Demirtaş: Zulme karşı direniş meşrudur ve direneceğiz

Kobanê Davası’nın duruşmasında konuşan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Biz direniyoruz; hapiste direniyoruz, parlamentoda direniyoruz. Zulme karşı direniş haklıdır, meşrudur" dedi.

18’i tutsak 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası'nın duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki salonda devam etti., 

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, DEM Parti Hukuk Komisyonu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ile çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.   

Tutsak siyasetçilerden Sebahat Tuncel, Aynur Aşan, Günay Kubilay, Bülent Parmaksız, Ali Ürküt ve Nazmi Gür, duruşma salonunda yer alırken, farklı cezaevlerinde tutuklu bulunan siyasetçiler ise Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. 

Selahattin Demirtaş, taziyeleri kabul ederek, herkese teşekkür etti, “Savunmamı okuma yazması olmadan alın teriyle 7 çocuğu yetiştiren babama, Tahir ustaya ve bütün anne babalara ithaf ediyorum” dedi. 

Ülkede ve dünyada siyasetin etkisinin azaldığını ifade eden Demirtaş, buna karşın Kürt siyasetçiler olarak siyasetin değiştirici gücünü öne çıkarmaya çalıştıklarına değindi. 
“Biz tarihi gerçekleri ne unutacağız ne de unutturacağız” vurgusu yapan Demirtaş, “Bu dava vesilesiyle bir kez daha gerek insanlık tarihinin, gerek halklarımızın tarihinin bir kez daha gün yüzüne çıkması için elimizden geleni yapacağız" dedi. 

Demirtaş, şunları belirtti: 

"Doğada sadece güçlüler ayakta kalıyor. Hani kültür icat etmiştik; ona ne oldu? Ahlak, erdem; onlara ne oldu? Kültüre göre haklı olan biziz. Sizin ve benim mensup olduğumuz devlet bizim anavatanımızı zorla işgal etmiş. Erdemlilik anlaşmasını bozan devlettir, burada bir suçlu aranacaksa o biz değiliz, biz bunun mağduruyuz. 

(...) Din uğruna, inanç uğruna birbirini kesmeyen kalmadı. IŞİD’lilere sorun bakalım, İslam adına tam olarak neyi biliyorlar. Ya da sokağa dökülen linç güruhlarına, genel merkezimizin önüne gidip sarı torba bırakan gruplara bir sorun bakalım, uğruna uğraştıkları dinin ve kimliğin ne kadar farkındalar. Farkında değiller, bunlar sadece karnını doyuran, neslini sürdürmeye çalışan gruplardır. Homo sapiens bunlar. Kültürle alakaları yoktur. Erdemlilik sözleşmesi bozulmuşsa bir arada yaşamanın imkânı yoktur ki onu bozan biz değiliz. 

Biz sadece halkımızın onurunu, kimliğini savunduk, kendi topraklarında insanca yaşama hakkını savunduk. Vatan bizim, toprak bizim, emek bizim. Ankara’yı mı işgal ettik? Gelip orada halkın dilini kültürünü inancı mı yasakladık? Türkler işgale karşı çıktılar mı? Yunanlar, İngilizler, Bizanslılar vardı, Türkler buna karşı direndiler. Kürtler direnince neden terörist oluyor?" 

'KÜRTLER İTAAT ETMEYECEK' 

Demirtaş, Kürt ve Türk halklarının tarihsel ilişkilerine değindi. 

"80 darbesi henüz bitmiş değildir, 80 darbesi bütün kurum kuruluşları ve zihniyeti ile devam ediyor” vurgusunda bulunan Demirtaş, şunları da söyledi: 

"Biz direniyoruz, hapiste direniyoruz, parlamentoda direniyoruz. Zulme karşı direniş haklıdır, meşrudur. Gece gündüz Gazze için direniş çağrısı yapıyorsun. Hilafet çağrısı yapıyorsun, o niye suç değil, biz özerklik isteyince niye suç! 

Kürt sorununun bir tek çözüm yolu var, Kürdün olduğu gibi kabul edilmesi. 
Biz Kürtler olarak itaat etmiyoruz. Birlikte yaşamaya varız ama bu zihniyete karşı sonuna kadar direneceğiz." 

Duruşma yarın saat 10.00’da Demirtaş’ın savunmasıyla devam edecek.