‘Emek ve Özgürlük İttifakı yeniden örgütlenmeli’

TÖP Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca, Emek ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturan 6 siyasi öznenin yan yana gelip sürecin muhasebesini yapması ve yeni dönem rotasını belirlemesi gerektiğini söyledi.

EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI

İktidarın, yerel seçimlerdeki kaybına işaret ederek, halkın seçenek aradığını ve devrimci yurtsever güçlere ciddi bir sorumluluk düştüğünü belirten TÖP Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca, Emek ve Özgürlük İttifakı güçlerini aşan siyasi bir birlikteliğe ve toplumsal mücadeleleri yan yana getirecek bir yol haritasına ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu Üyesi ve  Dem Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, ANF’ye konuştu. Son seçim sonuçlarının bir çok olasılığı ve imkanı bağrında taşıdığını belirten Perihan Koca, şunları söyledi: “Hangi olasılığın galip geleceğini, güç ilişkileri belirleyecek. Yerel seçim sonuçları faşizmin kurumsallaşma zeminini zayıflattı. İktidara bir seçim şoku yaşattı. Gardlarını düşürdü. Ciddi bir irtifa ve meşruiyet kaybı yaşattı. Hegemonyaları sarsıldı. Bu durum, faşizm olasılığını ortadan kaldırmadı. Unutmamak gerekir ki; Erdoğan’ın en güçlü yanlarından biri kırılma anlarında toparlanabilme kabiliyetidir. Özellikle düzen içi siyaseti, ana muhalefeti arkasına dizmeyi becererek yaptılar şimdiye kadar. 22 yılda önemli kırılma momentleri açığa çıktı, ancak o kırılma anlarında gereken devrimci müdahale yapılamadı. Sol, sosyalist güçlerin krizi ve güç yetmezliği, halkçı muhalefet boşluğu dolayısıyla o boşluk bir biçimde iktidarın kıvrak manevralarıyla dolduruldu. O yüzden iktidarı hafife almamak ama kadir-i mutlak olarak da görmemek gerek. Yerel seçim sonuçlarında bir kez daha açığa çıktı ki; halk arayış halinde, kendi seçeneğini arıyor. O seçeneği yaratabilecek tek güç de devrimci yurtsever güçlerin birlikteliğidir.”

YENİ DÖNEM ROTASI BELİRLENMELİ

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bir an önce bir araya gelmesi gerektiğini vurgulayan Perihan Koca, şöyle devam etti: “Bu çok acil ve yaşamsal bir ihtiyaç. O yüzden ivedilikle önce Emek ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturan 6 siyasi özne yan yana gelmeli, sürecin muhasebesini yapmalı ve yeni dönem rotasını belirlemelidir. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ne denli yaşamsal bir stratejik müdahale olduğu defalarca teyit edildi ama ittifakı oluşturan güçler, gereğini yerine getirme, sorumluluk alma konusunda henüz devrimci bir sınav veremedi. İttifak güçlerini aşan siyasi bir birlikteliğe ve aynı zamanda toplumsal mücadeleleri yan yana getirecek bir yol haritasına ihtiyacımız var. Ortak bir halkçı program hayata geçirilmeli. Örneğin hemen seçim sonrası 1 Mayıs süreci ittifak güçleri tarafından Şimşek (Türk Maliye Bakanı Mehmet Şimşek) politikalarını hedefe alan ortak bir eylem birlikteliği hattıyla örgütlenebilir ve gerçek bir güce ve güvene dönüşmesi sağlanabilirdi. Eğer böyle olsaydı, inanın Taksim de kazanılırdı. Bunun imkanı oluşmuştu ama ne yazık ki gereken sorumluluk alınmalı. O yüzden diyeceğim o ki; tarihin çağrısına kulak verelim ve sorumluluk alalım. O sorumluluğu derhal alalım, çünkü zamana karşı özgür değiliz. Kaybedecek bir dakikamız bile yok. Zamanı iyi yönetmeliyiz. 31 Mart sonuçlarını iyi okumalı, nesnelliği gören yerden devrimci bir müdahaleyi örgütlemeliyiz.”

TALEPLERİ YAN YANA GETİRECEK PROGRAM

İktidar blokunun darbe alıp zayıfladığını ama hızla manevra alanlarını genişletmeye, zaman kazanarak güç toplamaya çalıştığını vurgulayan Perihan Koca, şunları dile getirdi: “Bir kesimde iyimserlikten de öte safça Erdoğan’ın yumuşama dönemi söylemine kapılanlar var. Yumuşama dedikleri şeyin ne olacağını 1 Mayıs’ta Bozdoğan Kemeri’nde gösterdiler, Taksim iradesini gösteren devrimcileri tutuklayarak gösterdiler. Erdoğan ve şürekasının ‘demokrasicilik oyununun’ aparatı olmasın kimse. Türkiye ittifakı veya Türkiye uzlaşısı bağlamında bir restorasyon süreci de olasılıklar dahilinde zira. O yüzden ivedilikle, karşımızdaki gücün zaman kazanmasına olanak veremeden, devrimci demokrat yurtsever güçler sorumluluk almalı. Gövdesinde işsizliğe, pahalılığa, Şimşek politikalarına karşı bir mücadelenin olduğu; kadınların, gençlerin; başta Kürtler ve Aleviler olmak üzere halklar ve inançların ortak taleplerini yan yana getirebilecek bir programı yaşama geçirmelidir.”