AKP eski milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar, Adalet Nöbeti’ni 95’inci gününde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha Milletvekili oğlu Ferit Şenyaşar ile birlikte Türk Adalet Bakanlığı önünde devam ettirdikten sonra Türk meclisine geçerek açıklama yaptı. Emine Şenyaşar, Meclis kürsüsünden 24 Mayıs'ta Adalet Bakanlığı Önünde basın açıklaması yapacaklarını duyurdu. Şenyaşar ailesi tıpkı Wan direnişinde olduğu gibi bütün duyarlı kamuoyunu da yapacakları basın açıklamasına katılması çağrısında bulundu.
‘KARDEŞİM SAĞ KURTULMANIN BEDELİNİ ÖDÜYOR’
Konuya ilişkin konuşan Ferit Şenyaşar, hastanede katliam yapanların ve azmettirenlerin ödüllendirildiğini, olaydan sağ kurtulan bir kardeşinin ise altı yıldır tek kişilik hücrede tutulduğunu belirterek, “Kardeşim üstünlerin talimatıyla sağ kurtulmanın bedelini ödüyor. İnsanlık var olduktan beri ortaya çıkan haklardan biri adalettir. Adalet her zaman eşit kollu terazi ile temsil edilir fakat ayarı bozulursa devletin ve iktidarın meşruiyeti tartışmalı hale gelir. Geçen altı yıla rağmen adil ve tarafsız yargılanma taleplerimiz dikkate alınmadı. Annem ile beraber Urfa Adliyesi Önünde 846 gün adalet nöbeti tuttuk. O süreçte tarafımıza onlarca soruşturma açıldı. Mahkeme önüne suçluları çıkarmayan yargı annemi defalarca yargılamıştır” diye konuştu.
‘ADALET BAKANLIĞI HUKUKSUZLUĞA TARAF OLUYOR’
Şenyaşar, annesinin Riha’dan adalet bakanlığı önüne taşıdığı Adalet Nöbetinin 95’inci gününde devam ettiğini söyleyerek, “Adalet bakanlığı bu zulme son vermek yerine bakanlığın kapısına kilit vurdu, o da yetmedi bakanlığın önünü polis bariyerleri ile kapattı. Adil bir yargılanma için altı yıldır mücadele ediyoruz ve karşımızda beton yığınından başka muhatap bulamıyoruz. Bizim gibi binlerce kişi devlet içerisine yerleşmiş odaklar tarafından mağdur edilmektedir. Gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin yerini bulması için sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Hukukun üstünlüğünü şahısların üstünlüğünün üzerinde tutmamız lazım. Adalet Bakanlığı bugün susarak birçok hukuksuzluğa taraf olmaktadır. Adalet Bakanlığı faillerin, katillerin yargılanmadığı bu düzene göz yummaktadır” ifadelerini kullandı.
‘MÜCADELENİN ORTAK SESE DÖNÜŞMESİ İÇİN ÇAĞRI YAPIYORUZ’
Bu adalet anlayışının karşısında ezilenlerin, öldürülenlerin, haksızlığa uğrayan herkesin adalet mücadelesini büyüteceklerinin altını çizen Şenyaşar, “Biz adil bir yargılanmanın gerçekleşmesi ve caydırıcı cezaların verilmesi için tüm sivil toplum kuruluşlarını ve baroları Emine Şenyaşar şahsında, tüm Türkiye’de bu mücadelenin ortak bir sese dönüştürülmesi için çağrıda bulunuyoruz. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Ülkedeki baroları, hukuk örgütlerini ve tüm hak savunucularını haksızlığa karşı ses çıkarmaya davet ediyoruz. Bu süreçte savunmaya çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Herkes susabilir ama savunma susarsa toplum nefes alamaz. Iğdır Barosu’ndan Edirne Barosu’na oradan Samsun ve Hatay barosuna, ülkedeki tüm barolara çağrı yapıyoruz. Mecliste grubu bulunan bulunmayan tüm siyasi partilere sesleniyoruz. Bütün Demokratik Sivil Kuruluşlarına sesleniyoruz. Adil bir yargılanma için adalet mücadelesini sürdüren bütün ailelere sesleniyoruz. 24 Mayıs Cuma günü saat 15.00’te Adalet Bakanlığı önünde haksızlığa uğrayan bütün kesimler adına basın açıklaması yapacağız. Ben muktedirim, arkamda iktidarın gücü var, istediğim haksızlığı ve hukuksuzluğu yaparım, istediğimi öldürürüm kimse ses çıkaramaz, düzenine karşı hep birlikte dur diyeceğiz. Hiç kimse haktan daha üstün değildir. Wan halkının direnişine bütün demokratik kitle örgütleri sahip çıktı Wan halkı iradesini geri aldı. Şu an adalet için mücadele eden bir anne var, Wan halkı için gösterilen duyarlılığı anne için de vicdanı olan herkesin göstermesini talep ediyoruz” dedi.
