görev ve sorumluluğudur.

Bugün burada, bu mezar başında Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un şahsında bütün kayıplarımızı anmak istiyorum. Türkiye’de hakikat ve adalet mücadelesi hiçbir zaman bitmedi, bitmeyecek. Bu iki yoldaşımızın 28 yıldır faillerinin hala yargılanmamış olması elbette bizim mücadelemizi daha da büyütmemiz gerektiğini, bu mücadeleyi omuz omuza bütün dostlarla ve demokrasi güçleriyle büyütmemiz gerektiğini bizlere göstermektedir. Bugün Türkiye’de bu kadar fazla faili meçhul cinayet yaşanmışsa, kayıplar ve yargısız infazlar varsa bu, ülkeyi yönetenlerin ve karar alanların sorumluluğudur.

Ne yazık ki ortada cinayet olmasına rağmen fail yok, failler olmasına rağmen yargılama yok. Korunan kollayan, cezasızlık politikasından yararlandıran bir sistem var. Bu aynı zamanda devlet politikasına dönüşmüş durumdadır. 2023 yılında olsak da zihniyetin 90’larla aynı olduğunu hepimiz görüyoruz. Ve haftalardır Cumartesi İnsanlarının Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemine izin vermeyen, her defasında onları gözaltına alan bu iktidar, kurmuş olduğu karanlık ittifakı, bu zihniyeti bir kez daha devam ettirme ve bu karanlık döngüyü devam ettirme kararlılığında olduğunu bizlere gösteriyor.

Bugün bu ülkede adalet ve hakikat mücadelesi veren milyonlarca insan var. Bu insanları engellemek aynı zamanda bu ülkede demokrasiyi engellemektir. Hakikati ve adaleti engellemektir. Ancak ne pahasına olursa olsun, adalet ve hakikat mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ilan etmek istiyorum.

'KAYBEDENLER KAYBEDECEK!'

Bu faşizmin karşısında dik durmak ve bu mücadeleyi büyütmek hepimizin görevidir. Önümüzde bir fırsat var. Aydınlık ile karanlık arasında tercih yapabileceğimiz son bir fırsatımız var. Faşizm ile demokrasi arasında tercih yapacağımız bu fırsatı 28 Mayıs’ta hepimiz özenle ve önemle ele almak durumundayız. 28 Mayıs’taki ikinci tur seçimlerde faşizmi göndermek ve demokrasiye kazandırmak üzere hareket etmemiz ve bu anlamda hepimizin sandıklara gitmemiz, faşizme kaybettirmemiz açısından önemli olacaktır. Ben Türkiye kamuoyuna, kayıp yakınlarına, failli meçhul yakınlarına seslenmek istiyorum. Hasan’ın mezarında şöyle yazıyor. Şili’de, Arjintin’de, öteki ülkelerde kaybedenler kaybetti. Türkiye’de de mutlaka ama mutlaka kaybedenler kaybedecek."