DEM Partili gençler: Barışın yolu İmralı’dan geçer

DEM Parti Gençlik Meclisi üyeleri, tecrit ve açlık grevlerini değerlendirerek, karşısında güçlü bir örgütlenmenin açığa çıkması gerektiğini belirtti. Gençler, “Bugün hepimiz tecrit altındayız” diyerek, İmralı’da tecridin son bulmasını istedi.

İmralı Adası’nda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük ağırlaştırılarak sürdürülen tecrit, toplumun her kesimine sirayet ederken, Kürt halkı İmralı’dan gelecek bir haber bekliyor. Zindanlarda başlayan açlık grevinin ardından, tutsak annelerinin başlattığı Adalet Nöbetleri ise birçok kentte devam ediyor. Özellikle gençler ve kadınlar tecridin sonlandırılması için çağrılarda bulunurken, DEM Parti Gençlik Meclisi üyeleri de tecridi değerlendirerek, örgütlenme çağrısında bulundu. 

BARIŞIN YOLU İMRALI’DAN GEÇİYOR

Gençlik Meclisi üyesi ve üniversite öğrencisi Sozdar Aydın, tecridin bugün tüm topluma ve özelde gençlere sirayet ettiğini, gençliğin yoğun bir baskı altında olduğunu vurguladı. Sozdar, başta gençler olmak üzere her kesimin tecride karşı direnmesi gerektiğini belirterek, “Bugün tecrit sonlanmazsa bu topraklara barış gelmez. Barışın ve adaletin yolu İmralı’dan geçiyor. Bölgede gençlere dönül yoğun özel savaş politikaları yürütülüyor. Bu politikalarla gençler fuhuşa, uyuşturucuya, hırsızlığa, çeteciliğe yönlendiriliyor. Gençlerin geleceği karartılmak isteniyor. Biz gençler olarak bu karanlığa karşı aydınlığa çıkmak istiyoruz. Tüm bu baskı ortamından kurtulabilmemiz için tecridin sonlandırılması ve İmralı ile görüşmelerin sağlanması gerekiyor” ifadelerine yer verdi. 

KURDİSTAN’IN HER YANI TECRİT ALTINDA 

Sozdar, açlık grevinde olan tutsakları ve Adalet Nöbeti’nde olan anneleri de selamlayarak, “Bugün ortak bir mücadele ve ortak bir direnişle tecridi parçalayabiliriz. Baskı ortamını ortadan kaldırmamız mümkün ama bunun için önce gür bir ses çıkarılmalı. Annelerin barış talebi duyulmalı. Bu talebe sessiz kalınmamalı. Tecrit bir insanlık suçudur ve hiçbir yasada karşılığı yoktur. Bugün Kürdistan’ın her yanı tecrit altında. Halkımız, doğamız, taşımız, toprağımız, evimiz ve hatta fikirlerimiz bile tecrit altına alınmaya çalışılıyor. Buna izin vermemeliyiz. Biz tüm tutsaklara özgürlük istiyoruz. Halkımız için özgürlük istiyoruz. Topraklarımız için özgürlük istiyoruz” diye belirtti. 

GENÇLER GEÇMİŞİNDEN VE GELECEĞİNDEN KOPARILIYOR

Meclis üyesi ve Hukuk Fakültesi öğrencisi Bager Mervan, tecridin dünyada bir örneğinin olmadığının altını çizerek, “Tecridin açıklanabilir hiçbir hukuki boyutu yok. Bunun hiçbir yasada karşılığı yok. Tecrit bir suçtur. Hiç kimseyi toplumdan soyutlayarak bir adada tutamazsın. Biz gençler olarak bu tecridi kabul etmiyoruz ve karşısında örgütlenmemiz gerektiğini söylüyoruz. Bu hukuksuzluğa göz yumulmamalı. CPT görüşmeler yapıyor ancak bir bilgilendirme yapmıyor, halkın kaygılarını gidermiyor. Tüm Kürt kentlerinde özel savaş politikaları yürütülüyor. Gençler uyuşturucuyla hipnoz ediliyor ve toplumdan koparılıyor. Gençler asimilasyonla kültüründen, geçmişinden ve geleceğinden koparılıyor. Buna karşı örgütlenmekten ve birlikte hareket etmekten başka yolumuz yok. Tecride ve özel savaş politikalarına karşı daha fazla örgütlenmeli ve daha fazla ses çıkarmalıyız. Cezaevlerinde açlık grevine başlayan tutsakların buradaki sesi olmalıyız” dedi.