‘ERDOĞAN BUNLARIN TARAFINI TUTTUKÇA ZULMEDİYORLAR’
Ardından konuşan Emine Şenyaşar ise, adalet istediğini yineleyerek, “Ailemin tamamını öldürdüler, dükkânımızın içerisinde ailemi taradılar, ardından hastanede öldürdüler. Halil Yıldız, ‘hepsini hastaneye getirin’ dedi. Oğlum beni hastaneye götürmeyin, demiş ancak demişler ki vekil herkesi hastaneye getirin, demiş. Benim çocuklarımı büyük bir zulümle öldürdüler. Yıllardır dükkânımız var ve dükkânımızda esnaflık yapıyorduk. Oruçluyduk ben ve çocuklarım, dükkânın önünden geçiyordum ve dükkân müşterilerle doluydu. Oruçtan dolayı kimse gezmiyordu ama onlar bir sürü kişi arkasına almış, oruç günü katliam için geziyordu. Sonrasında Halil Yıldız çocuklarımı öldürdü. Bunlar çoktur kalabalıktır, Halil Yıldız bunlara dedi, ‘gidin hepsini vurun, öldürün, Erdoğan sizi hapishaneye koymayacak.’ Sonra çocuklarımı ve ailemi hepsini rahatlıkla öldürdüler. Ben ve çocuklarımın babası olayın peşine düştük. Biz dükkâna gittik; her yer kandı. Dediler ki çocuklarını hastaneye götürdüler. Hastaneye gittikten sonra ise meğerse bir yandan çocuklarımı öldürüyorlar bir yandan benle eşim hastaneye girdik, eşimi görünce gelip eşimi bıçakladılar. Başına demirle vurdular, gözlerini çıkardılar. Başını ve göğsünü demirle doğradılar. Bunlarda vicdan yoktur. Erdoğan da bunların tarafını tuttukça vahşice insanların arasında geziyorlar. Benim ailemi tek değil, bunlar çok fazla insan öldürmüşler” sözlerini kaydetti.
‘HERKES İÇİN ADALET İSTİYORUM’
Emine Şenyaşar devamla şunları söyledi: “Bu nasıl bir devlettir bu nasıl bir hükümettir? Onların suçluları şehirde Riha’da geziyorlar. Benim çocuğum ise tek başına hücrede kalıyor. Biz doğru dürüst göremiyoruz hatta avukat bile doğru düzgün yanına gidemiyor. Çocuğumu bırakın, çocuğumun hiçbir suçu yoktur. Çocuğumun kimseyi vurmadığı, kullanmadığı silahı sakladınız, kendi üvey kardeşinizi öldürüp benim oğlumun üzerine attınız. Birbirlerini sevmediler ve kendi kardeşlerini öldürdüler. Sonra da suçunu benim oğluma attılar. Benim oğlumun silahını çıkarın, benim oğlum o silahla eğer kimseyi öldürmüş ise yine cezasını çeksin. Siz hükümetsiniz, devletsiniz ve siz silahı saklıyor, hastane ve dükkân kayıtlarını siliyorsunuz. Hemen olayın akşamına hastanede çocuklarımın kanlarının döküldüğü yerleri boyayarak kapatıyorsunuz. Yani vicdan bunun neresinde Erdoğan? Bu vicdan değildir, her şey açık ortadadır. Sen neden benim oğlumu tutmuş altı yıldır bırakmıyorsun. Altı yıldır oturuyorum, direniyorum, siz bana zulüm ediyorsunuz. Allah biraz merhamet koysun yüreğinize. Ben herkese adalet istiyorum. 20 gün sonra her yerden tıpkı Wan’da olduğu gibi toplanın gelin. Herkese çağrı yapıyorum, çocukları cezaevinde olanlar, çocukları ölmüş olanlar hepinizi Adalet Bakanlığı’nın önüne bekliyorum.”