HDP Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecride tepki gösterdi. Öcalan'ın barış çağrısı yapmasından 1 gün sonra devletin kayyumlar ile cevap verdiğine dikkat çeken Sürücü, "Barışa cevap gasplar oldu. Barışa cevap yeniden tecrit oldu. O günden bu yana yine ne ailesi, ne de avukatları kendisi ile bir görüşme sağlayabilmiş değildir. Bu süreçte de savaş derinleştirildi. 2013 yılından 2015 yılına kadar bu topraklarda barış ve huzur dolu günler yaşandı.

Bu dönemki görüşmelerin muhatabı da Sayın Öcalan’dı. Öcalan ile demokratik çözüme dönük görüşmeler kesilip, Öcalan üzerinde tecrit konulduğunda ise Türkiye’de bir kaos dönemi başlamış oldu. Türkiye birçok politikasında tıkanıklıklar yaşamaya başladı. Bu gün de bu tıkanıklıklar devam ediyor. Sayın Öcalan sadece Türkiye için değil, tüm Ortadoğu için yeni bir umut ışığı olmuştur. Bunun analizlerinin iyi yapılmış olması gerekmektedir. Bunun için de uzun süre Öcalan üzerinde ciddi ve çok kötü bir tecrit politikası işleme konuldu" dedi.

Öcalan’ın ne ailesi ile ne de avukatları ile bir görüşme sağlayamadığını tekrardan hatırlatan Sürücü, "Ne zaman ki DTK Eş Sözcüsü ve HDP Hakkari Milletvekili Sayın Leyla Güven arkadaşımız öncülüğünde büyük bir açlık grevine geçildi, tecrit de kırılmaya başlandı. Bu tecridi kırmak için 9 yurttaşımız yaşamını yitirdi, yüzlerce tutsakta da kalıcı hasarlar meydana geldi. Tüm bunların sonunda Sayın Öcalan ailesi ve avukatları ile görüşme gerçekleştirdi. Ama tüm süreci genel olarak ele aldığımızda ne yazık ki tecridin tam anlamıyla kırıldığını söyleyemiyoruz. Defalarca yapılan başvurulardan sonra kesik kesik de olsa görüşmeler kısmen var, ama istenilen düzeyde değil" diye konuştu.

KALICI ÇÖZÜM İÇİN ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLMESİ ŞART

Öcalan’ın düzenli bir şekilde ailesi ve avukatları ile görüşmesi gerektiğini vurgulayan Sürücü konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Bir önceki görüşmede Sayın Öcalan avukatlarına önemli açıklamalarda bulunmuştu. Ben barış için hazırım demişti. 1 hafta içerisinde barışı getirebileceğini söylemişti. Ama Öcalan’ın İmralı’dan bu açıklamayı yaptığı günün ertesinde ne oldu, devlet barış çağrısına kayyumlar ile cevap verdi. Barışa cevap gasplar oldu. Barışa cevap yeniden tecritler oldu. O günden bu yana yine ne ailesi ne de avukatları kendisi ile bir görüşme sağlayabilmiş değildir. Bu süreçte de savaş derinleştirildi.

Bir yandan halkın iradesine el konulması yani kayyumlar, bir yandan Kürdistan’ın diğer parçalarında devam eden askeri harekat, tek cümle ile şunu diyebiliriz ki var olan hükümet barış falan istemiyor ve savaşta ısrar ediyor. Buradan anladığımız da ne oluyor haliyle, onlar varlıklarını yalnızca savaş üzerinden götürebiliyorlar. Barıştan uzaklar. Ama şunu da iyi bilmeliler ki savaş çözüm değildir, hiçbir zaman da olmayacaktır. Savaş var olan acıları ve huzursuzlukları arttırıp, derinleştirmekten başka bir şeye yaramayacaktır. Buradan bir kez daha çağrılarımızı yeniliyoruz ve kalıcı barış için Sayın Öcalan ile görüşmelerin yeniden başlaması ve düzenli bir şekilde sürdürülmesi gerekmektedir."