DEM Parti’ten 1 Mayıs gözaltılarına tepki: İçişleri Bakanı suç işliyor
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu, 1 Mayıs gerekçesiyle yapılan baskılar son verilmesini, gözaltına alınanlar ve tutuklananların serbest bırakılmasını istedi.
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu, 1 Mayıs gerekçesiyle yapılan baskılar son verilmesini, gözaltına alınanlar ve tutuklananların serbest bırakılmasını istedi.
Yazılı bir açıklama yapan DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu, gözaltı ve tutuklamalara tepki göstererek, ‘’İstanbul Valisi ve İçişleri Bakanlığı’nın bu tutuklamalara zemin hazırladığı ve emek mücadelesine karşı işlenen suçta birinci derecede sorumluluk üstlendiğini’’ kaydetti.
DEM Parti, ‘’Bütün dünyada bayram havasında kutlanan 1 Mayıs, ne yazık ki Türkiye’de bu yıl da iktidarın yasaklamalarına ve saldırılarına maruz kalmıştır. Emek mücadelesinin vazgeçilmezi olan 1 Mayıs’ta, birlik, mücadele ve dayanışma gününü kutlamak için bir araya gelen, anayasal haklarını kullanmak isteyen binlerce işçi ve emekçinin önünü hukuksuz bir şekilde barikatlarla, TOMA’larla kesen, tüm İstanbul’u abluka altına alan siyasi iktidar baskı, gözaltı ve tutuklamalarla emek düşmanı olduğunu bir kez daha göstermiştir’’ dedi.
Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı: ‘’Taksim’i 1 Mayıs kutlamalarına ve anmalarına kapatan yasağı kaldıran AYM kararına rağmen Saraçhane’den dünyaya yansıyan görüntü iktidarın yasakçı zihniyetini ve polis devleti uygulamalarını göstermiş, ülkenin katı bir tecrit altında olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Saraçhane’den Taksim’e çıkan bütün yolları darbe görüntüleriyle kapatan, 1 Mayıs'ı kutlamak isteyenlere karşı orantısız polis şiddetiyle cevap veren iktidar, aralarında işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin olduğu onlarca kişiyi darp ederek gözaltına almıştır. İktidarın emekçilere yönelik 1 Mayıs hırsı ve kini 1 Mayıs günüyle de sınırlı kalmamış 2 Mayıs sabaha karşı ev baskınları ile devam etmiştir. Bu sabah yapılan 1 Mayıs operasyonları ile birlikte şimdiye kadar 200’ün üzerinde kişi gözaltına alınmış ve 38’i tutuklanmıştır. Gözaltı ve tutuklamalara, İbrahim Kaypakkaya gibi devrimci önderlerin posterlerinin taşınması, Filistin'le dayanışma eylemlerine katılmak gibi gerekçeler gösterilmiştir. 68 Devrimci mücadelesinin önderleri bu ülkenin onurudur, onların eşitlik ve özgürlük isteyen fikirlerini savunmak, posterlerini taşımak asla suçlama konusu yapılamaz. Ayrıca Filistin'le dayanışma eylemlerinin gözaltı ve tutuklama için suçlama konusu yapılması AKP’nin ikiyüzlülüğünün tipik bir göstergesidir.
Bir kez daha buradan altını çiziyoruz. 1 Mayıs emeğin, uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Dünyanın her yerinde 1 Mayıs, emekçilerin kendilerinin belirledikleri en merkezi alanlarda kutlanmaktadır. Taksim Meydanı emek mücadelesinin merkezidir, 1 Mayıs 1977 katliamında yitirdiklerimizin anma ve emek mücadelesinin tarihi hafıza mekanıdır. Taksim'de 1 Mayıs kutlamak anayasal haktır. Bu hakkın engellenmesi suçtur. İktidar giriştiği gözaltı, hukuksuz tutuklamalarla işlediği suçu örtbas edemediği gibi, suçunu daha da arttırmıştır. İstanbul Valisi ve İçişleri Bakanlığı bu tutuklamalara zemin hazırlamış ve emek mücadelesine karşı işlenen suçta birinci derecede sorumluluk üstlenmiştir.
Bu hukuksuzluğu asla kabul etmiyoruz, emek mücadelesinde işçi sınıfının yanında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. 1 Mayıs'ı, Taksim’i ve meydanlarda hak arayışlarını sürdüren ve hakları için mücadele eden işçiler, emekçiler, kadınlar, gençlerle birlikte mutlaka kazanacağız.’’