Dudu Kaya: Oğlumun ölüp ölmediğini kontrol ettireceklerine talebini karşılasınlar

Ölüm orucunun kritik aşamasında olan oğlu Nurettin Kaya’nın Türk Adalet Bakanlığı’nın talimatıyla her iki saatte bir gardiyanların tacizine uğradığına dikkat çeken Dudu Kaya, “Oğlumun ölüp ölmediğini kontrol ettireceklerine talebini karşılasınlar” dedi.

NURETTİN KAYA 259 GÜNDÜR ÖLÜM ORUCUNDA

Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli kuyu tipi hapishanesinde açlık grevinde olan arkadaşları Cemil Kurt ve Alişan Gül’ün ailelerine yakın bir hapishaneye sevk edilmesi ve siyasi tutsaklara dayatılan ağırlaştırılmış tecrit koşullarının sonlandırılması için 259 gündür ölüm orucunda olan siyasi tutsak Nurettin Kaya için zaman daralıyor. 40 kilonun altına düşen Kaya’ya sevk için verilen söz tutulmadığı gibi, Adalet Bakanlığı’nın talimatıyla yaşayıp yaşamadığını kontrol etmek için hücresinin mazgalını her iki saatte bir açan gardiyanlar tarafından taciz edildiği ortaya çıktı. ANF’ye konuşan Nurettin Kaya’nın annesi Dudu Kaya, “Adalet Bakanlığı oğlumun ölüp ölmediğini kontrol ettireceğine sevk talebini karşılasın” dedi.

Ölüm orucundaki oğlu Nurettin’in sesini duyurmak için çalmadığı gazete kapısı kalmayan ve defalarca Çağlayan Adliyesi önünde işkenceyle gözaltına alınan 64 yaşındaki Dudu Kaya, her an kötü bir haber alma endişesiyle yaşıyor. Kalp rahatsızlığından ötürü yeni anjiyo olan Dudu Kaya, kriz geçirme tehlikesi nedeniyle Bolu F Tipi Hapishanesi’nde günbegün eriyen oğlunun ziyaretine gidemiyor. Oğlu Nurettin’in durumunu avukatlarının aracılığıyla öğrenen Dudu Kaya, “En son iki haftadır Adalet Bakanlığı’nın talimatıyla ölüm orucu nedeniyle enerjisi kalmayan ve sürekli dinlenmek zorunda kalan oğlumun her iki saatte bir hücresinin mazgalını açan gardiyanlar tarafından uyandırılarak, yaşayıp yaşamadığının kontrol edildiğini öğrendim” dedi.

‘O ZAMANKİ GÖRÜŞTE OĞLUM KUYU TİPİ’NDE NEFES ALAMADIĞINI SÖYLEDİ’

Oğlunun talebinin basit ve karşılanabilir olduğunu hatırlatan Dudu Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nurettin, 2 yıl önce Burhaniye T Tipi’nden Erzurum Dumlu 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’ne sürgün edildi. Apar topar yapılan sürgünlerde Grup Yorum üyesi Cemil Kurt ve Alişan Gül isimli gençlerle aynı hapishaneye konuldu. Oradaki koşullar gerçekten çok kötüydü. Ziyaretine gittiğimde sadece bir dakika geç kaldığım için oğlumla beni görüştürmek istemediler. Tabii ki karşı çıktım. Kırmızı olduğu için başıma bağladığım tülbente el koymaya çalıştılar. O zamanki görüşmede oğlum bana bu kuyu tipi hapishanede nefes alamadığını söylemişti. Arkadaşları Kurt ve Gül ile birlikte sevk edilmek için açlık grevinde olduğunu anlattı. Sıkıntıdan kanser hastası gibi saçları ve bıyıkları dökülmüştü. Çok zayıflamıştı. Açlık grevinin 107. gününde sevk talebi kabul edildi. O nedenle açlık grevine ara verdi. Ama Bolu F Tipi Hapishanesi’ne gönderildikten sonra, iki arkadaşı için hapishane idaresinden aldığı sevk sözü tutulmadığı için bu kez ölüm orucuna başladı.”

‘HAPİSHANE İÇİ TALEPLERİ DE KARŞILANMIYOR!’

Sağlık durumu giderek ağırlaşan oğlunun hapishane içi taleplerinin de karşılanmadığına işaret eden Kaya, zayıflıktan yatarken kemikleri battığı için havalı yatak talebinin karşılanmadığı gibi istediği şekerlerin de getirilmediğini belirtti. Saf B1 vitamini alabilmesi için bu olanaksızlıkta ayda 3 bin TL harcadıklarını anlatan Kaya, “Benimle yaşayan engelli oğlum fabrikada çalışıyor. Zaten zar zor geçiniyoruz, bir de her ay B1 vitaminine para yetiştirmeye çalışıyoruz” dedi.

‘KALP KRİZİ RİSKİ NEDENİYLE DOKTOR ZİYARETE GİTMEME ONAY VERMİYOR’

İlk göz ağrısı olan oğlu Nurettin’in göz göre göre erimesine yüreğinin de dayanmadığını ifade eden Kaya, kalp rahatsızlığı başladığını ve 1 ay önce anjiyo olduğunu anlattı. Hapishaneye gitmesinin doktor tarafından kesinlikle yasaklandığını belirten Kaya, “Doktora yalvardım, çocuğumun durumunu anlattım. Ama en ufak bir heyecanda kalp krizi geçirme riskim olduğunu söyledi ve gitmeme kesinlikle onay vermedi” dedi.

‘BİR CAN GİDİYOR, GEÇ OLMADAN SEVK TALEBİ KARŞILANSIN’

Gözyaşları içinde duyarlılık çağrısı yapan Kaya, şunları kaydetti: “Oğlum 14 aydır ölüm orucunda. Buna beden dayanabilir mi? Dayanamaz. Bacakları ve ayakları ödem toplamış ve çok ağrısı varmış. Artık yürümekte zorlanıyor. Tekerlekli sandalye ile avukat görüşlerine çıkıyor. Madem hapishane idaresi söz vermiş o zaman sözünü tutsun. Benim oğlum sonuçta kendini kurtarma peşinde değil. Bir arkadaşına yazdığı mektupta da bunu açıkça belirtmiş. ‘Biz yola birlikte çıktığımız insanları yarı yolda bırakmamayı, terk etmemeyi halkımızdan öğrendik. Hiçbir zaman yolda kalanın ‘canı çıksın’ anlayışı içinde olmadık ve olmayacağız. Biz yarı yolda kalanı sırtlayıp taşıyan bir halkın evlatlarıyız ve bize dayatılan ağırlaştırılmış tecrit koşullarına da teslim olmayacağız’ diye yazmış. Adalet Bakanlığı’nın adaleti sadece kağıt üzerinde kalmasın. Bir can gidiyor can! Geç olmadan sevk talebi karşılansın.”