Cumartesi Anneleri: Son kaybımızı bulana kadar mücadelemiz sürecek

Cumartesi Anneleri, gözaltılara tepki göstererek, "Son kaybımıza kadar adalet arayışımız sürecek" dedi.

Cumaresi Anneleri, eylemlerinin 28'inci yıl dönümünde Galatasaray Meydanı’nda polisler tarafından gözaltına alındı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, gözaltına alınan kişilere dair dernek binasında basın toplantısı düzenledi.

Konuya ilişkin açıklama yapan komisyon üyesi Şevin Çelik, "28 yıldır söylüyoruz: Devletin zorla kaybetme politikası kişinin yok edilmesi ile sınırlı kalmaz. İşlenen suçu ispatlayacak izlerin ve tüm kanıtların yok edilmesi ile devam eder. Bu yüzden suça ve geçmişe işaret eden her türden söz ve eylem yasaklama ile karşı karşıya kalır" dedi.

Gerçekleştirdikleri eyleme ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin, “müdahale, engelleme ve gözaltı yapmanın hukuka aykırı olduğu” kararını hatırlatan Çalışkan, “Hukukun, iktidar ve idare üzerindeki mutlak üstünlüğü yok sayılıyor. AİHM'e göre mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne götürme ve aynı zamanda mahkemece verilen kararın uygulanmasını isteme haklarını da kapsar. Dolayısıyla kesinleşmiş ve bağlayıcı bir AYM kararının yerine getirilmemesi, davaya konu ihlalin devam etmesi yanı sıra, mahkemeye erişim hakkının da ihlalidir. Kısacası hukukun reddidir, keyfiliğin hükümranlığıdır” dedi.

ANNELERİN TALEPLERİ

Cumartesi Anneleri olarak bu keyfiliği kabul etmeyeceklerinin altını çizen Çelik, taleplerini şöyle sıraladı:
“*Gözaltında kaybedilenlerin akıbetleri açıklansın.
 
* Gözaltında kaybetme suçunun failleri üzerindeki cezasızlığa son verilsin; adalet sağlansın.
 
* Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin.
 
* Türkiye, imzalamaktan kaçındığı Birleşmiş Milletlerin Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme’yi imzalasın, onaylasın ve uygulasın.
* Galatasaray’daki keyfi yasağa son verilsin.”

'ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Toplantıda 1995 yılında kaybettirilen Hasan Ocak’ın abisi Hüseyin Ocak söz aldı ve şöyle dedi:
“Bizim için adaletin sağlanması bir kaç kişinin yargılanması değil, yaşadığımız bu coğrafyada bir daha gözaltında kayıp yaşanmaması isteğimiz ve mücadele kararlılığımızdı. Ama görüyoruz ki devlet kendi geçmişiyle yüzleşeceğine tam tersi sessimizi kısmaya çalıştı. Özellikle 2018 yılında 700’üncü haftamızda büyük bir baskıyla yakınlarımız gözaltına alındı. Düşüncelerimizi ifade etme özgürlüğümüz elimizden alındı. Son kaybımız kalıncaya kadar mücadelemiz devam edecek."
Kayıp yakını Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun, "Dönemin Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı olan Erdoğan bizi çağırıp ‘sizin sorunuz benim kabinemin sorunudur’ diyen kişi, şimdi bize Galatasaray Meydanı'nı yasaklıyor. Galatasaray Meydanı bizimdir, bizim kalacak. Cumartesi Anneleri'nin heykeli Galatasaray Meydanı’nda dikilecek.  Ya bize bir mezar taşı göstereceksiniz ya da annelerin heykelini oraya dikeceksiniz. Biz sesimizi Galatasaray Meydanı’ndan dünyaya duyurduk. Biz Berfo Anne başta olmak üzere tüm annelere söz verdik. Son kayıplarımız  buluncaya kadar biz bu mücadeleden vazgeçemeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Bingöl’de 18 Eylül 1980 yılında 'kaybedilen' Hüseyin Morsümbül’ün yengesi Ayten Morsümbül ise şunları söyledi:
"Hüseyin, yemek yerken annesinin gözleri önünde götürüldü ve bir daha geri gelemedi. Annesi oğlunu ararken yaşamını yitirdi. Biz asla Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceğiz. Gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın.”