DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonu Eş Sözcüleri Yüksel Mutlu ve Mahfuz Güleryüz tarafından yapılan yazılı açıklamada, “45 yıl önce 19-25 Aralık 1978 tarihleri arasında Maraş’ta Alevilere, Kürtlere ve solculara yönelik gerçekleşen katliamda resmi rakamlara göre 105, katliam tanıklarının aktarımlarına göre yüzlerce can yaşamını yitirdi, binlercesi yaralandı, evlatsız, anasız, babasız, kardeşsiz kaldılar. Yüzlerce ev ve işyeri talan edildi. Maraş’ta yaşanan kıyımdan sağ kalanlar ise baskı altında göçe zorlandı. Bu kıyım sonucunda demografik yapısı değiştirilen Maraş önemli oranda Alevisizleştirildi. Bu topraklar, aradan geçen bunca zaman içinde Alevilerin güven ve huzur içinde yaşayabildikleri bir ülke haline gelmedi” denildi.
YÜZLEŞİLMEDİ
Katliamın arkasındaki güçlerin açığa çıkarılmak bir yana, üzerinden geçen 45 yılda arkasındaki güçlerin devletin derinliklerine indiğine işaret edilen açıklamada, şunlar belirtildi: “Derin devlet organizasyonu olan bu katliamın arkasındaki güçler açığa çıkarılmadı. Siyasi ve fiili sorumluluğu bulunan katliamın planlayıcıları tüm delillere rağmen yargılanmadılar. Maraş katliamı davası mağdurlarının 3 avukatı faili meçhul cinayetlerine kurban gitti. Bu katliamın faili olarak müebbet cezası alan caniler dahil yargılanan katillerin tamamı salıverildi. Bugün halen Alevilerin katledildikleri yerde Maraş'ta yakınlarını anmasına bile izin verilmemektedir. Maraş'ta olduğu gibi bugün halen memleketin birçok yerinde Alevi nefretinin bir sembolü olarak evleri işaretlenmeye, tehdit edilmeye devam edilmektedir. Katliamın üzerinden 45 yıl geçti, ancak uzantıları devletin derinliklerine inen güçler tam olarak açığa çıkarılmadı. Yaşanan acılarla yüzleşilmedi, katliamda yakınlarını kaybedenlerden özür dilenmedi.”
DEVLET ÖZÜR BORÇLUDUR
Açıklamanın devamında şu ifadeler kaydedildi: “Adaletin yerini bulması için devlet başta Aleviler olmak üzere bu katliamın kurbanı olan tüm kesimlere karşı bir özür borçludur. Maraş'ta katledilen canların birçoğunun cesetleri yığınlar halinde toplu mezarlara gömüldüğünden, ailelerin bugün halen başlarında acılarını yaşayacakları mezar yerleri bile yoktur. TBMM bünyesinde kurulacak Hakikat ve Adalet Komisyonu, Maraş Katliamı ve tarihimizdeki tüm insan hakları ihlallerini ve insanlık suçlarını aydınlatmak için önemli bir adım olacaktır.
AKP-MHP iktidarı ve Meclis çoğunluğu, bu katliamın gerçeklerinin ortaya çıkarılmasını engellemekten vazgeçmelidir. Türkiye, geçmişindeki utançlarla yüzleşmeden, Aleviler, Kürtler ve bu toprağın zenginlikleri olan tüm azınlıklara karşı işlenmiş katliam ve tertipler açığa çıkarılmadan, sorumluları tarih karşısında mahkûm edilmeden demokratikleşemez.
Yeni katliamlar yaşamamak için, Maraş’ın unutturulması yönündeki girişim ve çabaları asla kabullenmeyeceğiz. Maraş’ta yakınlarını yitirilen canlarımızın her daim yanlarında olmaya devam edeceğiz. Maraş’ta yitirilen canların acısını içimizde yaşıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.”