Canan: Kayyum rejiminin halkta bir karşılığı yok

Colemêrg Baro Başkanı Ergün Canan, görevi gasp edilen Mehmet Sıddık Akış’ın hapsedilmesinin hukuki değil siyasi olduğunu vurgulayarak, “Kayyum rejiminin halkta bir karşılığı olmadığı 31 Mart seçimlerinde açıkça görülmüştür” dedi.

COLEMÊRG BELEDİYESİ'NİN GASP EDİLMESİ

31 Mart yerel seçimlerinde hezimete uğrayan AKP, Kürt halkının iradesini yine gasp ederek, bu rejimde seçme ve seçilme hakkının göstermelik olduğunu gözler önüne serdi. Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisinin yenilgisinden sonra, “Milletin muazzez iradesi üstünde hiçbir güç tanımıyoruz, şimdiye kadar milletimizin takdirini baş tacı etmekten, tebrik ve kabul etmekten, milletin iradesine boyun eğmekten geri durmadık” konuşması, söz konusu olan Kürt halkının iradesini gasp etmek olunca hiçbir geçerliliği kalmadı. Colemêrg Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış, KCK adı altındaki siyasi soykırım davası gerekçe gösterilerek hukuksuz bir şekilde görevinden alındı, belediyeye el konuldu hem de alelacele yapılan bir son duruşmayla 19 yıl 6 ay hapse çarptırıldı. Bu işgale karşı Kurdistan’ın dört bir yanında sokaklara inen Kürt halkı bir kez daha, halka rağmen yapılan her hamlenin ters tepeceği mesajını verdi. 

‘HUKUKİ DEĞİL SİYASİ’

Bu siyasi darbeyi ANF’ye değerlendiren Colemêrg Baro Başkanı Ergün Canan, Mehmet Sıddık Akış’a alelacele verilen cezanın hukuki değil tamamen siyasi olduğunun altını çizdi. Yüksek Seçim Kurulu’nun Mehmet Sıddık Akış’ın belediye başkanı olmasının önünde hiçbir engel görmediğini ve seçim sonrası da mazbatasının verildiğini hatırlatan Canan, Akış seçildikten sonra hakkında 2014'te açılan ve bugüne kadar sürüncemede bırakılan bir dosyanın bir anda hızlandırılması, 1 ay içerisinde dosyadaki eksikliklerin tamamlanıp mütalaa çıkarılması ve akabinde de cezalandırılmasının hukuken bir izahının olmadığını vurguladı. 

‘DOSYANIN DÜŞMESİ LAZIM’

Söz konusu dosyada da hukuka uygun bir delil bulunmadığına işaret eden Canan, birkaç telefon tapesi ve gizli tanık dışında Akış’ın ceza almasına sebep verecek hiçbir delil olmadığını belirtti. İddianameyi hazırlayan savcının da FETÖ’den firarda olduğunu hatırlatan Canan, “İçi boş, hukuki dayanağı olmayan ve savcılarının dahi şüpheli olduğu bu dosyanın normalde düşmesi gerekiyor. O nedenle verilen bu cezanın istinaftan döneceğini düşünüyorum” dedi. 

‘YASALAR EŞİT UYGULANMIYOR’

Dava Yargıtay’da sonuçlanmadan verilen cezanın kesin hüküm de sayılamayacağını dile getiren Canan, her ne kadar hukuksuzluğa kılıf uydurmak için İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanmış bir genelge varsa da Belediye Kanunu’nun 45. maddesine göre Akış’ın alelacele görevden alınmasının kanuni olmadığını vurguladı. Yasaların eşit uygulanmadığını belirten Canan, batıda görevden alınan belediye başkanlarının yerine mülki amirin değil, belediye meclisi içinde yer alan bir kişinin başkanvekilliğine seçildiğine ama bu uygulamanın Colemêrg için geçerli sayılmadığına işaret etti. 

‘AÇIKÇA HALKIN İRADESİNİ HİÇE SAYIYORLAR’

Colemêrg’de üçüncü kez halkın iradesinin gasp edildiğini belirten Canan, “Bu da açıkça halkın iradesinin hiçe sayılması anlamına geliyor. Halka, ‘Ne olursa olsun biz sizin iradenizi tanımayacağız, yasaları ve kanunları kendimize göre uygulayacağız’ mesajı veriliyor. Ama kayyum politikasının ve rejimin halkta bir karşılığı olmadığı da 31 Mart seçimlerinde çok açık görülmüştür” dedi.